Av Eski: Hak ihlalleri tutsakların tahammül sınırlarını zorluyor

ÖHD’li Av. Veysi Eski, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine tüm hukuk kurumlarının karşı çıkması gerektiğini belirterek, "Hapishanelerdeki hak ihlalleri özelikle siyasi mahpuslar açısından tahammül sınırlarını zorlamaktadır" dedi.

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Hapishane Komisyonu üyesi Avukat Veysi Eski, cezaevlerindeki hak ihlallerini ANF’ye anlattı.

İnfaz yasasındaki değişikliklerle siyasi tutsakların şartlarının daha da ağırlaştığına dikkat çeken Av. Eski, yasal düzenlemelerin kötü niyetle yapıldığını kaydetti. Av. Eski, Ceza İnfaz Kurumları Yönetimi ve Ceza Güvenlik Tedbirleri İnfazı hakkındaki yönetmelikle birlikte tutsakların koğuşlarına yerleştirilmesi planlanan görüntülü konuşma cihazlarının, tutsakların günlük yaşamını kayıt altına alacağını ve bunun açıkça mahremiyet alanın ihlali anlamına geldiğini belirtti.

MUHALEFETİN HAKLARI TIRPANLANIYOR

ÖHD Hapishane Komisyonu Av. Veysi Eski, iktidarın sözde anayasal düzenlemelerinin, siyasi tutsaklar açısından ağır sonuçlar doğurduğunu şu sözlerle aktardı: "Siyasi iktidar Anayasa değişiklikleri de dahil tüm yasal düzenlemelerde kötü niyetli ve hileye başvurmaktan geri durmuyor. Bugüne kadar olumlu taraflarını kamuoyunun tartışmasına açıp özellikle muhaliflere yönelik daha fazla hakların tırpanlanması söz konusu. Son infaz yasasında da aynı pratiğe hep birlikte şahit olduk, af yasası olarak tartışmayı açıp çeteler ve bilumum adli suçlular salınırken cezaevlerinde bulunan binlerce siyasi mahpusun koşullu salıverme hakları Cezaevi Gözlem Kurullarının insafına terk edildi.

Cezaevlerinde söz konusu Gözlem Kurulları adeta hukukçu olmayanlardan oluşan yeni bir yargı birimi olarak görevlendirdiler. Cezaevlerinde idare tarafından "taraflı koğuş" olarak tanımlanan ve cezaevine giren her siyasi mahpusa bir seçenek olarak sunulan siyasi mahpusların kaldıkları koğuşlarda kalmak kişinin infazının yakılması için bu kurullarca gerekçe olarak sunulmaya başlandı."

MAHREMİYETİN İHLALİ

Av. Eski, Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde alt yapı çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğu görüntülü konuşma cihazlarının koğuş ve oda içine yerleştirilmesinin mahremiyet alanının ihlali olacağını şu sözlerle ifade etti: "Bahsini ettiğiniz uygulamayla Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik ile mahpuslara haftada 30 dakika görüntülü görüşme hakkı getirildi. Görüntülü görüşme sistemi, oda veya koğuş içine ya da idarece uygun görülen yerlere kurulacağı siyasi mahpusların ise bu haktan idari gözlem kurulunun mahpusun cezaevindeki tutum ve davranışlarına göre vereceği karar ile olabileceği şeklinde düzenleme yapıldı.

Bu düzenleme ile mahpusların en mahrem alanlarına kadar ses ve görüntü kaydedici elektronik cihazların idarece keyfi olarak kurulabilmesi anlamına geliyor. Cihazların mahpusların koğuşlarına kurulması açıkça mahremiyetinin ihlali anlamına geliyor. Alternatif olarak belirtilen uygun görülen yerlerde kurulmaları gerekir. Aksi takdirde kişide sürekli gözlemlenmeden kaynaklı ağır psikolojik etkiler yaratma ihtimali çok yüksek.

Siyasi mahpusların bu haklarını kullanmasının idari gözlem kurulunun kararına bırakılması ile cezaevi yönetimlerinin her türlü uygulamalarına siyasi mahpusların boyun eğmesi, siyasal gündemlere dair mahpusların tüm eylem ve etkinliklerinin engellenmesi amaçlanıyor."

SİYASİ MAHPUSLARIN TAHAMMÜL SINIRLARI ZORLANIYOR

"Cezaevi yönetiminin keyfi kararları ile mahpuslar tecride tabi tutuluyor" diyen ÖHD Hapishane Komisyonu üyesi Av. Veysi Eski, son olarak şunları kaydetti:

"Zaten binlerce mahpus AİHM ve AYM kararlarına aykırı olarak ailelerinden binlerce kilometre uzaktaki hapishanelerde tutuluyor.

Biyoiktidar olarak tanımlanan ve mahpusun bedeni ve ruhu üzerinde mutlak iktidarı sağlamayı amaçlayan bu uygulama, hem koğuş ve odalara bu sistemin kurulması, hem de siyasi mahpusların görüş haklarının keyfi bir şekilde engellenebiliyor olması nedeniyle açıkça AİHS 8. maddesinde düzenlenen mahremiyet hakkı, yine AİHS 3. maddesinde düzenlenen insanlık dışı ve onur kırıcı muamele ile 14.madde de düzenlenen ayrımcılık yasağına aykırıdır. Demokratik kamuoyunun, baroların ve hukuk kurumlarının bu yönetmeliğe karşı durması ve mücadele etmeleri gerekiyor. Hapishanelerdeki hak ihlalleri özelikle siyasi mahpuslar açısından tahammül sınırlarını zorlamaktadır."