Belfast’taki Kürt konferansında ‘Öcalan’ vurgusu

Belfast’taki Kürt konferansında ‘Öcalan’ vurgusu

Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast’taki Queen's Üniversitesi'nde düzenlenen “Türkiye'de Kürt Sorunu” adlı konferans başladı. Konferansın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Brice Dickson, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 21 Mart günü ateşkes ilan ederek yaptığı barış çağrısının önemli bir barış kıvılcımı olduğunu vurgulayarak, “Şu an çağrıya uyum sağlanılıyor ve umutlu adımlar atılıyor gibi bir izlenim var. Öcalan’ın bu kıvılcımı 30 yıldır var olan ve süren bu kirli savaşa bir barış umudu doğurmuştur” dedi.

Kürtlerle benzer sorunları yaşayıp büyük acı ve çatışmaların yaşandığı ve son 14 yıldır barışçıl ‘çözüm sürecinin sürdüğü Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast’ta “Türkiye’de Kürt Sorunu” adlı konferans Queen’s Üniversitesi a Room’da başladı. İnsan Hakları Merkezi ile birlikte Belfast Queen's Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Britanya Kürt Dernekleri Federasyonu (FED-BİR), Kürt Akademik Forumu ve The Lipman-Miliband Trust kuruluşunun ortak organizasyonu ile gerçekleşen konferansa, akademisyen, yazar ve çok sayıda tanınmış İrlandalı siyasetçi, gazeteci ve öğrenci katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını Queen’s Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Brice Dickson yaptı. Kuzey İrlanda ve Britanya arasında yaşanan barış görüşmelerin de de ‘akil insan’ pozisyonunda bulunan Prof. Dr. Dickson, Türkiye’de var olan Kürt sorununun Avrupa’da da hissedildiği ve bu sorunun sürekli gündemde olduğuna dikkat çekti. Türk tarafının sistemli ve de baskıcı gücünü Kürt halkına uyguladığına vurgu yapan Dickson, “Kürt tarafı da buna karşılık olarak şiddet içermeyen ve şiddet içeren meşru tepkilerini ortaya koymuştur. Ve Türk devletinin bu baskıcı politikaları sonucu her iki taraftan da yaklaşık 40 bin insan yaşamına yitirdi. Türkiye’deki ve uluslararası alandaki insan hakları örgütlerinin verilerine göre yaklaşık 2 veya 3 milyon arasında bir Kürt nufüsü yerlerinden zorla göç ettirildiği belirtiliyor. Bu zorla göç Kürtlerin halk olmaktan kaynaklı demokratik haklarını ve kimliklerini talep etmesinden dolayı yaşandı” dedi.

‘ÖCALAN BARIŞ UMUDU DOĞURDU’

Kürtlerin, kültürel ve politik kimlik istemlerine karşılık olarak Türk devleti tarafından tutuklama, baskı, işkence ve aşırı güç kullanımına tabi tutulduklarını aktaran Dickson, “Örneğin yaklaşık 10 bini aşkın Kürt siyasetçisi, insan hakları aktivisti, sendikacı, avukat ve gazeteciler cezaevinde tutulmaktadır. Ancak yeni bir süreç başladığı halde Türkiye’de yeni bir girişimin olduğu Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakereleri devam ederken burada da Kürt hakları gasp edilmeye devam ediyor. Türkiye’de Kürt halkı özgürlük ve eşitlik hakkından muaf tutuluyor. Türkiye’de bugün düşünce ve basın özgürlüğü ve işkence ile birlikte insani olmayan uygulamalar da rutin olarak sürmektedir. Bunlar da Avrupa Komisyonu ve Uluslarası Kriz Grubu tarafından not edilenlerden bir kaçı” diye kaydetti.

Prof. Dickson, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından 21 Mart’ta barış çağrısı ve de ateşkes ilan edildiğine dikkat çekerek, “Türk tarafına müzakere çağrısında bulunmuştur. Öcalan bir barış kıvılcımı atmıştır. Şu an çağrıya uyum sağlanılıyor ve umutlu adımlar atılıyor gibi bir izlenim var. Öcalan’ın bu kıvılcımı 30 yıldır var olan ve süren bu kirli savaşa bir barış umudu doğurmuştur” diye ifade etti.  

Konferans, ‘Ertelenmiş demokrasi ve devam eden zorluklar’ başlıklı oturumda İngiltere Barosu'ndan Avukat Margaret Owen ile akademisyen Desmond Fernandes söz aldı. İlk olarak söz alan Av. Margaret Owen, Türk devletinin var olan sorunları görmezden geldiğini ifade ederek, “Özellikle Kürt sorunu konusunda bunu uzun yıllar sürdürdü ve büyük acılar yaşanmasına yol açtı. Bunda en büyük etkenlerden biri de Türkiye’de yargının politikleşmesidir” dedi. Kürdistan’da Türk devletinin boşalltığı Kürt köylerine ilişkin doktorasını hazırlayan Akademisyen Desmond Fernand ise modern Türkiye’nin kuruluşundan bu yana Kürt halkı kültürel ve siyasal jenoside tabi tutulduklarını ifade etti. Kürtlerin fiziki, kültürel ve siyasal jenoside tabi tutulduklarını ve Kürtlerin sistem dışında tutulduklarına dikkat çeken Fernand, “Demokrasi süzgeçten geçirildiğini ve hatta demokrasi Kürtlerin sokağına uğramadaln her türlü hakları ellerinden alınmıştır. AKP Hükümeti Kürtlere bir çok söz verdi ve çeşitli barış görüşmeleri gerçekleştirdi. Ancak bunların hiçbir şekilde gerçekleştirmeyerek kültürel ve siyasal soykırımı derinleştirdi. Bugün yeni bir süreç yaşanmakta ve bunda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış çağrısı önemliydi. Ancak bugüne kadar tutarlı bir siyaset izlemeyen ve Kürtlere siyasal soykırım operasyonları yapan AKP Hükümeti’nin Kürtlerin temel insani ve ulusal haklarını sağlayıp sağlamayacağı bu adımları atıp atmayacağı şüphelidir” dedi. Konferans ‘Türk yargısı ve Kürt katliamlarındaki rolü’ başlıklı oturum ile devam ediyor.