Son Dakika: DEM Parti Heyeti, İmralı’ya hareket etti

BDP: Basın emekçileri bir an önce serbest bırakılsın

BDP: Basın emekçileri bir an önce serbest bırakılsın

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yazılı bir açıklama yapan BDP Basın Komisyonu, basın emekçileri özgür olmadan basın özgürlüğünden bahsedilemeyeceğini belirterek, "Tutsak basın emekçileri bir an önce serbest bırakılmalıdır. İfade özgürlüğü başta olmak üzere haber alma ve yayma özgürlüğü yasal düzenlemelerle güvenceye alınmalıdır" dedi.

Türkiye'nin 3 Mayıs'a gibi "anlamlı" bir güne, cezaevlerinde yüzlerce gazeteci-yazar, sicilinde binlerce basın özgürlüğü karşıtı lekeyle girdiğini belirten BDP Basın Komisyonu, "Özgürlük ve eşitlik kavramlarının bir tehdit olarak algılandığı ülkelerde basın özgürlüğü aynı zamanda otoriter rejimlere karşı halk adına, barış emekçilerinin kullandığı bir demokrasi silahıdır. Bu nedenledir ki, demokratik olmayan ülkelerde yaşanan en büyük katliamlardan birisi basın emekçilerine yönelik katliamlardır" dedi.

Komisyon, "Özellikle Türkiye gibi otoriter eğilimli hükümetlerin yönetimde olduğu ülkelerin basın tarihi, aynı zamanda basına yönelik tahammülsüzlüğün her türlü somutlaştığının ve gazetecilerin faili meçhul bir şekilde katledildiğinin de tarihidir.  Gerçeklerden asla taviz vermeyen gazetecilere tahammül edemeyen zihniyet, onları KCK operasyonları adı altında cezaevlerinde tutmakta ve hiçbir gerekçe göstermeden ‘gizli tanık’ ifadeleriyle, mahkemeye bile çıkarmadan aylarca özgürlüklerinden mahrum bırakmaktadır" diye ekledi.

BDP'nin 3 Mayıs mesajında devamla şu ifadelere yer verildi: "Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2013 yılı raporu da göstermiştir ki, Türkiye 2012 yılından daha da geriye düşmüş, 2013 yılında basın emekçilerine yönelik baskıları azaltacağına arttırmıştır.  Öyle ki, iç savaş geçiren istikrarsızlık içindeki Afganistan bile basın özgürlüğünde Türkiye’den ileride görünmektedir. Yine, insan hakları kuruluşu Freedom House tarafından yayınlanan 2013 Basın Özgürlüğü Raporu'nda Türkiye, 197 ülke arasında 120. sırayı Kongo, Fiji, Liberya, Makedonya ve Seyşeller ile paylaşmıştır. Bugün dünyada tutsak olan gazetecilerin %30’u Türkiye cezaevlerindedir. Gazetecilerin yaptıkları haberlerden, yazdıkları kitaplardan dolayı terörist suçlamasıyla tutuklanması, iktidarın “Onlar gazeteci değil terörist” şeklinde suçlaması, Türkiye’de basın özgürlüğünün çok ciddi bir baskı gördüğünün kanıtıdır. Buna rağmen özgür basın, karanlığı aydınlığa çıkarmaya devam etmektedir.

Kürt sorununun çözümsüzlüğüyle direkt ilgili olan basın özgürlüğü sorunu KCK adı altındaki operasyonlarla daha da yoğunlaşmış, basın özgürlüğü AKP ve yargı eliyle engellenmeye çalışılmıştır. İçinde bulunduğumuz demokratik çözüm süreci ile Kürt sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin olumlu sonuçlanması, aynı zamanda demokratik bir toplumda olması gereken haber alma ve yayma özgürlüğünün de önünü açacaktır.

Basın özgürlüğü, sadece basın kurumlarının haber yapabilme özgürlüğüyle sağlanamaz. Bunun yanı sıra, basın emekçilerinin koşulları da, bu özgürlüğü değerlendirecek durumda olmalıdır. Basın emekçilerinin büyük sermaye sahipleri tarafından sömürülmesi, özlük hakları kısıtlanarak sosyal güvencesiz bir ortamda çalıştırılmak zorunda bırakılması önlenmelidir. Yasal bir düzenleme ile basın çalışanlarının hakları güvenceye kavuşturulmalı ve yaşanan emek sömürüsünün önüne geçilmelidir.

Basın emekçilerinin özgür olmadığı bir ortamda basın özgürlüğünden söz edilemez. Unutulmamalıdır ki demokratik toplum, demokratik yaşam ve demokratik ülke emekleri sömürülmeyen özgür basın emekçilerinin varlığıyla mümkündür.  Bir yandan sansür, gözaltı ve tutuklamalar, diğer yandan ise, özlük ve ekonomik hakların gasp edilmesi, gazetecilik yapma koşullarının her geçen gün daha da ağırlaşması, Türkiye’de gazetecilerin sürekli maruz kaldığı uygulamalar haline gelmektedir.

Demokratik çözüm sürecinde artık düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve gazeteciler düşüncelerinden ötürü tutuklanmamalı, yargılanmamalıdır.

Tutsak basın emekçileri bir an önce serbest bırakılmalıdır. İfade özgürlüğü başta olmak üzere haber alma ve yayma özgürlüğü yasal düzenlemelerle güvenceye alınmalıdır.

Gazetecilerin tutuklanmadığı, düşüncenin suç olmaktan çıktığı, özgür basının gerçekten özgürleştiği, özgür yayıncılığın önündeki tüm yasal ve fiili engellerin kalktığı bir yaşamın mutlaka gerçekleşeceği umuduyla, başta tutuklu gazeteciler olmak üzere bütün basın emekçilerinin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününü kutlarız."