15 Ağustos Diriliş Bayramı’nın yıl dönümü vesilesiyle Minbic zaferini kutlayan ve selamlayan Aydar, 15 Ağustos’un bir milat olduğunu belirtti. Kürdün özgürlüğünün şimdi daha çok yakın olduğunu söyleyen Aydar, “Minbic ile yeni bir yol açılmıştır. Buradan Efrîn’e uzanacağız. Ve Suriye’ye demokratik federasyonun kurulması daha fazlası garanti haline gelecektir” dedi.

Suriye’de savaşın ilk başladığında Suriye’de hiçbir şey olmadığını vurgulayan Aydar şunları dile getirdi: “Hiç kimse Kürtlerin bu kadar örgütleneceğini beklemiyordu. Ama şimdi herkes Kürtleri hesaba katarak, hesaplarını yapmak zorunda olduğu bir sürece girdik. Türk devletinin tüm karşı bastırma faaliyetlerine rağmen, Kürtlerin Rojava’da önemli kazanımlar elde etti ve yakın zamanda Efrîn’e de ulaşarak, bütün kantonlar arasında DAİŞ temizlenecek ve demokratik Suriye, özgür Rojava yaratılacaktır.”

Minbic zaferinin tarihi bir zafer olduğunu da kaydeden Aydar, Türkiye’de 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin ve darbenin başarısız olduğuna da dikkat çekti. Peşi sıra gelişen sürecin de bir karşı darbe olduğunu söyleyen Aydar, Kürt sorunu konusunda suç ortağı olduğunu, hepsinin Kürtler konusunda eli kanlı olduğunu kaydetti.

AKP’nin ve Saray’ın HDP’ye yaklaşımlarının zaten yeni dönem siyasetini de ortaya koyduğunu sözlerine ekleyen Aydar, “Kürt tasfiyesi temelinde bir siyaset içindeler. Ancak Türkiye kendi tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor” dedi.

15 Temmuz’dan bu yana Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan haber alınamadığını, sağlığı ve güvenliğinde kaygı duyulan bir sürece girildiğini de ekleyen Aydar şöyle devam etti: “Biz Önder Apo’nun durumu hakkında kaygılıyız. Önderliğimizle direk görüşmenin olmasını istiyoruz. Şu an temel gündemimiz Önderliğimizin durumudur, Önderliğimizin özgürlüğüdür.

Bu anlamda tüm çalışmalarımız Önder Apo’nun sağlığı ve güvenliği için olacaktır. Tüm halkımız bulunduğu bütün alanlarda harekete geçmeli ve sonuç alıncaya kadar eylem halinde olunmalıdır. CPT ya da başka heyetler mutlaka adaya gitmeli ve durumu yerine görmelidir. Sorun önderliğimizin yaşamıdır. Bu ciddiyetle yaklaşılmalıdır.”