Bayık: Bizi yok etmek isteyenler kendi sonlarını hazırlıyor

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, bir imha saldırısıyla karşı karşıya olduklarını belirterek, "Eğer bizi yok etmek istiyorsanız, kendi sonunuzu hazırlarsınız" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, bir imha saldırısıyla karşı karşıya olduklarını belirterek, "Eğer bizi yok etmek istiyorsanız, kendi sonunuzu hazırlarsınız" dedi.

Cemil Bayık, Stêrk TV’ye verdiği söyleşinin başında Dersim’de 1996’da gerçekleşen fedai eylemin yıldönümü dolayısıyla Zilan kod adlı PKK militanı Zeynep Kınacı’yı andı.

Kınacı’nın eylemi ile sömürgeci faşistlere mesaj verdiğini belirten Bayık, bunu şöyle ifade etti:

“Eğer siz Başkan Apo şahsında halkımıza ve hareketimize yönelik imha siyasetini devreye koyarsanız, biz de bu siyasete karşı tüm imkanlarımızla karşı duracağız.”

Bayık, “Eğer bizi yok etmek isterseniz, kendi sonunuzu hazırlarsınız” diyerek, Kınacı’nın eyleminin bu anlama geldiğini söyledi.

Kürdistan’da bugün yaşanan yıkımı değerlendiren Bayık, “Öyle görünüyor ki, sömürgeciler imha siyasetinden vazgeçmiyor” dedi.

Bayık, HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması, DBP’li belediyelere kayyum atanması girişimi ve Hurşit Külter’in kaybedilmesi gibi yaşanan son gelişmeleri de değerlendirdi.

Bayık, şöyle konuştu:

“Şimdi Erdoğan, AKP ve Türk devleti imha siyaseti ile sonuç almak istiyor. Kürt halkı üzerinde kültürel ve fiziki imhayı geliştirmek, Kürdistan’ın demografik yapısını değiştirmek istiyorlar.”

Daha önce de bu benzer saldırıların olduğunu hatırlatan Bayık, “Ama bugün, öncesinden farklı bir şey var: İslami kesimler ile Kürt ihanetçileri imha saldırılarına dahil ettiler” dedi.

Yürütülen imha konseptinin sadece Erdoğan değil, bir devlet siyaseti olduğunu belirten Bayık, “Çünkü AKP ve Erdoğan’ın yanında, devlet, milliyetçiler, faşistler, savaş yanlılarının hepsi bir oldular. Hain Kürtler de bunlarla bir oldu. El ele vererek Kürtleri yok etmek istiyorlar” diye konuştu.

BASININ ÖZGÜR OLMADIĞI YERDE DİKTATÖRLÜK VARDIR

Basına yönelik baskılar ve Özgür Gündem ile dayanışma kampanyasına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Bayık, AKP rejimin Türkiye’de herkesin sesini kısmak istediğini söyledi.

Bayık, “Zaten Erdoğan Sultan olmak istiyor. Türkiye’yi de yeni Osmanlı yapmak istiyor. Bu siyaseti açık bir şekilde yürütüyor” diye konuştu.

Bayık, Erdoğan’ın bu siyasetini kabul etmeyenlere verdiği mesajın şu olduğunu söyledi:

“Ya tutuklanacaksınız, ya öldürüleceksiniz ya da Türkiye’den çıkmalısınız. Teslimiyet dışında bir şey kabul etmiyoruz. Teslim olun, bize hizmet edin.”

Basın ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir yerde diktatörlük ve faşizmin var olduğunu belirten Bayık, Erdoğan’ın dışarıya da “Ben güçlüğüm, istediğimi yaparım, benim yanımda yer almalısınız” mesajı vermeye çalıştığını belirtti.

AMED BAŞKENTTİR, TÜRK DEVLETİ DE ÖYLE GÖRÜYOR

Giderek genişletilen OHAL uygulamalarına işaret eden Bayık, neden özellikle Amed’in hedeflendiğine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Bayık, şöyle konuştu:

“Amed’i bir merkez olarak ele alıyorlar. Eğer Amed’de netice alırsak, tüm Kürdistan’da netice alırız diye düşüyorlar. Bu nedenle Amed’i esas alıyorlar. Yani Amed şahsında Kürtleri yok etmek istiyorlar. Amed herhangi bir Kürdistan kenti değildir. Kürt halkı da Amed’i bir başkent olarak görüyorlar. Faşist sömürgeci Türk devleti de Amed’i böyle değerlendiriyor.”

KÜRT HALKI TOPRAKLARINI TERK ETMEMELİ, TEK YOL DİRENİŞ

Bayık, Türk devletinin artık sadece köylerde değil, kentlerde de halka yaşamı zehir ettiğini ve yaşam imkanlarını ortadan kaldırdığını belirtti.

İnsanın ancak kendi topraklarında kimliği ile yaşayabileceğini ifade eden Bayık, bu nedenle “Kürt halkı aç da kalsa, ölüm ve işkencelerle de karşılaşsa ülkesini, topraklarını terk etmemeliler. Direnişi kendilerine esas almalılar. Kürtleri direniş dışında yaşatabilecek bir yol yoktur” şeklinde konuştu.

AKP hükümeti içerisine yaşanan tartışmalara da değinen Bayık, “Daha önce AKP yanında yer alan birçok kesim şimdi artık uzaklaştı. Hem içerde, hem de dışarıda AKP giderek yalnızlaşıyor. Çünkü AKP-Erdoğan siyasetinin yarattığı sonuç budur” ifadelerini kullandı.

Bayık, 1 Haziran’da başlatılan Minbic’i özgürleştirme operasyonuna ilişkin bir soruyu da yanıtladı.

Minbic’in DAİŞ için önemli olduğunu söyleyen Bayık, “Çünkü Türkiye’den sürekli yardım alıyorlar. DAİŞ, Erdoğan’ın bir örgütüdür. Erdoğan DAİŞ ile hedeflerine ulaşmak istiyor” dedi.

DAİŞ’in Erdoğan’ın elinde bir sopa olduğunu ifade eden Bayık, esas gücün DAİŞ olmadığını belirterek, “Arkasında çeşitli güçler var, bunların başında Erdoğan ve AKP siyaseti geliyor” diye konuştu.

DAİŞ’in bu nedenle Minbic’i korumak istediğini belirten Bayık, Minbic’de yürütülen savaşın da sadece Minbic’i ilgilendirmediğini söyledi.

Bayık, “Bu DAİŞ ve Erdoğan karşıtı bir savaştır. İnsanlık için yürütülen bir savaştır” dedi.

Bu nedenle kenti özgürleştirmek isteyen QSD ve Minbic Askeri Meclisi’nin Türkiye’yi hesaba katması gerektiğini belirten Bayık, ciddi kayıpların verilmemesi ve sonuç almak için adım adım, tedbirli hareket edilmesinin önemine de dikkat çekti.

QSD güçlerinin başarı elde edeceğini söyleyen Bayık, “Ancak onlar, QSD’ye darbe vurmak isteyecekler. Bu nedenle QSD’nin bunu dikkate alarak hareket etmesi gerekiyor” diye ekledi.

YNK-GORAN İTTİFAKI TÜM PARTİLERİ KAPSAMALI

Bayık, Kürdistan’ın güneyinde YNK ve Goran arasındaki ortak konsey oluşturulmasına ilişkin de görüşlerini ifade etti.

Kürtler arasındaki birliği her zaman olumlu gördüklerini belirten Bayık, şöyle konuştu.

“Sadece Goran ve YNK arasında değil, tüm partiler arasında birlik gelişmeli. Bu bir adımdır ama Goran hareketi bunu kendisiyle sınırlı tutmamalı. Hatta KDP de bu birliğe katılmalı.”