Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Günü mesajında "1 Mayıs’ta Kürt halkının sesini, onun görkemli mücadelesinin rengini daha fazla alanlara yansıtarak 2013 tarihi Newroz’unun coşkusunu aktararak, en etkin katılımı sağlıyoruz" dedi.

Türkiye ve dünya emekçi halklarının birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak tanımladığı 1 Mayıs'ı kutlayan BDP Genel Merkezi, Newroz ile 1 Mayıs’ın direniş ruhunu meydanlarda, alanlarda birleştirmeye çağırdı.

BDP'nin  mesajı şöyle: "Bugün, işçi ve emekçilerin birliği, dayanışma kararlılığı ve mücadele ifadesi olan 1 Mayıs İşçi Bayramı. 1 Mayıs; halkların işsizliğe, yoksulluğa, savaşa ve sömürüye karşı sesini daha gür çıkardığı, daha adil, eşitlikçi, özgürlükçü bir yaşam özlemini, demokrasiyi, barışı ve halkların kardeşliğini daha fazla haykırdığı bir gündür. 1 Mayıs aynı zamanda Türkiye’de ezilen ve sömürülen tüm devrimci kesimlerin mücadele bütünlüğü sağlama, özgür, eşit ve demokratik yaşamı inşa etme kararlılığını ortaya koyması anlamına gelmektedir. Bu yıl da, halkımızın özgürlük mücadelesiyle Türkiye emekçilerinin emek ve demokrasi eksenli mücadelesini daha fazla ortaklaştıran, emekçinin olduğu kadar ezilen halkların da bayramı olan 1 Mayıs’ta Kürt halkının sesini, onun görkemli mücadelesinin rengini daha fazla alanlara yansıtarak 2013 tarihi Newroz’unun coşkusunu aktararak, en etkin katılımı sağlıyoruz.

Kapitalist moderniteye, AKP’nin işçi-sendika düşmanı politikalarına, işsizliğe, yoksulluğa, açlığa, sömürüye, baskıya, işçi kıyımlarına, taşeronlaştırmaya, kölece çalıştırılmaya, kıdem tazminatının gasp edilmesine, şovenist kışkırtmalara karşı direnmek, örgütlenmek, mücadele etmek bu çağın zorunluluğudur. Emeğe dair her şeyin yok sayıldığı, tekelleşmenin, özelleştirmelerin ve ölümle sonuçlanan iş cinayetlerinin arttığı bu dönemde 1 Mayıs büyük önem taşımaktadır. Bu anlamda 1 Mayıs, kapitalist moderniteye karşı emek ve özgürlük eksenli demokratik moderniteyi inşa etme kararlılığının da ifade edildiği bir gündür.

Sistemin çizdiği toz pembe tablonun aksine, bu 1 Mayıs’ta da emekçi halklarımız; yoksulluğun, işsizliğin, sömürünün, katlanılamaz boyutlara vardığı, eşitsizliğin, adaletsizliğin, ayrımcılığın giderek derinleştiği koşullardadır. Milyonlarca işçi ve emekçi, ağır şartlarda her türlü iş güvencesinden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktadır. Şantiyelerde, maden ocaklarında, barajlarda, tersanelerde yaşanan iş cinayetlerine her gün yenileri eklenmekte, emekçilere ölüm ve kölelik düzeni dayatılmaktadır. Özelleştirme, taşeronlaştırma, güvencesiz ve sigortasız çalıştırma, sendikasızlaştırma her alanda giderek yayılmakta, işçi ve emekçiye sendikasız, grevsiz, toplu iş sözleşmesiz çalışma hayatı dayatılmakta, çalışanlar hükümetin köleleştirme politikaları karşısında boyun eğmeye zorlanmaktadır.

Bu koşullar altında emekten, demokrasiden, barıştan ve özgürlükten yana olan kesimlere direnmek, baskılara karşı mücadele etmek, sokakları, meydanları, yaşamın her alanını direniş meydanlarına dönüştürmek düşüyor. Halklarımız, kendisine dayatılan bu düzeni boşa çıkaracak, kendi adil-demokratik, barışçıl, emeğe dayalı sistemini yaratacak örgütlü güce ve tarihsel mücadele geleneğine-deneyimine sahiptir.

Kürtlerin, Alevilerin, farklı kimlik inanç ve kültürlerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin, çevrecilerin bir bütün olarak tüm demokrasi güçlerinin emek, özgürlük, demokrasi ve barış hattında yürüteceği ortak mücadele Türkiye’yi demokratikleştirecek, dönüştürecek, barışı sağlayacak tek güç ve seçenektir.

1 Mayıs bu iradenin açığa çıkarılması ve örgütlü gücün ortaya konulması açısından önemli bir gündür. Türkiye’nin geleceğini barışta, demokraside, özgürlüklerde gören herkesi ortak mücadeleye, Newroz ile 1 Mayıs’ın direniş ruhunu meydanlarda, alanlarda birleştirmeye çağırıyoruz.

1 Mayıs şehitleri önünde saygıyla eğiliyor, Türkiye ve dünya emekçi halklarının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan işçi bayramını kutluyoruz."