Baluken'den, 1 Mayıs 1977 Katliamı için Meclis Araştırması teklifi
Baluken'den, 1 Mayıs 1977 Katliamı için Meclis Araştırması teklifi
Baluken'den, 1 Mayıs 1977 Katliamı için Meclis Araştırması teklifi
BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 1 Mayıs 1977 Katliamı için Meclis Araştırması açılmasını istedi. Konuyla ilgili TBMM'ye sunduğu dilekçesinde Baluken, "Olayın aydınlatılması kanlı bir tarih ve hakikatlerle yüzleşmek açısından da elzem bir durum teşkil etmektedir. Söz konusu olayın bütün boyutlarıyla araştırılması hali hazırda yürümekte olan “Barış ve Demokratik Çözüm Süreci”ne de büyük bir katkı sunacaktır" ifadelerine yer verdi.
BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, "işçi sınıfının tarihindeki en büyük katliamlardan biri" olarak tarif ettiği 1 Mayıs 1977 Katliamının araştırılmasını istedi. Baluken, "1 Mayıs 1977’de Taksim meydanında yaşanan acı olayın üzerinden 36 yıl geçti ve olay halen aydınlatılabilmiş değil. Olayın aydınlatılması kanlı bir tarih ve hakikatlerle yüzleşmek açısından da elzem bir durum teşkil etmektedir. Söz konusu olayın bütün boyutlarıyla araştırılması hali hazırda yürümekte olan 'barış ve demokratik çözüm süreci'ne de büyük bir katkı sunacaktır" diye belirtti.
MEDYANIN KATLİAMDAKİ ROLÜ
Uluslararası işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ın, 50 yıllık aradan sonra, Türkiye’de 1976 yılında yüz binlerce kişinin katıldığı kitlesel bir gösteriyle kutlanmasının egemenleri rahatsız ettiğine dikkat çeken Baluken, katliama zemin hazırlayan medyanın yayıncılığını hatırlattı: "Daha kapsamlı ve daha örgütlü 1 Mayıs için DİSK, 22 Nisan günü yaptığı açıklamada 1 Mayıs’a katılacak örgütleri ve atılacak sloganları ilan ediyor ve 20 bin DİSK görevlisinin güvenlik için hazır olduğunu duyuruyordu. DİSK’in hummalı çalışmasına karşılık özelikle o dönemde bir kısım medyanın provokatif yaklaşımı gözden kaçmıyordu. 20 Nisan gününün Ortadoğu gazetesi 'Sol 1 Mayıs’ta Halkı Galeyana Getirmek İstiyor' şeklinde manşet atmıştı. 1 Mayıs gününün Tercüman’ında ise bir köşe yazarı 'Arabalar tahrip edilecek, inşallah aldanırız ama, kanlar akacak. Çeşitli solcu gruplar arasında slogan kavgasıdır bu' diye yazıyordu. 30 Nisan tarihli Bayrak gazetesinin manşeti de, 'DİSK ve Maocu Gruplar arasında çatışma bekleniyor' şeklindeydi. Yapılanlar sadece yayınlarla sınırlı kalmıyordu. 1 Mayıs afişleri asılırken 18 Nisan gecesi Kocamustafapaşa’da öldürülen Sadık Canaslan adlı öğrencinin sol içi çatışmada vurulduğu söylentileri yayılmıştı; fakat bu kez 28 Nisan sabahı İzmir’de yapılan afişlemelerde İdris Türkoğlu adlı bir başka öğrenci öldürülürken aynı iddialar öne sürülmüştü."
NASIL OLMUŞTU?
1 Mayıs 1977 sabahı Türkiye’nin her tarafından gelen yurttaşların 1 Mayıs için Taksim 1 Mayıs Meydanı’na akın ettiklerine değinen Baluken, şu hatırlatmalarda bulundu: "Kortejler eşliğinde meydana giriş yapan kitleler saatler 19:00’u gösteriyor olmasına rağmen özellikle Anadolu’dan gelen kortejler alana girememiştir henüz. Disk Genel Başkanı Kemal Türkler konuşmasını tamamlamak üzereyken ilk silah sesi o an duyulur. Daha sonra alana hâkim noktalardan kitlelerin üzerine kurşun yağmaya başlar. İlk silah sular İdaresi üzerinden olur. Ateş açılan noktalardan bir diğeri olan Pamuk Eczanesi’nin üst katında ise tabancalar ve mermi kovanları bulunacaktı. Alanın tarandığı bir başka merkez de Inter Continental Oteli’ydi. Daha sonra otelin beşinci ile altıncı katının camlarında içeriden atılmış kurşunların delikleri görülecekti. Tüm bunların yanı sıra, dikkat çeken bir başka grup ise, ellerindeki çantaları bir an bile yere bırakmayan ve o gece uçakla ülkeyi terk eden 8-10 kişilik Amerikalıydı."
Halkta panik yaratıldığını ve panzerlerin kitleyi sıkıştırarak en dar yokuşa, Inter Continental Oteli ile Pamuk Eczanesi arasında kalan Kazancı Yokuşu’na doğru yönelttiğini belirten Baluken, "Olaylar başlamadan az önce Kazancı Yokuşu başına park edilen mavi renkli bir Fiat kamyonet ve yerlerde rastgele duran tekerlekli el arabaları Kazancı’ya iniş ve çıkışı engelliyorlardı" hatırlatmasında bulundu. İnsanların kamyonetin iki yanından ve el arabalarının üzerinden geçerek Kazancı Yokuşu’ndan aşağıya doğru kaçmaya çalıştıklarını hatırlatan Baluken, "Tam bu sırada yokuşun biraz aşağısındaki garajdan çıkan beyaz renkli bir Renault uzun menzilli silahlarla kitleyi tarayacaktı" dedi.
'SORUMLULARI AÇIĞA ÇIKARTMAK BARIŞ SÜRECİ İÇİN DE ELZEMDİR'
Taksim Alanı’nda 126 kişinin yaralandığını ve 34 kişinin de yaşamını yitirdiğini kaydeden Baluken, ölümlerin 28’inin ezilmeler sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini belirtti. "Yalnızca 25 kişi Kazancı Yokuşu’nda ezilerek Meral Özkol ise panzer altında kalarak yaşamını yitirmişti. Olayda 2000’e yakın mermi atıldığı saptanmış, buna karşın yalnızca 5 kişi kurşun yarası nedeniyle ölmüştü" diyen Baluken, 1 Mayıs 1977 katliamının Türkiye’de bir dönüm noktasını kapsadığını ifade ederek, ekledi: "Toplumsal muhalefetin büyüyüp geliştiği bir dönemde üstelik 5 Haziran genel seçimler öncesine denk gelmesi 'toplumsal muhalefetin geriletilmesinde, sindirilmesinde, gayrımeşrulaştırılmasında son derece etkili olan bir travma' olarak kayıtlara geçmiştir. Dönemin atanmış ve seçilmiş sorumlularının, İçişleri-Emniyet-İstihbarat bürokrasisinin ve paralegal iç harp örgütlenmesinin sorgulanmasını talep etmek ve sorumluları açığa çıkartmak 'kanlı 1 Mayıs'ta niçin kan döküldüğünün, kimin kan döktüğünün adını koymak 'demokratik çözüm ve barış süreci'nin selameti için elzemdir."