TBMM Genel Kurulu, OHAL'in 19 Ekim'den itibaren 3 ay daha uzatılmasını öngören Başbakanlık tezkeresini görüşüyor.
Görüşmelerde ilk sözü HDP Grubu adına Grup Başkan Vekili İdris Baluken aldı. Baluken, 15 Temmuz darbesinin Meclis'in ortak iradesi ile püskürtüldüğünü ancak AKP'nin sonrasında Meclis'i boşa çıkardığını belirtti.
Darbenin panzehirinin demokrasi, toplumsal barış ve hukuk devleti olduğunun altını çizen Baluken, "Ama, maalesef, siz bütün bu uyarılarımıza kulak tıkayarak yapılmaması gereken ne varsa o günden bugüne kadar onu yaptınız. Bütün bu çağrılarımıza olağanüstü hâl ilanıyla cevap verdiniz. 80 ilde olağanüstü hâl, Şırnak'ta ise henüz isimlendiremediğimiz, henüz insanlık tarihinin isimlendiremediği bir ölüm rejimi inşa ettiniz" dedi.
Şırnak'a Şırnaklıların bile giremediğini belirten Baluken, şunları söyledi: "Şırnak'la ilgili yaptığımız bütün başvurulara rağmen, bugüne kadar Şırnaklıların Şırnak'ı boşaltması için, Şırnak'ın insansızlaştırılması için tarihte görülmeyen bir rejimi siz bu ülke halklarına reva gördünüz, Şırnak halkına reva gördünüz. Yaklaşan kış mevsimi nedeniyle şu anda çadırda bulunan binlerce ailenin, binlerce yurttaşımızın sadece bu kışı bir sıcak çatı altında geçirmesi için "Malzemesi temin edilmiş, altyapısı sağlanmış, arazisi tahsis edilmiş bir yerde barınak yapalım, konut yapalım." diyoruz, bunu bile engelliyorsunuz. Bu kış boyunca Şırnak üzerinden bütün Kürt halkını cezalandırmayı siz bir yönetim şekli, bir rejim olarak kabul ediyorsunuz. Ben engellenen diğer yardımlar konusuna hiç girmiyorum. En temel gıda malzemelerinden bir insanın yaşamını idame ettirmesi için gerekli olan bütün biyolojik ihtiyaçlara kadar sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin yapmış oldukları kampanyalara yasaklama, engelleme getiriyorsunuz."
'MECLİS BOŞ YERE VAKİT GEÇİRİYOR'
"Şırnak'ta tarihin isimlendirmediği, insanlığın henüz bilmediği bir ölüm ve zulüm rejimi var" diyen Baluken, kanun hükmündeki kararnameler için ise "Meclis'in iradesini tamamen ayaklar altına aldınız. Bu Meclis boş yere vakit geçiriyor" dedi.
OHAL'in neden uzatılmak istendiğinin bile gerekçesinin hükümet tarafından açıklanamadığının altını çizen Baluken, Başbakan Yıldırım'ın "Biz, olağanüstü hâli kendimize, devlete yönelik olarak ilan ediyoruz. Darbeyle mücadele için ilan ediyoruz, onun dışında toplumu, halkı hiçbir şekilde mağdur etmeyeceğiz. Öyle üç ay olarak getirdiğimize de bakmayın, darbeyle en etkili şekilde mücadele edip en kısa sürede de bu olağanüstü hâli kaldırmayı düşünüyoruz" sözünü hatırlattı.
'ORTADA DARBE İLE MÜCADELE YOK'
Ancak OHAL'in uzatılmak istendiğini belirten Baluken, "Ortada bir darbeyle mücadele yok. 'Darbeyle mücadele' adı altında siz bu ülkenin en yoksul kesimlerini, kendi emeğiyle geçinen kesimlerini mağdur ettiniz; daha çok Kürt, Alevi, sol, sosyalist muhalif olan kesimlere yönelik tam bir tasfiye süreci başlattınız. Cemaate yönelik yaptığınız operasyonların hiçbirisi darbeyle ilişkili olacak A takımını falan kapsamadı, beyin takımını kapsamadı. Cemaatin içerisinde bir şekilde bulunmuş, ona sempati duymuş olan öğretmenleri, memurları, polisleri görevden uzaklaştırarak 'Biz darbeyle mücadele ediyoruz' yalanını Türkiye halklarına dayatmaya çalıştınız. Kusura bakmayın, bu yaptığınız şey darbeyle mücadele falan değil. Bu yaptığınız şey tek adam rejimini hayata geçirmenin kılıfını Türkiye halklarına yutturmaya çalışmak. Olağanüstü hâli de siz bu tek adam rejimini yeniden tahkim etmek üzere şu anda Meclise getirmiş bulunuyorsunuz" diye konuştu.
Meclis'in artık hiçbir yetkisinin kalmadığını kaydeden Baluken, "Kanun hükmünde kararname çıkıyor, 550 milletvekili de seyrediyor. Böyle bir durumda yasamayı bu kadar vesayet altına almış, yasamaya darbe yapmış bir uygulamayı halka anlatabilir misiniz?" diye sordu.
Kapatılan televizyon ve radyo kanallarını hatırlatan Baluken, "Ağzına barışı alanı, ağzına demokrasiyi alanı hemen cezaevine gönderiyorsunuz. İşte 'En büyük darbeci anlayış sizsiniz' derken 'Uyguladığınız yöntemlerin hepsi sivil darbedir' derken bunu kastediyoruz" dedi.
OHAL'in uzatılmasına yönelik Başbakanlık kararnamesine "Hayır" oyu vereceklerinin altını çizen Baluken, demokrasi cephesinin içinde yer almaya devam edeceklerini belirtti.