Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) heyetine 18 sayfalık bir rapor sunan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatları, raporda Öcalan üzerinde son 11 aydır sürdürülen izolasyonun 13 yıllık izolasyon rejiminin yeni ve aðırlaşmış biçimi olduðuna dikkat çekti. Raporda, AKP hükümeti yetkililerinin basına yansıyan açıklamalarında tecridi bilinçli olarak yaptıðını itiraf ettiðine işaret edilerek, "Hükümetin dili bizi Sayın Öcalan'ın yaşamı hakkında ciddi kaygılara sevk etmektedir" denildi. Adalet Bakanlıðı'na Öcalan ile görüşmek için başvuran heyete de, henüz Bakanlık tarafından cevap verilmedi.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye Raportörü Fransız Sosyalist Parlamenter Josette Durrieu ve Denetim Komisyonu Sekreteri Sylvie Affholder, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüştü. Türkiye'de temasları süren heyet, Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlıðı'na başvuruda bulunduklarını bildirerek, henüz Bakanlıðın taleplerine cevap vermediðini söyledi. Avukatlar, heyete 28 Temmuz 2011 tarihinden bu yana müvekkilleriyle görüştürülmediklerini aktararak, bu konuda hazırladıkları 18 sayfalık bir heyete raporu sundu.
ÝZOLASYON REJÝMÝNÝN YENÝ VE AÐIRLAŞMIŞ BÝÇÝMÝ
Asrın Hukuk Bürosu avukatları tarafından AKPM heyetine sunulan 18 sayfalık raporda, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana Ýmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan'ın içinde bulunduðu tecrit koşullarına dikkat çekiliyor. Raporda, Şubat 1999 tarihinden 17 Kasım 2009 tarihine kadar özel güvenlikli bir ada cezaevinde tek başına tutulan Öcalan'a uygulanan tek kişilik izolasyonun, Kasım 2009'dan bu yana eklenen 5 mahpus ile birlikte "dar grup izolasyonuna" dönüştüðü vurgulanıyor. Raporda, "Bu 13 yıllık izolasyon geçmişi üzerine temellenen yepyeni bir durum söz konusudur. Son 11 aylık izolasyon pratiði, 13 yıllık izolasyon rejiminin yeni ve aðırlaşmış biçimidir" diye kaydediliyor. Ýmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'nde tutulan Abdullah Öcalan ve diðer 5 mahpusun içerisinde bulundukları tecrit koşullarının 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana daha da aðırlaştırılmış bulunduðunun altının çizildiði raporda, "Sayın Öcalan ile ailesi ve yasal temsilcilerinin görüşme yapma hakları hükümet tarafından tamamen keyfi ve siyasi nedenlerle 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana engellenmiş durumdadır. Yanı sıra Sayın Öcalan'ın saðlık durumu hakkında bilgi verecek telefon, faks ve benzeri iletişim haklarından yararlanması da engellenmektedir" diye belirtiliyor.
AVUKATLARIN TUTUKLANMASI ÝLE ÖCALAN SAVUNMASIZ BIRAKILMAK ÝSTENDÝ
Raporda, "Sayın Öcalan'ın şahsı üzerinden bizzat Başbakan tarafından 'Ýdam cezası uygulanmalıydı, biz olsak idam ederdik' şeklindeki yaklaşımı, bu konuda halen devlet adına ne denli intikamcı ve tehdit içeren bir zihniyetin hakim olduðunu yansıtmakta ve bu durum bizi Sayın Öcalan'ın yaşamı hakkında ciddi kaygılara sevk etmektedir" diye kaydediliyor. Öcalan'ın Avrupa Ýnsan Hakları Mahkemesi'nde devam eden dosyalarının gidişatından da haberdar olamadıðına ve savunma hakkını aktif olarak kullanamadıðına işaret edilen raporda, "Ayrıca Başbakan tarafından direk hedef gösterildikten kısa bir süre sonra 22 Kasım 2011 tarihinde Sayın Abdullah Öcalan'ın hukuki temsilciliðini üstlenmiş Asrın Hukuk Bürosu avukatlarına yönelik gerçekleştirilen operasyon sonucu Sayın Abdullah Öcalan'ın avukatlarının neredeyse tamamı gözaltına alınmış ve 36 avukatı tutuklanmıştır. Dünya tarihinde avukatlara yönelik benzeri görülmemiş bir saldırı anlamına gelen bu operasyonla Sayın Öcalan savunmasız bırakılması hedeflenmiştir" uyarısında bulunuyor.
GÖRÜŞMELERE KEYFÝ ENGEL
Raporda 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana Öcalan ve diðer beş mahpus ile olan avukat-aile görüşleri ve saðlık durumu başta olmak üzere içinde tutuldukları koşullara aylara göre ayrıntılı bir şekilde yer verilmesi dikkat çekerken, "27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana 47 haftadır avukatların yapmış olduðu 92 görüşme başvurusunun hiçbirine olumlu yanıt verilmemiştir. Haftalık olaðan görüşmelere engel olarak gösterilen 'hava muhalefeti' ve 'gemi arızası' ve son iki aydır 'gemi onarımda' ve şimdi de 'geminin onarımdan dönmesine raðmen liman başkanlıðından çıkarılması gereken evrak eksikliði' gerekçelerinin tamamı uydurma gerekçeler olduðu, hükümetin hukuku ve kendi yasalarını çiðneyerek görüşmeleri keyfi bir şekilde engellediði ortadadır" bilgisine yer veriliyor.
HÜKÜMETÝN BEYANI: HAVA MUHALEFETÝ DEÐÝL, BÝLEREK GÖRÜŞE ÝZÝN VERÝLMÝYOR
Bu konuda hükümet kanadından yapılan ve basına yansıyan açıklamalara yer verilen raporda, Başbakan Erdoðan'ın ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in Öcalan ile görüşmenin bilerek engellendiðine dair beyanlarına dikkat çekilerek, Ergin'in "Zaman zaman hava muhalefeti şu bu falan oluyor, ama o ayrı bir şey ama hava muhalefeti olmadıðı dönemde de gönderilmediði söz konusudur, Açık yüreklilikle söylemek gerekir... bilerek gönderilmediði oluyor" şeklindeki sözlerine yer veriliyor ve "Sayın Bakan'ın bu izahı deyim yerindeyse sözün bittiði yer anlamına gelmektedir. Şu ana kadar resmi olarak dile getirilen tüm gerekçelerin ve bahanelerin anlamını yitirmesi demektir. Konuyla ilgili en üst düzeydeki yetkili çok açık bir şekilde, hükümet izin vermediði için avukatların Sayın Öcalan ile görüşmediðini ifade etmiştir" deyi kaydediliyor. 1999 yılından bu yana siyasi konjektörle baðlantılı olarak zaman zaman görüşme yasaðının uygulandıðına dikkat çekilen raporda, şunlar belirtiliyor: "Hem Başbakan hem diðer Hükümet yetkilileri yapmış oldukları bu açıklamalarda 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana Sayın Öcalan'a uygulanan en uzun süreli görüş yasaðının, direkt kendi iradeleriyle hukuku ve yasaları çiðneyerek, keyfi bir şekilde gerçekleştiðini açıkça beyan etmişlerdir."
AVRUPA KONSEYÝ’NE ELEŞTÝRÝ
CPT heyetlerinin geçmişte Ýmralı' ya gerçekleştirdiði ziyaretlere de deðinilen raporda, "CPT'nin tavsiyelerinden birinde Sayın Öcalan'ın avukatlarıyla olan görüşmelerinin her hafta düzenli yapılması yönündedir. CPT raporlarında açıkça fiili görüştürmemenin, izolasyon halinin ciddi bir durum oluşturacaðı ve bu durumun kabul edilemeyeceði açıklanmaktadır. Fakat 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana Sayın Öcalan'ın avukatlarıyla fiili görüştürme yasaðı 11 ayı bulmasına raðmen temel hedefi, insanlık onurunu, temel deðerler olan demokrasiye, insan haklarına ve yasa düzenine saygıyı saðlamak yolu ile güvence altına almak olan Avrupa Konseyi’nin sessizliðini koruyor olması özellikle Türkiye Başbakanı'nın, 'Eskiden bu görüşmelere kısıtlama getirildiðinde dünya kamuoyunda bu konuda tepki alındıðı, ancak bunun tersine döndüðünü ve Türkiye'nin desteðinin yüksek olduðu' şeklindeki açıklaması da dikkate alındıðında insanların hukuka ve Avrupa Konseyi'ne olan güvenini sarsmaktadır. Bu temelde ulusal ve evrensel hukuku hiçe sayan hükümetin, keyfi bir şekilde uyguladıðı, hangi tarihe dek süreceði kestirilemeyen ve hak gaspına yol açan izolasyon biz de ve kamuoyunda Sayın Öcalan'ın saðlıðına ve yaşamına ilişkin ciddi kaygılara yol açmıştır. Sayın Öcalan'a yönelik tüm bu hukuksuzlukları bilgilerinize sunuyor ve bu durumun yarattıðı vahamet ve kaygılar nedeniyle duyarlı olmaya çaðırıyoruz" uyarısında bulunuluyor.