Avukat Bedirhan Sarsılmaz’ı da içeren iddianame önce hakimlik tarafından iade edildi, savcılık ise başka bir hakimliğe gönderdi ama yine iade aldı. Sarsılmaz ise başka bir cezaevine sürgün edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan bir soruşturma kapsamında 25 Ekim’de İstanbul’da gözaltına alınan ve 30 Ekim’de çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Av. Bedirhan Sarsılmaz, Marmara 5 Nolu Cezaevi’nden Tekirdağ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildi. Burada kendisine çıplak arama dayatılan Av. Sarsılmaz, kabul etmedi. Sarsılmaz’ın iddianamesi de henüz yok.

SAVCILIK BAŞKA MAHKEMEYE YOLLADI

ANF’ye konuşan avukatı Emrah Baran, dosyaya ilişkin şu bilgileri verdi: “Aslında 17 Ocak'ta iddianamesi hazırlanıp 25. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. 25. Ağır Ceza Mahkemesi, şüpheliler arasında hukuki ve fiili irtibat bulmaması gibi bir hukuka aykırı nedenle iddianameyi iade etti. Bunun üzerine savcılık, dosyada bulunan 15 tutuklu için ayrı ayrı iddianame düzenledi ve 5. Ağır Ceza Mahkemesi yerine hukuka aykırı şekilde 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Tabii biz bu noktada itirazda bulunduk, 14. Ağır Ceza Mahkemesi de talebimizi kabul etti ve dosyayı tekrar savcılığa gönderdi. Şimdi dosya savcılıkta 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere bekliyor. Savcılığın yanlış hukuki yorumu ve mahkemelerin iddianameyi iade etmesi nedeniyle süreç uzadı.”

MESLEKİ FAALİYETLER SUÇ SAYILIYOR

Bedirhan Sarsılmaz’ın Tekirdağ F Tipi’ne sürgün edildiğini ifade eden avukat Emrah Baran, tutuklama gerekçelerinin de mesleki faaliyetlerden ibaret olduğunu hatırlattı. Av. Baran, şunları söyledi: “Daha önce Bedirhan müvekkiliyle hapishanede selamlaştığı gerekçesiyle hakkında bir soruşturma açılmıştı. Halil Ay ile ikisi Tekirdağ’a sürgün edildi. Kendisine girişte çıplak arama dayatmışlar. Bedirhan kabul etmeyince  çok da ısrar etmemişler. Dosyada kısıtlama kararı var. Bu kısıtlama kararı ancak iddianame kabulüyle ortadan kalkacak ve dosyadaki bilgilere ulaşabileceğiz. Emniyet ifadesinde ve Sulh Ceza sorgusunda sorulan sorulara baktığımızda mesleki bir görüşmeye ilişkin tapeler suçlama konusu haline getirilmişti. Twitter (şimdiki adı X) hesabından özellikle kamu görevlilerinin yaptığı birtakım hukuksuzlukları eleştirdiği bazı paylaşımları, ‘örgüt üyeliği’ne delil olarak kabul edilmişti. Bunlardan biri örneğin polisin bir taziyeyi basarak taziyeyi gerçekleştiren kişileri gözaltına alınması, diğeri ise Fransa'da katledilen sanatçı Mîr Perwer’in anmasının engellenmesine ilişkin eleştirisiydi. Aslında herhangi bir suç unsuru yok.”