Bayık: Önder Apo’dan haber alıncaya kadar eylemde olalım
Bayık: Önder Apo'dan haber alıncaya kadar hiçbir şekilde durmamamız ve her türlü imkanımızı kullanmamız gerekiyor.
Bayık: Önder Apo'dan haber alıncaya kadar hiçbir şekilde durmamamız ve her türlü imkanımızı kullanmamız gerekiyor.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, 24’üncü Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ne görüntülü bir mesaj gönderdi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın mesajı şöyle:
“Saygıdeğer dostlar, kahraman halkımız, değerli yoldaşlar,
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı adına, 24. Uluslararası Kürt Kültür Festivalinizi kutluyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.
Tüm özgürlük şehitlerimizi bu vesile ile anıyor, kendilerine verdiğimiz sözü tekrarlıyorum.
Bilindiği üzere olağanüstü süreçten geçiyoruz. İçinde tehlikeler barındırdığı gibi, büyük başarı imkanı da ortaya çıkarmıştır. Başarı imkanlarının tehlikelerden daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Bugün Önder Apo, Apocu hareket ve Kürdistan halkı şansında, tüm bölge halklarına yönelik kirli bir konsept devreye konuşmuş durumda. Bu konsept ile Önder Apo'ya, hareketimize ve halkımıza karşı soykırım siyaseti yürütülüyor. İkinci Lozan’dan bahsediliyor.
Halkımız bu konsepti iyi anlamalı ve buna karşı mücadele etmelidir. Söz konusu konseptin boşa çıkarılması, Önder Apo'yu sahiplenme ile mümkündür. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarıların Önder Apo çizgisi sayesinde olduğu herkes tarafından biliniyor. Bundan sonra da Önder Apo ile başaracağız. Dolaysıyla halkımız ve tüm dostlarımız kendisini Önder Apo'ya borçlu görmeli ve her şart altında borcunu ödemelidir.
Önder Apo'yu sahiplenmek, insanlık değerlerini sahiplenme anlamını taşıyor. Aynı zamanda geleceğe sahip çıkmadır. Önder Apo'ya sahip çıkamayan, kendisine de sahip çıkamaz.
Önder Apo'dan kimse haber alamıyor. 15 Temmuz'da İmralı'da nelerin yaşandığını kimse bilmiyor. Bir an önce Önder Apo'nun durumu hakkında bilgi sahibi olmamız gerekiyor. 15 Temmuz'da İmralı'da nelerin yaşandığı açıklanması gerekiyor.
Önder Apo'nun içinde bulunduğu durumun netleşmesi için eylemler gerçekleşiyor. Kuşkusuz bu eylemler olumludur, ancak İmralı kapılarının açılmasına yetmiyor. Dolayısıyla daha büyük eylemlerin yapılması gerekiyor.
‘ÖNDER APO’DAN HABER ALMAK İÇİN YAPILAN BÜTÜN EYLEMLER MEŞRUDUR’
Halkımızın ve savaşçılarımızın Önder Apo'nun durumu hakkında bilgi edinmek adına yaptıkları eylemlerin tümü meşrudur. Halkımız ve dostlarımız bu durumu kabullenmemelidir. Halkımızın ve demokratik çevrelerin ısrarlı talebine rağmen, faşist Türk devleti İmralı kapıları açmıyor, Önder Apo ile görüşmeye izin vermiyor. Bundan dolayı, halkımız ve demokrasi güçleri, Önder Apo'dan haber alıncaya kadar eylemlerini devam ettirmelidir.
İmralı kapılarının açılması için ne gerekiyorsa o yapılmalıdır. Halkımız 'sonra da eylem yapabiliriz' yaklaşıma düşmemelidir. Direkt ve şimdi eylem yapılmalı. Aradan geçen her gün, tehlike ve kuşkuların artması anlamına geliyor.
İmralı'da saldırı gerçekleşti. İmralı'da tutuklanma oldu. Bu durum, endişelerimizi artırıyor. Türk devletinin konuya yaklaşımı, halkımızın ve hareketimizin endişesini artırıyor. İmralı kapılarının açılması için her şey yapılmalı.
15 Temmuz darbe girişimi, OHAL'in ilan edilmesi, Antep'te gerçekleşen katliam, Hesekê'deki saldırılar ile Cerablus işgali bir konsept çerçevesine gelişti. Herkesin ayağa kalkması ve Önder Apo'dan haber alıncaya kadar durmaması gerekiyor.
‘KRİZ VE SAVAŞIN TIRMANMAMASI İÇİN ULUSLARARASI GÜÇLER HAREKETE GEÇMELİ’
Bu temelde uluslararası kamuoyuna çağrıda bulunuyorum; eğer kriz ve savaşın tırmanmasını istemiyorsanız, Önder Apo'nun durumunun netleşmesi için Türk devletine baskı yapın. Aksi takdirde kimse farklı bir adımın atılmasını beklememelidir. Tek gündemimizin bu olduğu herkes tarafından iyi bilinmelidir.
Bilindiği üzere, Cerablus kenti Türk devletinin işgaline uğradı. Bundan önce Türkiye'nin Suriye ve Rojava’ya girmesine karşı çıkan tüm güçler, nasıl oldu da kısa bir süre zarfında bu karar ve tutumunu değiştirdiler?
Söz konusu bu güçlerin Ankara görüşmesinden sonra Türk devleti Cerablus’a girdi. İşgal anlaşma sonucunda gerçekleşti. Türkiye'nin Suriye ve Rojava toprağına girmesine hakkı yoktur. Suriye'nin kaderi hakkında karar ve hakkı yoktur.
‘İŞGALCİLERE KARŞI ROJAVA’NIN SAVUNMA HAKKI VAR’
Türkiye'ye sınırı geçme hakkı tanıyan güçler şunu iyi bilmeleri gerekiyor: Kürtlerin de Kürdistan'ın tüm parçalarından ve ülke dışından Rojava’ya yönelmeleri ve işgalcilere karşı Rojava’yı savunma hakkı vardır.
Bu Kürtlerin meşru hakkıdır. Eğer Türk devleti işgal hareketinde ısrar ederse, Kürt halkı da her türlü yol ve yöntem ile Türkiye'nin karşısında duracaktır. Eğer Suriye ve Ortadoğu genelinde savaşın daha fazla kızışması istenmiyorsa, Türkiye'nin Suriye ve Rojava toprağından çıkarılması gerekiyor.
Bazı güçlerin desteği ile Türk devletinin Rojava ve Suriye toprağına girmesi, savaşı büyütecektir. Kürtler bulundukları her yerden yönünü Rojava ve Kuzey Suriye Federasyonuna dönecektir, onları koruyacaktır.
Bu temelde, Rojava'daki halkımız başta olmak üzere tüm Kürdistan halkına, Türk devletinin işgaline karşı çıkmaya, siyaset, diplomasi, toplumsal ve askeri alanlarda direnişi yükseltmeye çağırıyorum.
Suriye toprak bütünlüğünün korunması için tüm Suriye halklarına, Türk işgalcilerinin karşısında durmaya çağırıyorum. Türk devleti, bugün yürüttü Kürtleri soykırıma uğratma siyaseti ile kendisini yenilgiden kurtarmak istiyor. Ancak bu girişim sonuçsuz kalacaktır. Halkımız, Türk devletinin Rojava’ya rahatça saldırmasına hiçbir koşul altında fırsat vermemelidir.
Türk devletinin amacı bellidir. Rojava şahsında tüm Kürt halkını ortadan kaldırmak istiyor. Söz konusu amacına ulaşmak için başta Cerablus, Minbic, Bab vê Halep'i ele geçirmek istiyor.
Böylece tüm Rojava bölgesine baskı kurarak, Kürt hareketini teslim almaya çalışıyor. Yani Kobanê ve Cizîr bölgelerinin de kontrol etmek istiyor. Rojava'ya girmelerini onlara mezar yapmalıyız.
Kürtler, hem kendileri hem de bölgedeki halklar için işgalcilere karşı mücadele sorumluluğu ile hareket etmelidir. Bunun için hangi bedel gerekiyorsa o verilecektir. Kürt halkının başarısı ancak mücadelesi ile mümkündür.
‘TEHLİKE BÜYÜK, ANCAK BAŞARI İMKANI DA BÜYÜKTÜR’
Tehlike büyüktür, ancak başarı imkanı da büyüktür. Biz başarı için yürüyoruz. Yürüyüşümüz özgürlük yürüyüşüdür. Dolayısıyla, halkımızın geneli ulusal birliğini güçlendirmelidir.
Özellikle Avrupa'da yaşayan halkımız bu atılıma öncülük etmeli, demokratik ulusal birlik projesini hayata geçirmelidir. Avrupa'daki halkımız şimdiye kadar çok kutsal ve önemli rol oynadılar. Özellikle Kuzey'deki öz yönetim direnişine destek, Önder Apo ve Rojava’yı sahiplenmede Avrupa'daki halkımız öncülük etti.
Sergilediği bu saygıdeğer tavrından dolayı Avrupa'daki halkımızı kutluyorum. Önder Apo ve hareketimiz adına Avrupa'daki Kürt halkını selamlıyorum.
24. Uluslararası Kürt Kültür Festivalini tekrar kutluyor, mücadele ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Önder Apo'dan haber alıncaya kadar hiçbir şekilde durmamamız ve her türlü imkanımızı kullanmamız gerektiğini belirtiyorum.
Rojava'nın işgal edilmesine karşı da, tüm gücümüz ile Rojava’ya sahip çıkmamız gerekiyor.
Bu temelde hareket edersek, Kürdistan'ın tüm parçalarında başarılı olacağız.
Bu duygu ve düşünceler ile hepinizi tekrar selamlıyor, ‘Yan serkeftin yan serkeftin’ diyorum.”