Bilgen: Artık bu sürecin sahibi doğrudan doğruya halktır
HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, ülkede gelinen son süreçte yaşananların muhatabının siyaset kurumu olmaktan çıktığını belirtti.
HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, ülkede gelinen son süreçte yaşananların muhatabının siyaset kurumu olmaktan çıktığını belirtti.
HDP Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, ülkede gelinen son süreçte yaşananların muhatabının siyaset kurumu olmaktan çıktığını belirterek, "Bu aşamada artık bu sürecin sahibi siyaset kurumu değil, doğrudan doğruya halkın kendisidir. Aksi takdirde yeni saldırılar sadece partiye yönelik kalmayacak" diye kaydetti.
Türkiye'de 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nde HDP'nin parti olarak seçime girmesi ve tüm engelleme rağmen halktan almış olduğu yüzde 13.1'lik oy oranıyla 80 milletvekili gibi büyük bir temsiliyetle meclise girmesi ardından AKP/Saray rejimi tarafından Kürdistan özelinde tüm ülkede HDP'ye karşı adı konulmamış bir savaşın startı verilmiş durumda. HDP'ye oy veren her kesimin hedefe konulduğu son süreçte HDP eş başkanları dahil AKP/Saray rejimi tarafından devreye konulan topyekûn inkar ve imha konsepti hız kesmeden devam ediyor. HDP'ye dönük baskı ve sindirme politikalarının hat safhada yaşandığı sürece ilişkin HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, ANF'ye konuştu.
'6 BİN HDP ÇALIŞANI GÖZALTINA ALINDI, 2 BİNİ TUTUKLANDI'
HDP'ye karşı gerek 7 Haziran'da alınan hezimet gerekse tüm engelleme ve yönelimler ile saf dışı bırakılmaya dönük çalışılan 1 Kasım 2015 seçimlerinde başarılamayanın "yargı" yoluyla gerçekleştirilmeye çalışıldığını söyleyen Bilgen, HDP'ye karşı hayata geçirilen süreci "Doğrudan doğruya bir siyasi tasfiye girişimi" olarak değerlendirdi.
HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 10 HDP milletvekilinin gözaltına alınarak tutuklandığı 4 Kasım gününden bu güne kadar 400 HDP'li çalışanın gözaltına alındığına dikkat çeken Bilgen, "15 Temmuz’dan bu yana sanki darbeyi bizler yapmışız gibi 6 bini aşkın arkadaşımız gözaltına alındı. 2 bini aşkın arkadaşımız da tutuklandı. Bu süreç bize göre bir post-modern kapatma yöntemidir. Bunun ne hukuki ne de teknik olarak tartışılacak bir durum. Çünkü öyle olsaydı 'ifade vermedikleri için' diyorlar, o zaman ifade aldıklarında bırakmaları gerekirdi. Belli ki sorun iddia ettikleri, tarif ettikleri gibi değil" diye kaydetti.
'DÜNYA BU TABLOYU ANLAMAKTA ZORLANIYOR'
AKP/Saray rejiminin baskı ve sindirme yönelimlerine odağındaki HDP'nin maruz kaldığı hukuksuzluk ve adaletsizliklere dış kamuoyu ve siyasi partilerin yakından takip ettiğini ve son grup meclis toplantısında yaşanan katılımı buna örnek gösteren Bilgen, "Herkes olan bitini yakından ve ilk elden görüp anlamak istiyor. Çünkü bu akıl dışı bir durumdur. Bu kadar açık bir tasfiye ve saldırıyı anlamakta doğrusu belki de dünyanın da zorlandığı bir tablodur" dedi.
'ARTIK BU SÜRECİN VE SİYASETİN SAHİBİ HALKTIR'
Gelinen aşamada tutuklanan HDP eş başkanlarının posterleri ve üzerinde "İrademe, vekilime dokunma" yazılı pankartların dahi yasaklandığına dikkat çeken Bilgen, şöyle devam etti: "Bu aşamada artık bu sürecin sahibi siyaset kurumu değil, doğrudan doğruya halkın kendisidir. Uluslararası dayanışma, destek elbette değerlidir ama doğrudan doğruya siyasetin sahibi, vekillerin takipçisi olması gereken halktır. Bu süreçte ne kadar kararlılık ve ne kadar net bir tavır alınırsa o kadar başarılı olunacaktır. Aksi takdirde yeni saldırılar sadece partiye yönelik değil sendikalara, derneklerle de kalmayacak. Yani her tarafa yaygınlaşacaktır."