Bilgin: Tecrit komplonun devamıdır

DTK Delegeler Eş Sözcüsü Zelal Bilgin, Kürt Halk Önderi Öcalan'a uygulanan tecridin uluslararası komplonun devamı olduğunu söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik gerçekleşen 9 Ekim Uluslararası Komplo'nun üzerinden 20 yıl geçti. Öcalan 9 Ekim 1998 yılında Suriye'den ayrılmak zorunda kaldı, 15 Şubat 1999 yılında ise uluslararası güçlerin komplosu sonucu Türk devletine teslim edildi. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Delegeler Eş Sözcüsü Zelal Bilgin, 9 Ekim Uluslararası Komplo'nun 20. yıl dönümüne ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu.

Kürt Halk Önderi Öcalan'a dönük tecridin soykırımın önünü açtığını ve savaş politikalarını güçlendirdiğini kaydeden Bilgin, "Tecrit sadece Kürtlere uygulanmıyor, tüm Ortadoğu'yu etkiliyor. Tecrit artık İmralı sınırlarını aşmış durumda. Tecrit izolasyondur ve bu da başka kimse ile ilişkilenmeme anlamına geliyor. Bu işkencenin daha ağır bir biçimi. Tecrit hukuksuzluktur ve hiçbir yasa da yoktur. Bu şekilde Kürt Halk Önderi Öcalan'ın halkla iletişimini kesip, düşüncelerinin halka ulaşmasını engellemek istiyorlar" diye konuştu.

AİHM MİSYONUNU KAYBETTİ

Tecridin komplonun devamı olduğuna dikkat çeken Bilgin konuşmasına şöyle devam etti: "Kürt Halk Önderi Öcalan barış görüşmeleri sürecinde düşünceleri ile Türkiye halkları üzerinde büyük bir etki yarattı. Hükümet de Öcalan'ın düşüncelerinden etkilendiğini itiraf etmişti. Fakat şimdi Öcalan'ın dışarı ile olan bütün bağlantılarını kesti. Bu da uluslararası komplonun devamı anlamına geliyor. Tecrit ortadan kaldırılmadığı sürece bu savaş sona ermeyecek ve siyasi kanatta başarı elde edilemeyecektir."

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) İmralı'da yaşanan işkence ve kötü muameleye ilişkin yapılan başvuruyu reddetmesine tepki gösteren DTK Delegeler Eş Sözcüsü Bilgin, AİHM'in bu kararla insanların hakkını savunma rolünü ve misyonunu kaybettiğini vurguladı.

AİHM'İN ÖLÇÜLERİ TÜRK DEVLETİNİN POLİTİKALARINA BAĞLI

Bilgin, AİHM'in kararı ve CPT'nin yaklaşımlarına ilişkin şunları belirtti: "AİHM 15 Şubat 1999’dan bu yana Öcalan'ın İmralı'daki durumunu ve şartlarını çok iyi biliyor. Fakat AİHM 27 Eylül'de aldığı kararla rol ve misyonunu ayaklar altına aldı. AİHM'in kararı Öcalan'ın duruşu ve Türk devletinin politikalarına bağlı. AİHM Türk hükümetine göre ölçülerini ve soruşturma çerçevesini belirliyor."

Tecrit ile kadınlara da işkence uygulandığını dile getiren Bigin konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Tecritle kadınların kazanımlarını yok etmek ve kadınları köleleştirmek istiyorlar. Biz bunu çok iyi biliyoruz. O yüzden kadınlar olarak özgürlük mücadelemizi daha da yükseltmeliyiz. İmralı'da uygulanan tecride karşı durmalıyız."