Barış Anneleri: Barış Öcalan ile gelir

Barış Anneleri, heybelerine koydukları barışı gerçekleştirmek amacıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde alanlarda olacak. Anneler, barışın adresi olarak da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı işaret ediyor.

Barış taleplerini dillendirmek amacıyla kurulan Barış Anneleri İnisiyatifi, heybelerine koydukları "barış"ı gerçekleştirmek için 2014 yılından bu yana beyaz tülbentleri ile mücadele ediyor. Pek çok ilde meclisler halinde çalışmalarını sürdüren inisiyatiflerden biri de Barış Anneleri İstanbul Meclisi. Öcalan'ın çabası ile barış umudunu yükselten Dolmabahçe Mutabakatı'nı, Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan'ın yok saymasının ardından Barış Anneleri, "Dolmabahçe'de devrilen masanın yeniden kurulmasını istiyoruz" sloganıyla 4 Kasım 2015’te, Dolmabahçe Sarayı önünde eyleme başladı. Anneler, 58 hafta boyunca Dolmabahçe Sarayı önünde barış taleplerini haykırdı. Barışı dillendirmekten vazgeçmeyen annelerin bu eylemi, OHAL bahane edilerek 7 Aralık 2016’dan bu yana engellendi.

Her yerde barışta ısrarcı olacaklarına vurgu yapan Barış Anneleri, İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan binalarında bir araya gelerek, çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Her gün saat 10.00 ila 17.00 saatleri arasında nöbetleşerek toplanan Barış Anneleri, gün içerisinde gelen ziyaretçilerini ağırlarken barışı dillerinden düşürmüyor. Yaklaşan 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne hazırlanan anneler, çözümün ve barışın teminatı olarak ağırlaştırılmış tecrit altında İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ı işaret ediyor.

‘ÖCALAN BARIŞIN MİMARIDIR’

Barışa karşı herkesin kör, sağır, dilsiz olduğunu ve barıştan başka bir şey istemediklerini belirten Barış Annesi Perihan Akbulut, “Tüm dünyada insanların nasıl ki dili kimliği varsa, biz de başka bir şey istemiyoruz. Savaşa harcanan para, iki Kürdistan iki Türkiye olurdu. Barışın elçisi de bugün İmralı’da olmazdı. Barışın mimarı İmralı’dadır. Biz yıllardır, Öcalan ile müzakerelerin başlamasını istiyoruz. Çünkü hakiki bir barış, ancak Onunla gelir. Bugün biz bu kadar acıya rağmen toplum olarak barışı bu kadar istiyorsak Öcalan onun mimarıdır” dedi.

‘YÜZLEŞMEDEN BARIŞ NASIL GELİR?’

Akbulut, AKP hükümetini kastederek, “Bugün siyasetçilerimizi cezaevine tıkıyorsa, bütün toplumu korkutuyorsa, Roboski’yle yüzleşmezse, bu kadar katliamla yüzleşmezse barış nasıl gelir?” diye sordu. Akbulut, hükümete şöyle seslendi: “Halbuki barış savaştan daha kolaydır. Barış kardeşliktir, eşitliktir; savaş kırımdır. Yıllardan beri biz savaşın içindeyiz; ama yine de barış istiyoruz. Bizim inancımız barıştır, o yüzden bu ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Barışı bu ülkeye getireceğiz” dedi.

'BARIŞ İSTEMİYOR’

"Biz anneler olarak ne asker, ne gerilla, ne polis hiçbirinin ölmesini istemiyoruz" diyen Barış Annesi Zeynep Calıhan da, "Eğer barış olsaydı cezaevindeki insanlar çıkardı. Çocuklarımız, vekillerimiz, Sayın Abdullah Öcalan çıkardı. Onlar barış istemediği için çıkarları var savaştan. Bu yüzden de barış istemiyorlar” dedi.

'ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜN'

Hükümet tarafından devrilen çözüm masasının tekrar Öcalan ile görüşüldükten sonra kurulabileceğine dikkat çeken Calıhan, “Masayı onlar devirdi. Tekrar kurabilirler. Çok mu zor? Bu ülkeye barışı reva görmeyen devlettir, büyüklerdir. Önderlik bir çözüm süreci üretti ve masayı devirdiler. Öcalan’la görüşülmüyor şuan. Çünkü onunla görüşseler barış, demokrasi olacaktır. Çıkarları var savaştan. Ölen çocuklar, onların çocukları değil. Ölen çocuklar, anaların çocukları. Anaların gözyaşı akmasın. Kürt Türk fark etmez. Hepsinin acısı, gözyaşı aynıdır. Ben bir Türk’üm, benim çocuklarım cezaevinde. Barış olsa o çocuklarım çıkar” dedi. Barış için her zaman, her yerde olacaklarının altını çizen Calıhan, “Biz barış için varız. Yeter ki silahlar bırakılsın. Yeter ki o çocuklarımız ölmesin. Tüm ülkeye barış gelsin” dedi.

‘BEYAZ TÜLBENTLERİMİZİ KAPILARINA BIRAKTIK’

Bir diğer Barış Annesi Bedia Gökguz ise, savaşa alıştırılmaya çalışıldıklarını; fakat sonuna kadar barış demekte ısrarcı olacaklarını ifade ederek, “Biz ne kadar barış diyorsak onlar savaş diyor. Savaş son bulsun dedikçe daha da ağırlaştırılıyor. Kime karşı savaş halindeler? Analar bu başlarındaki beyaz tülbentle hangi savaşa girdilerse o savaşı durdururlardı; ama Tayyip Erdoğan bundan anlamıyor. Yüzlerce kez bu beyaz tülbentlerimizi götürüp kapılarına bırakmışız; ama barıştan anlamayan onlar. Bu savaş biterse çıkarları da bitecek biliyorlar” diye konuştu.