Bayındır: Politik bir mutfak rolünde olacağız

DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Kürt halkının kazanımlarının daha sistematik, diplomatik ve örgütlü bir şekilde ele alınmasını sağlayacak politik bir okulun mutfağı olacağız" dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP), yeni eşbaşkanları HDP eski Amed Milletvekili Saliha Aydeniz ve yıllardır Kürt siyasal hareketinin kurumlarında çalışmalar yürüten Keskin Bayındır olmuştu.

DBP'nin, artık güncel siyaset yapmayacağı ancak demokratik siyasetin teorik altyapısını örecek, Kürt halkının örgütlülük düzeyini artıracak ve eğitim konularında aktif olacağı duyurulmuştu.

Yeni Eşbaşkan Keskin Bayındır, DBP'nin bundan sonraki misyonu ve faaliyet alanlarına dair ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

'KAYBEDECEK BİR ŞEYİN OLUNMADIĞI DÖNEM!'

Bayındır, Türk devletinin, Kürt halkına dönük saldırılarının had safhada olduğu bir dönemde 5. genel kongrelerini yaptıklarına dikkat çekti. Bayındır, söz konusu saldırıların sadece Kuzey Kürdistan ve Türkiye açısından değil, aynı zaman Rojava, Başur ve Rojhilat için de geçerli olduğunu vurguladı. Kürtlerin varlığını ve statüsünü elde etmenin önüne geçebilmek için tüm gücünü seferber eden bir AKP-MHP rejimi ile karşı karşıya olduklarını belirten Bayındır, böylesi bir süreçte kongre gerçekleştirmenin kendileri açısından çok önemli olduğunu kaydetti. Bayındır, "Adeta kaybedebileceği hiçbir şeyi olmayan bir mücadele dönemi ile karşı karşıyayız. O açıdan da baskı, gözaltı, tutuklama ve yoldaşlarımızın sürgün olmak zorunda kalmalarıyla mücadelemizin ivmesinden bize geri adım attıramazlar" ifadelerini kullandı.

KADROLARIN YETİŞTİRİLMESİ SAĞLANACAK

DBP'nin bundan sonraki rol ve misyonuna ilişkin de konuşan Bayındır, şunları kaydetti:

"Partimiz DBP, Kürt halkının bugüne kadar elde ettiği ideolojik, örgütsel, ahlaki, politik, kültürel ve kendi kimliği ile var olma biçimini her zamankinden daha fazla görünür kılacaktır. Aynı zamanda Kürt halkına karşı geliştirilen saldırılara dönük de toplumsal bir bilinç oluşturarak cevap verme noktasında rol ve misyon yüklenecektir. Tabii ki bu rol ve misyonu klasik bir şekilde siyaset üreterek değil, bunun felsefesini ve kimliğini oluşturan bir tarzda yürütecektir. Yine bunun mücadelesini geliştirecektir. Bu noktada da partimiz, Kürt halkının kazanımlarını daha sistematik, diplomatik ve örgütlü bir şekilde ele alınmasını sağlayacak politik bir okulun mutfağı rolünde olacaktır. Bu mutfakta Kürt halkının kazanımlarını direngen bir duruşla koruyabilecek, demokratik siyaset sahnesinde yer alarak bunları anlatabilecek kadroların yetiştirilmesi sağlanacaktır."

'GÜÇLÜ BİR DBP, GÜÇLÜ BİR HDP DEMEKTİR'

Partileri DBP'nin, Türkiye'de aktif biçimiyle muhalefet yürüten ve halkların umudu olan HDP'nin de en güçlü bileşeni olduğunu söyleyen Bayındır, "Önümüzdeki dönem açısından HDP'nin politik, ekonomik ve kültürel anlamda halklara umut olabilecek bir siyaseti ve kapasiteyi kendisinde barındırmasını direngen, mücadeleci ve kararlılıkta keskin bir aşamaya gelen partimiz DBP'nin sorumluluğundadır. Bu konuda elimizden ne geliyorsa komisyonlarımızda yaptığımız çok ciddi tartışmalarla ele aldık. Çünkü DBP'nin güçlü olması demek, bileşeni olduğu HDP'nin güçlü olması demektir" diye konuştu.

ULUSAL BİRLİK VURGUSU

Partilerinin sorumluluğunda olan bir başka konunun da Kürt ulusal birliği olduğunu dile getiren Bayındır, şu değerlendirmelerde bulundu: "Halkımızın 200 yıllık parçalanmışlıktan dolayı özlem duyduğu ulusal birlik noktasında çalışmalarımız olacaktır. Bu halkın kültürel, tarihsel, sosyal, örgütsel ve siyasal anlamda bir araya gelebileceği birçok gerekçemiz var. Biz buna inanıyoruz. Böyle kararlılığımız ve gücümüz var. Kürt siyasi hareketimizin açığa çıkarmış olduğu böylesi bir tecrübemiz de var. Biz bunu daha çok geliştirip, toplumun her alanına yaymaya çalışacağız. Bu konuda elbette üzerimize düşen görev ve sorumlulukların ne kadar büyük ve tarihsel olduğunu biliyoruz."

'SİYASET, DAR ALANLARA SIKIŞTIRILAMAZ'

Siyasetin dar alanlara sıkıştırılmaması ve belli merkezlerde yapılamayacağının altını çizen Bayındır, "Siyaset toplumun içinde yapılır. Halkın sorunlarına çözüm olabildiğin sürece siyaset yapmış olursun. Yoksa siyaset yapmanın bir anlamı olmaz. Belki toplumdaki siyaset algısı onları kandıran bir biçimde olabilir. Ama biz bu algıyı doğru bulmuyoruz. Biz demokratik siyaseti öneriyoruz ve uyguluyoruz. Biz, toplumun kendi kendisini yönetebileceği, sorunlarını çözebileceği kapasiteye erişme biçimine 'siyaset' diyoruz" şeklinde konuştu.

'ÖZ ELEŞTİRİ YAPTIK'

Son yıllarda halktan doğru siyaset yapma biçimlerinin klasikleştiği yönünde eleştiriler aldıklarını da aktaran DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Yapılan eleştirilerin elbette hakkı vardır. Ancak barbarca saldırılara maruz kaldığımız bir süreçten de geçiyoruz. O yüzden sorunların bu kadar ağır ve çözüm gücünün yüksek olduğu böyle bir süreçte klasik bir şekilde olağan bir süreci yaşıyormuş gibi mücadele etme biçimimiz ve yöntemimiz elbette beklenemez. Bizim zaten sorunları tespit ve tahlil etme konusunda bir eksiğimiz yok. Sadece bunu iradi bir şekilde hayata geçirme noktasında kimi aksaklıklar yaşanıyor. DBP olarak, Kürt toplumunun bu eleştirisine son kongremizde öz eleştiri vererek cevap olmaya çalıştık. Zaten bu kongremiz de öz eleştiri kongresi idi."