‘Atlar adalarda kalsın, motorlu taşıtlar girmesin’

Adaların Atlar Platformu: Motorlu araçların Adalar’a girmemesi ve atların buradaki yaşam alanlarında kalmasını talep ediyoruz. Faytanculuğu da savunmuyoruz.

Adalar’da oturan ve hayvan hakları aktivisti de olan Pınar Yiğitoğulları, bunca zaman Adalar’da bulunan ve çoğunluğu Kürt olan faytoncuların, evlerinin yakınlarındaki alanlarda sebze yetiştirdiğini belirterek, “Bu yıl bir yazı gitti onlara ve o alanları boşaltın, denildi. Aracın gelmesi rantın ve yapılaşmanın önünü açacak. Bunun ilk adımı, o insanlara ekip biçtiğiniz alandan çıkın, demekle başladı” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Haziran 2020 tarihinde Adalardaki elektrikli araçların açılışına gittiğinde oradaki vatandaşlar tarafından protesto edildi. Adalardaki faytonların Valilik tarafından kaldırılması, İBB’nin boşta kalan atları bir yerde toplaması tartışması bir süredir devam ediyor. Özellikle Adaların Atları grubu olarak bu konuda bir süredir çalışma yürüten Adalar sakinleri hem Valilik hem de İBB’nin uygulamaların karşı çıkıyor. İmamoğlu’nu protesto eden grup da onlardan oluşuyor. O gün yapılan eylem sosyal medyada tepki ile karşılandı. Aktivistlerin “Güzel olmadı”, “Atlı hayat” pankartları bir kesim tarafından “Neden faytonların kaldırılmasına dair de eylem yapmadınız?”, “Bu İmamoğlu’na karşı provokasyon” ve “Atlı hayat derken atların eziyet içinde ölmesini mi istiyorsunuz” şeklinde eleştirilerin hedefi oldu. Nitekim İBB elektrikli araçların açılışını yapsa da Adalar Kaymakamlığı, İBB'nin 60 elektrikli araç kullanımı için yaptığı başvuruyu Karayolları Trafik Kanunu’na uyulmadığı gerekçesiyle reddetti. Protestocular, Adalar’ın 1. dereceden Sit alanı olduğunu ve araçların yaşam alanın doğasını bozacağı, kazaların artacağı ve bunun beraberinde rantı da getireceği kanaatinde.

ATLAR İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ

Adalar’da ikamet eden ve bir hayvan hakları aktivisti de olan Pınar Yiğitoğulları, yaşanan protestoda haksız yere eleştirilerin hedefi olduklarını söyledi. ANF’nin sorularını yanıtlayan Yiğitoğulları, iki yıldır Adalar’da atlar için bir grup insanın mücadele ettiğini hatırlatarak, şunları ifade etti: “Biz sanki hayvansever bir kitle değilmişiz, faytonların gitmesini istemiyormuşuz gibi bize eleştiri yönelttiler. Bu haksız bir itham. Orada pankart taşıyan arkadaşlarımız hedef gösterilip sözlü linç edildi. ‘Atlı hayat’ pankartı taşıyan arkadaşımıza, ‘Ne demek atlı hayat, onlara zulüm mü edilsin’ türünde haksız ithamlar yapıldı. Bizler atların adada kalmasını istiyoruz ama bunların zulüm içinde çalıştırılmasını düşündüğümüzü söylemeleri bile korkunç. Burada atlar İBB’nin çadırlarında hareketsizlikten, bağıra bağıra ölüyor. Bizler aylardır bu koşulların düzeltilmesi için uğraşıyoruz. Adalar’da ne AKP ne de CHP döneminde tek tırnak uzmanı bir veteriner var. Her şey faytonların kaldırılmasıyla bitmiyor ki. Bu sorun asla çözülmemiş. Bunlar artık evcilleşen atlar, burada çocuklar için binicilik tarzından atlara alan açılabilir. Çünkü atların günde en az 4-5 saat koşması gerekli. Açıp baksınlar bizi bu ithamlarla suçlayanlar uzmanların görüşlerine, atların doğalarına. Evcil olan atları nereye bırakacaklar, doğaya mı salınacak? Ruhan hastalığı var dediler birçok atı telef ettiler ama buna dair açıklanmış tek bir resmi belge yok. Şimdi ne olacak bu atlara? İstihdamı, planı projesi nedir? Bunların planı yapılmadan Valilik ‘Faytonculuğu bitiriyoruz’ diye bir karar aldı. İBB de buna dahil oldu daha sonra. Şimdi Adalar’dan atlar bölük bölük gönderiliyor. İBB bu konuda bilgi vermiyor.”

104 AT ADADAN YOLLANMIŞ

Yiğitoğulları’nın bahsettiği atların gönderilmesi de Adaların Atları grubunun takibinde. Aktivistler, adalarinatlari.wordpress.com adresinde, 5 Haziran’da Adalar dışında gönderilmeye başlayan atlardan kaç tanesinin nereye gittiği hakkında İBB’ye ve yetkili mercilere sorular yönelttiği gibi olayın takibini de yapıyor. Sitede yer alana bilgilere göre 18 Haziran’la birlikte 104 at, Adalar’dan farklı yerlere nakledilmiş:

* 5 Haziran 2020 Cuma- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik MYO Atçılık ve Antrenörlüğü – 20 at

* 8 Haziran 2020 Pazartesi – Fırat Üniversitesi Sivrice MYO – Atçılık ve Antrenörlüğü – 20 at

* 11 Haziran 2020 Perşembe – Kastamonu, Daday – 20 at (6 ayrı binicilik kulübü ve çiftliğe dağıtıldı)

* 15 Haziran 2020 Pazartesi – Mersin Tarsus Hayvanat Bahçesi – 20 at

* 18 Haziran 2020 Perşembe – Niğde, Yahşi Batı Binicilik – 24 at (önceden 12 ata sahip olan kurumun şimdi toplam 36 atı oldu).

BUNLAR ADALAR’DA DA YAPILABİLİR

Aktivistler bu bilgileri İBB’den değil, gönderilecek yerler ve bölgeleri öğrendikten sonra olası eğitim ve binicilik kurumlarını arayarak tespit ediyor. Sitede yapılan açıklamada ise gönderilen yerlerle ilgili şunlar söyleniyor: “İBB elinde kaç at bulunduğunu ve bunların nereye gideceklerini açıklamadığı gibi, atların sahiplendirilme koşullarını da ısrarla açıklamıyor. Ancak bu konuda titiz olduklarını, gönderilecek yerleri önceden incelediklerini ve 6 ayda bir atları kontrol edeceklerini söylüyorlar. Atların korunmasını, eğer 6 ay sonra kötü durumda olurlarsa ceza kesilmesi ile sağlayabileceklerini düşünüyorlar. Kesilecek cezalar atları geri getirmez. Hayvanat Bahçesi dışında, atların şimdiye kadar gönderildiği yerlerin yanlış yerler olduğunu düşünmüyoruz. Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in atları otizmli çocuklarla çalışmak için değerlendirmeyi teklif ettiği proje de çok güzel bir çalışma olabilir. Ancak atlarla yapılacak olumlu çalışmaların tamamı Adalar’da da yapılabilir ve yapılmalıdır.”

BU RANTIN DA ÖNÜNÜ AÇACAK

Yiğitoğulları da atların adalarda kalmasını ve bu koşulların yaratılabileceğini yineledi. Adaların Atlar Platformu’nda iki yıldır atlar için girişimlerde bulunduklarını söyleyen Yiğitoğulları, araçların gelişinin rant ile soylulaştırmaya da kapı açtığının altını çizerek, eleştirilere şöyle yanıt verdi: “İnsanlar bize kızdı, ‘Neden faytonculara da bunu demediniz?’ diye. Türkiye’deki yasalarda hayvan, kişilerin malı olarak geçiyor. Ben bir ev kedisini kısırlaştırmayıp (ki uzmanlar bunun olmasının altını çiziyor) o kediyi çoğaltan ve hayvana aslında zarar veren kişilere de müdahale edemiyorum ki! Çünkü yasada hayvan ‘mal’ statüsünde geçiyor. O yüzden devlet kurumlarına tepki verebiliyoruz. Bazı tepkiler de bizim burada mafya faytonculardan yana olduğumuza dair. Burada evet mayfavari ilişkilerde olan 4-5 aile var. Onlar da yasa dışı yollarla Adalar’daki Ermeni ve Rum mülklerini gasp etmiş. Ayrıca birçok sektöre el attıkları gibi 30-40 atı alıp dışarıdan gelen faytonculara kiralamış insanlar. Zaten elektrikli araç ihalesine de ilk girecek kişilerin onlar olmasından kimse şüphe etmiyor. Bunun dışında burada yaşayan faytoncular 6 atı olan, onları da dönüşümlü şekilde çalıştırılan insanlar. Ayrıca bu sadece araçların gelmesi meselesi ile sınırlı değil bence. Bunca zaman Adalar’da bulunan ve çoğunluğu Kürt olan faytoncular, evlerinin yakınlarındaki alanlarda sebze yetiştiriyordu. Bu yıl bir yazı gitti onlara ve o alanları boşaltın, denildi. Aracın gelmesi rantın ve yapılaşmanın önünü açacak. Bunun ilk adımı o insanlara ekip biçtiğiniz alandan çıkın, demekle başladı. Bizim talebimiz motorlu araçların Adalar’a girmemesi ve atların buradaki yaşam alanlarında kalması, çünkü İBB’nin gönderdiğini tespit ettiğimiz yerdeki tüm şeyler burada da yapılabilir.”