'Avrupa Sur’da işlenen suçların ortağı'

İsviçre SP Basel Kanton Milletvekili Mustafa Atıcı, Amed’in Sur ilçesinde gördüklerinin dehşet verici olduğunu ifade ederek Avrupa’nın susarak bu politikaların ortağı konumuna geldiğini ifade etti.

İsviçre SP Basel Kanton Milletvekili Mustafa Atıcı, Kürt halkının topluca yok edilmek istendiğini vurgulayarak, Avrupa’nın ise sessiz kalarak Kürt halkına karşı işlenen savaş suçuna ortak olduğunu söyledi. Atıcı “Türkiye’de tek kişilik rejime karşı durarak demokrasinin tek savunucusu haline gelen Kürt halkına karşı toplu yok etme konsepti dayatılıyor” dedi.

Geçtiğimiz günlerde İsviçreli sanatçı Anina Jendreyko’nun başlattığı girişimler sonucunda İsviçre Hristiyan Demokrat Parti Federal Milletvekili Claude Béglé, Sosyalist Parti Federal Milletvekilleri Laurence Fehlmann Rielle ve Claudia Friedle, Yeşiller Milletvekili Sibel Arslan, SP Basel Kanton Milletvekili Mustafa Atıcı, İsviçre’nin en büyük işçi sendikası olan UNIA temsilcilerinden Hansueli Scheidegger, Bagimsiz Gazetesi Anne-Lise Hilty ve beraberindeki bir gazeteci heyet Sur’da yaşananları yerinde incelemek amacıyla Amed’e giderek bir dizi temaslarda bulunmuştu.

Yaptıkları 2 günlük temasların ve incelemelerin ardından İsviçre’ye geri dönerek Kürdistan’da yaşananlara yönelik bir rapor yayınlayan heyet arasında bulunanlardan SP Basel Kanton Milletvekili Mustafa Atıcı ile konuştuk.

‘KÜRT HALKINA KARŞI TOPLU YOK ETME KONSEPTİ DAYATILIYOR’

Amed’e gitme amaçlarının temelinde son dönemlerde yaşanan savaşı yerinde görmek ve incelemelerde bulunarak belge toplamak olduğunu söyleyen Atıcı, heyet olarak Sur’da gördükleri karşısında büyük bir şok ve üzüntüye uğradıklarını ifade etti. 2 gün boyunca Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları, Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanları, Amed İnsan Hakları Derneği yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile görüştüklerini ve yine aylarca yasaklı bölge ilan edilerek yüzlerce insanın katledildiği Sur’a giderek yerinde incelemeler yaparak insanlar bire bir görüşmeler gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

Erdoğan’ın 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını hazmedemeyerek Kürt halkına karşı yeniden bir savaş başlattığını hatırlatan Atıcı, gelinen aşamada bölgede yaşayan Kürt halkına karşı toplu bir yok etme konsepti uygulandığını vurguladı. Yaptıkları görüşmelerde ve incelemelerde bu gerçeğin kendisini iyi bir şekilde açığa vurduğunu söyleyen Atıcı, Özel timler eşliğinde bir halkın hem kendisi hem de kültürel bütün mirasları hedef alınarak yok edilmek istendiğini söyledi.

Cizre, Silopi, Yüksekova, Nusaybin ve Sur ‘da yaşananlara değinen Atıcı, “Bu bölgelerde ortaya çıkan gerçekliğin ismi ‘Kürt halkına karşı toplu yok etme planıdır’” diyerek dikkat çekti.

‘UNESCO ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMIYOR’

Sur’da insanlar yok edildiği gibi UNESCO tarafından korunması gereken tarihi miraslar arasında bulunan bütün yapılarında yok edildiğine de dikkat çeken Atıcı, “UNESCO koruma listesine aldığı tarihi miraslara yapılanlara karşı hiçbir tutum ortaya koymuş değil bu kabul edilecek bir durum değil. Sur ‘da yaşananlar yetmiyormuş gibi hukuksal bütün yollar tıkanarak insanların evlerine zorla el konulup bölgede ki halk zorla göçe tabi tutturulmak isteniyor” diyerek tepki gösterdi.

‘İNSANLAR TOPRAĞINI TERKETMEK İSTEMİYOR GEREKİRSE DİRENİRİZ DİYORLAR’

 Kürt halkının kendisine dayatılan bütün politikalara karşı büyük bir politik düzeye ulaşmaktan geri durmadığının altını çizen Atıcı, şunlara dikkat çekti: “Yaptığımız bütün görüşmelerde heyet olarak hepimizi etkileyen en önemli nokta sokaktaki insanla, Kürt belediye temsilcilerinin veya siyasetçilerinin söyledikleri hep aynı şeydi. Bir halk bu kadar örgütlü olur veya bir bu halkın siyasetçileri bu kadar kendi halkının siyasetini yapabilir. Yine Kürt halkının kendisine karşı uygulanan bütün politikalarına karşı topraklarını asla terk etmeyeceği ve gerekirse bunun için direneceği gerçekliği kendisini çok iyi gösteriyor”

‘SUR’DAKİ GÖRÜNTÜLER 2.DÜNYA SAVAŞINDA ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLE AYNI’

Heyet olarak Sur’da gördüklerinin 2. Dünya savaşı sonrasında ortaya çıkan kareleri aratmadığını söyleyen Atıcı, “Eğer bir savaş suçundan bahsedeceksek ortaya çıkan görüntüler bunun göstergesidir. Sur’da gördüklerimden hareketle söyleyebilirim ki burada Uluslararası savaş kuralları ihlal edilmiştir. İnsanlar yaralı haldeyken öldürülmüş veya esir kaldığı evler de üzerlerine bombalar atılmış. Ve bu yaşanan durumu bir devlet kendi halkına karşı yapıyor önemli nokta burası.

‘VEKİLLERİN TUTUKLANMASI VE BELEDİYELERE KAYYUM ATAMAK FELAKET OLUR’

“Ben Kürtlere karşı uygulanan savaşı bir kişiye indirgemek istemiyorum Türkiye’deki sistemin varlığı Kürt halkını yok etmeye dönük” diyen Atıcı, Kürtlere karşı dayatılan savaş karşısında ülkedeki demokratik kesimlerin veya partilerinde susarak bir anlamda bu politikaya ortak olduğunu söyledi. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve en son olarak da belediyelere Kayyum atama isteğinin büyük bir felakete yol açabileceğini vurgulayan Atıcı, “Yıllarca birlikte yaşamakta ve barış da ısrar eden bir halka her türlü zulmü reva görmek ve üstüne üstlük bu halkın siyasi olarak bütün varlığına el koymak büyük bir felakete yol açabilir. Yaptığımız görüşmelerde de bu çok açığa çıktı bu durum gerçekleşirse Kürt halkı bedeli ne olursa olsun direneceğinin gerçekliğini ortaya koyuyor. Türkiye’de demokrasinin tek savunucusu konumunda durarak tek kişilik yönetimi engelleyen güç olan Kürt halkı ve siyasetçileri yok edilmek isteniyor. Açıkça diyebilirim Kürtler bu ülkede barış ve demokrasi yürüten tek güç konumunda” şeklinde konuştu.

‘AVRUPA SESSİZ KALARAK SUÇA ORTAK OLUYOR’

“Bölgedeki insanlar yaşadıkları karşısında Avrupa’nın ve dünyanın sessiz kalma durumuna çok tepkililer” diyen, Atıcı, insanların Avrupa’nın yaşananlar karşısında sessiz kalarak bir anlamda kendi değerlerine saygısızlık yaptığını düşündüklerini söyledi. Avrupa’nın son dönemlere kadar Kürtleri kendi yaşadığı mülteci krizine kurban ettiğini kaydeden Atıcı, şunları ekledi: “Avrupa Kürtlerin yaşadıklarını çok iyi görmesine rağmen bir tavır göstermeyerek çıkarları gereği ikiyüzlü bir politika sergiliyor. Avrupa Türkiye ile bütün ilişkilerini hemen kesmeli. ‘ilişkide olursak sorunlar daha kolay çözülür’ mantığı Türkiye için tamamen yanlış bir politika. Avrupa Kürt halkına karşı yaptıkları için Türkiye’yi tamamen izole etmelidir”

Avrupa’nın bugüne kadar susarak Kürtlere karşı uygulanan savaş politikalarının ortağı haline geldiğini belirten Atıcı, “yarın birileri yaşanan bu savaş suçundan kaynaklı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yargılanacaksa Avrupa’da sessiz kaldığı için o sandalye de olabilir. Bölgede ortaya çıkan gerçekler sorumluların UCM’de yargılanacağının gerçekliğini ortaya koyuyor” dedi.

Atıcı, heyet olarak bundan sonraki amaçlarının bölgede edindikleri izlenimlerin İsviçre Dış İşleri Bakanlığına iletmek yaşananlara karşı hareket etmek, UNESCO ile iletişime geçerek Surların yeniden onarılmasını sağlamak ve en önemli amaçlarının Avrupa toplumunu Kürtlere karşı yapılanlar noktasında aydınlatmak olduğunu söyledi.