BDP'den Dersim Katliam için kanun teklifi
BDP'den Dersim Katliam için kanun teklifi
BDP'den Dersim Katliam için kanun teklifi
BDP Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, 1938'deki Dersim Katliamı'nın yarattığı mağduriyetlerin giderilmesi ve Dersim halkından özür dilenmesine ilişkin kanun teklifi verdi.
Baluken, Meclis'e sunduğu kanun teklifinde Dersim Katliamı ve bu katliama götüren süreci anlatırken, özellikle dönemin yetkililerinin resmi açıklamalarına yer verdi. 1924'den 1938 katliamına götüren sürece özellikle dikkat çeken Baluken, şöyle dedi: "Kronolojik olarak Dersim Katliamına giden yolun taşları şöyle döşenmiştir: Resmi ideoloji siyasi elitlerinin Dersim’e yönelik yaklaşımı özellikle 1924 yılı ile biçimlenmeye başlamıştır. Böylece Kürtlere yönelik sistematik zor politikaları devreye sokulmuştur. Bu politikalar çerçevesinde, Dersim’e ilişkin tedip ve tenkit merkezli planların hazırlıkları da 1926 yılında başlamıştır."
Dersim'e ilişkin hazırlanan raporlara da yerilen kanun teklifinde, Derdim Katliamı'na ilişkin bir arka plan sunuldu. "Dersim’e yönelik askeri harekat bittiğinde ise ortaya çıkan manzara insanlık tarihinin gördüğü en büyük katliam ve yıkımlardan birini ortaya çıkarmıştır" diyen BDP'li vekil, "Dersim 38’de, on binlerce yurttaşımız yaşamını yitirmiş, kız çocukları ailelerinden alınarak ülkenin diğer bölgelerindeki ailelere asimilasyon amaçlı verilmiş, süngüler ile katledilen bedenler karşısında Munzur Suyu kan akmıştır. Ekolojik talan gerçekleşmiş, Dersim bir bütünün insansızlaştırılma dayatması altında kalmıştır" ifadelerini kullandı.
Baluken, "İnsanlık tarihinin yazdığı en büyük dramlardan biri Dersim ilinde gerçekleşmiştir. Dersim’de bir isyan olmamıştır, Dersim’de devletin zor gücünü kullanarak bir askeri harekatı karşısında direniş sergilenmiştir. Bu direnişin amacı, bin yıllık özgür/özerk yaşamın sürdürülmesi, dilin ve kültürün yaşatılmasıdır" diye belirtti.
Baluken, kanun teklifinde şunları ifade etti:
"Tarih içerisinde pozitivist, determinist devlet anlayışı aşınırken, Dersim 38 gerçekliği, yaşanan acılar, yeniden yaşama tutunma ise hep toplumsal bellekte varlığını sürdürmüştür. Türkiye’de dünyadaki gelişmelere paralel olarak resmi ideolojide aşınma, hak ve kimlik mücadelelerinin ivme kazanması tarihsel gerçeklerle yüzleşme ve bunların onarımı için adım atılmasını da gerekli kılmaktadır.
Özellikle Kürt Sorununun demokratik siyaset kanalları ile çözülmesi noktasında beliren irade, bu gerekliliği kaçınılmaz kılmaktadır. Bu kapsamda; öncelikle Dersim halkından ve farklı kimliklere sahip halklarımızdan devletin resmi olarak özür dilemesi gerekmektedir. Dersim 38 katliamının anıldığı tarih olan 4 Mayıs tarihinin yas ilan edilmesi ve her yıl bu tarihte yasın yaşatılması için etkinlikler düzenlenmesi gerekmektedir. Dersim Katliamında idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması ve Dersim katliamına ilişkin tüm arşivlerin koşulsuz, istisnasız tüm halklarımıza açılması kaçınılmazdır. Dersim katliamının yapılmasından gelen Tunceli adının Dersim olarak değiştirilmesi ve Dersim 38 katliamını anımsatan tüm yer/mekan adlarının Dersim’de yaşanan acılar lehinde değiştirilmesi gerekmektedir. Dersim katliamında gerçekleşen ekolojik yıkımın bir devamı olarak algılanan Baraj yapımlarından derhal vazgeçilmelidir. Dersim katliamı esnasında sürgüne gönderilen ailelerin ve çocuklarının kimlikleri ve akibetleri tüm kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Dersim’in dil, inanç, kültürünün yaşatılması için gerekli adımlar atılmalıdır. İnanç ve kültürün tanınması ve serbesitiyeti sağlanmalıdır. Son olarak ise Dersim katliamının araştırılarak sorumlularının tarih ve adalet önünde yargılanması gerekmektedir."