AKP, CHP ve MHP temsilcileri cuma günü bir araya gelecek. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise görüşmelere davet edilmedi. Üçlü komisyonda partileri temsil edecek isimler ise AKP'den Abdülhamit Gül, CHP'den Bülent Tezcan ve MHP'den ise Mehmet Parsak olacak.

Söz konusu gelişmeyi değerlendiren HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, 15 Temmuz darbe girişimi bahane edilerek bir oldubittiyle yeniden bir inşa sürecinin işletildiğine dikkat çekti, "HDP, HDP'nin temsil ettiği toplumsal çevreler, Türkiye'de Anayasa'ya dair neyi savunuyorsa, neyin mücadelesini verdiyse, yeni süreçte bunları devre dışı bırakmak istiyorlar" dedi.

HDP olarak Anayasa sürecine katılmayı bir hak ve görev olarak gördüklerini belirten Bilgen, şunları söyledi: "Bu yanlışın düzeltilmesini umuyoruz. Fakat bu tercihi yaptıklarında da kaybedecek olan biz olmayacağız. Tüm Türkiye kaybedecek. Bu platformda yer alan ve bizim yokluğumuzu dert edinmeyen siyasi partiler kaybedecek. 15 Temmuz'a giderken de bu 'üçü bir arada demokrasi anlayışı' ile askerlere özel düzenlemeler yapıldı. Dokunulmazlık konusu, Suriye tezkeresi gibi konular kotarıldı. Görünen o ki, darbe sürecinden hiç ders çıkartılmamış, aynı tarz 15 Temmuz'dan da devam ediyor."

Anayasa süreci ile "İstiyorlarsa katılırlar" şeklinde açıklamaların yapıldığını anımsatan Bilgen, "Biz böyle bir arayış içinde değiliz. Elbette ki Anayasa konusu tüm toplumu ilgilendiriyor ama siyasetin de bir nezaketi bir usulü vardır. Ne kotarmak istiyorlarsa ne yapmak istiyorlarsa buyursunlar. Yeni paketle idam cezasını getirecekler ya da bir fiili durumu partili cumhurbaşkanlığı diye tevil mi edecekler? Bunu hep birlikte göreceğiz. Bizim anayasa ile ilgili önerilerimiz net, bunu toplumsal kesimlerle konuşacağız, tartışacağız. Türkiye siyaseti, Türkiye parlamentosu bizi dışlayarak toplumun, dünyanın önüne ne koyuyor, bunu da göreceğiz" diye konuştu.

"CHP bahsettiğiniz idam ya da partili cumhurbaşkanlığına onay verecek mi?" sorusuna, Bilgen, şu yanıtı verdi: "Bir işin yöntemi ne ise varacağı hedef de odur. Eğer siz bu kadar açık bir ayrımcılığı, bu kadar açık bir dışlamayı, haksızlığı normal görüyorsanız, HDP'ye onay veren milyonlarca insanı yok saymak istiyorsanız, varmak istediğiniz şey herhalde demokrasi olmasa gerek. Özgürlükçü, eşitlikli bir anayasanın derdi ile böyle bir iş yapılıyor olamaz. Hiçbir gerekçe, hiçbir mazeret bir partiyi dışlamayı haklı görmez, normalleştirmez."

Bilgen, CHP ile ilgili bir başka soruya ise, "CHP artık bu kararı kendi iradesiyle mi alıyor? Kendi kurullarında tartışarak mı alıyor? Kendi tabanında bunun hesabını verebileceğini düşünüyor mu? Bu elbette onların verebileceği bir şey. Ama daha öncesinde de askerler ile ilgili düzenlemeler, Suriye tezkeresi, milletvekillerinin yargılanmasıyla ilgili süreçte sergilenen tavır çok da beklentiyi karşılayabilecek bir tavır değildi. Son derece olumlu, özgürlükçü düşünen milletvekilleri, onları seçen halkı dikkate alan bir karar süreci işlemediği görülüyor. Bu süreç Türkiye'yi daha büyük felaketlere götürecektir. Umut ederiz ki, CHP tabanı bu konudaki duyarlılığını gösterir, CHP içindeki milletvekilleri bu buluşmaya karşı itirazını ortaya koyar."