BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, adım atma sırasının Ankara’da olduğunu belirtti. Baluken “Silahlar sustu şimdi artık sıra siyasette, görev hükümettedir. Bu süreç asla oyalanacak, zamana ertelenecek bir süreç değildir. Hükümet bu süreci ‘olmazlarla’ götüremez. Basına yansıdığı kadarıyla ‘Anadilde eğitim yok’, ‘Baraj inmeyecek’, ‘Karakol yapımına devam edecek’ gibi yaklaşımlar çözüme hizmet etmeyen tutumu ortaya koymaktadır. Hükümet demokratikleşme reformları konusundaki tutumunu biran önce netleştirmeli, acil eylem planına geçmelidir” diye konuştu.

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Kürt sorunun geldiği aşama, bir aydır Türkiye geneline yayılan ve kesintisiz süren demokratik toplumsal muhalefetin Türkiye’de demokratik bir değişim ve dönüşümü zorunlu kıldığını belirtti.

Türkiye’de değişim ve dönüşümün bugüne kadar ertelenmesine gösterilen tek bir gerekçe olduğunu belirten Baluken, “O da Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve bunun yarattığı çatışmalı ortamdı. Bugün artık bu noktada değiliz. Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü açan çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu temel sorunların nihai çözümü aynı zamanda Türkiye’nin topyekün demokratikleşmesi perspektifini de içeren Kürt sorununun demokratik çözümünden geçmektedir” dedi.

Kürt sorununun çözümünün Türkiye’yi demokratikleştireceği, toplumsal, siyasal, sosyal, kültürel bütün taleplerin karşılanmasını sağlayacağını da vurgulayan Baluken, “Demokrasiyi ve özgürlükleri kurumsallaştırarak sağlam bir zemine oturtacak, yönetimi demokratikleştirecektir” dedi.

Şu an sürmekte olan müzakere ve çözüm sürecinin herkes açısından hayati bir öneme sahip olduğunu da vurgulayan Baluken şöyle devam etti: “Ülkenin ortak geleceği bu çözüm sürecinin başarısı üzerine kuruludur. Hep birlikte bu süreci sağlam ve sürdürülebilir bir zemine oturtabilirsek bundan bütün ülke kazançlı çıkacaktır.

Bugün ortaya çıkan demokratik toplumsal taleplerin karşılanması da ancak demokratik çözüm sürecinin başarılı bir biçimde sürdürülmesiyle mümkün olacaktır. Bu çözüm sürecini merkezine alan demokratik mücadele hükümeti daha fazla adım atmaya zorlayacak, AKP değişim ve dönüşümden kaçamayacaktır.”

Bugün müzakere ve çözüm sürecinin en önemli aşamasında olunduğunu da vurgulayan Baluken, “İkinci aşama demokratikleşme adımlarının hız kazanması gereken ve bu noktada toplumsal taleplerin, beklentilerin her geçen gün arttığı önemli bir süreçtir. Özellikle hükümet ve parlamento önemli bir demokrasi sınavıyla karşı karşıyadır.

Barış ve Demokrasi Partisi olarak hem sürecin önünü hem de demokratik siyaset kanallarını açacak önemli yasal düzenlemeleri içeren bir paket sunduk.

TMK’nın kaldırılması, uzun tutukluluk süresinin kısaltılması, TCK’daki düşünce örgütlenme ve siyaset özgürlüğünü sınırlandıran hükümlerin kaldırılması, seçim barajının düşürülmesi, hazine yardımı eşitsizliğinin sona erdirilmesi, demokratik gösterilere yönelik sınırlandırmaların kaldırılması, propaganda dilinin serbest bırakılması, polisin yetkisinin sınırlandırılması, çocuk hakları, insan hakları, kültürel haklar gibi uluslararası sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması, cemevinin ibadethaneye açılması ve daha sayılabilecek bir çok yasal düzenleme sunmuş olduğumuz acil demokrasi paketinde yer almaktadır” dedi.

Bu önerilerin Türkiye’yi demokratikleştireceği, siyaset kanallarını açacağı, iklimi normalleştirecek önemli adımlar olduğunu da kaydeden Baluken “Milletvekillerinin, seçilmiş belediye başkanlarının, siyasetçilerin, gazetecilerin, avukatların tutuklu olduğu, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı, her türlü hak talebinin yasaklandığı, demokratik siyaset kanallarının tıkalı olduğu, seçim sisteminin adil olmayan anti demokratik bir sistem üzerine kurulu olduğu, ağzını açan herkesi dört duvar arasına koyan özel yargılama mahkemelerinin varolduğu bir ülke yapısı daha ne kadar devam edebilir? Bu yapıyla demokratik siyasetin kanalları nasıl açılabilir? Toplumsal bir barış ve güven ortamı nasıl sağlanabilir?” diye sordu.

Darbe anayasasıyla, anti demokratik, yasakçı kanunlarla, köhnemiş vesayetçi darbe kurumlarıyla AKP’nin bu ülkeyi daha ne kadar yönetebileceği sorusunu da soran Baluken, şunları vurguladı: “Hükümet mevcut sistemi baştan aşağı gözden geçirmek demokratik reformlara hızla yönelmek zorundadır.

Sayın Başbakan dün akil insanlarla bir araya geldi, onları dinledi, bölge raporlarını teslim aldı. Bu raporlarda yer alan tespit ve çözüm önerilerinin hükümet tarafından dikkatle ele alınması, BDP’nin önerilerini de kapsayacak şekilde hiç zaman kaybetmeksizin bir yol haritası oluşturması gerekir.”

“Artık adım sırası Ankara’dadır” diye devam eden Baluken, “Silahlar sustu şimdi artık sıra siyasette, görev hükümettedir. Bu süreç asla oyalanacak, zamana ertelenecek bir süreç değildir. Hükümet bu süreci ‘olmazlarla’ götüremez. Basına yansıdığı kadarıyla ‘Anadilde eğitim yok’, ‘Baraj inmeyecek’, ‘Karakol yapımına devam edecek’ gibi yaklaşımlar çözüme hizmet etmeyen tutumu ortaya koymaktadır. Hükümet demokratikleşme reformları konusundaki tutumunu biran önce netleştirmeli, acil eylem planına geçmelidir. Akil insanlar toplantısında sonra başbakanın ve hükümetin resmi tutumunu görmek istiyoruz. Toplumun, halkımızın ve kamuoyunun beklentisi bu yöndedir. Halk hızlandırılmış karakol inşaatı değil hızlandırılmış demokratik reform sürecini bekliyor. Artık söz değil eylem zamanıdır. Hükümet yol haritasını biran önce açıklamalıdır” dedi.