Bilici: Türkiye, hiçbir insan hakları kriterine uymuyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, AKP/Saray'ın soykırımcı saldırılar ve ağır hak ihlallerine ilişkin yürüttükleri çalışmalar hakkında ANF'ye konuştu...
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, AKP/Saray'ın soykırımcı saldırılar ve ağır hak ihlallerine ilişkin yürüttükleri çalışmalar hakkında ANF'ye konuştu...
İHD Şube Başkanı Bilici, Türk devletinin Kürdistan'da hiçbir insan hakları kriterine uymadığını dile getirdi. Kendilerinin de devletin hak ihlallerini deşifre ettiklerinden tehdide uğradığını belirten Bilici, diyalog ve müzakere çağrısında bulundu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, AKP/Saray'ın soykırımcı saldırılar ve ağır hak ihlallerine ilişkin yürüttükleri çalışmalar hakkında ANF'ye konuştu...
Bilici, ''İnsan hakları mücadelesi çok zor ve zahmetli bir mücadele çünkü birebir mağdur kişilerle yüz yüze geliyorsunuz ve ciddi bir travma yaşıyorsunuz. Birçok yerde parçalanmış cesetler, işkenceye maruz kalmış bedenler, cinsel istismara maruz kalmış insanlarla karşılaşıyoruz. Çocukların üzerindeki şiddet, cezaevlerindeki baskılar, toplumsal alanda yaşanan sıkıntılar gibi yaşam haklarını ilgilendiren durumlarla karşı karşıya kalıyoruz'' diye konuştu.
'HAK İHLALLERİNİ DUYURUYORUZ'
Kürdistan'da 22 şubede faaliyet yürüttüklerine dikkati çeken Bilici, şöyle devam etti:
"Bizler yoğun bir şekilde alanlarda, hak ihlallerine maruz kalan ve birebir mağdur kalan insanların yanında olmaya çalışıyoruz. Girebildiğimiz ve ulaşabildiğimiz yerlere girip yerinde tespit yapıyoruz. Bize gelen sorunları dinliyoruz; gerek hukuksal bir destek, gerek başka yapabildiğimiz destekler sunuyoruz. Bu kişi işkence görmüşse Türkiye İnsan Hakları Vakfı'na yönlendirerek ona ilişkin alternatif rapor hazırlıyoruz. Alanda yaşanan hak ihlallerini raporlaştırıp bilmesi ve öğrenmesi gereken kurumlara, devlet temsilcilerine, Türkiye'de bulunan büyükelçiliklere ve uluslararası insan hakları kurumlarına bildiriyoruz. Bu şekilde diyalog ve görüşmeler yapıyoruz."
'İNSAN HAKLARI KRİTERLERİNE UYULMUYOR'
Bilici, hiçbir insan hakları kriterine uymayan devletle karşı karşıya olunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana Kürdistan'da gelişen savaş beraberinde yeni bir süreç getirdi. Birçok kentte 'sokağa çıkma yasakları' getirildi ve bunlara ulaşmak, yerinde tespit etmek şansımız olmadı çünkü engeller vardı ve ancak bittikten sonra ulaşabiliyoruz. Bittikten sonra bütün çatışma yaşanan il ve ilçelere gittik. Cizre'de yaşanan durum için Avrupa Birliği Komiserliği de dahil olmak üzere birçok yere Türkiye'ye gelmeleri için biz defalarca çağrıda bulunduk. Türkiye'de yaşanan sivil ölümlerin, yargısız infazların, 'sokağa çıkma yasağı'ndan kaynaklı hak ihlallerini yerinde incelemek için çağrıda bulunduk. Bir bütün olarak başta yaşam hakkı olmak üzere tüm haklar ihlal ediliyordu. Temel gıda, sağlık, eğitim ihtiyaçları, güvenli bir yerde yaşama koşulları yoktu. Çünkü her taraf baskı ve yasaklarla kaplıydı ve bizler çok sıkıntı yaşıyorduk. Çağrıda bulunuyorduk ama ulaşamıyorduk. Gelip yerinde görmeleri için sık sık çağrımız oldu."
MÜZAKERE ÇAĞRISI
Tarafların ateşkes yapıp diyalog ve müzakere yolunu seçmelerini isteyen Bilici, "Birleşmiş Milletler'in böylesi rolü ve misyonu vardır" diyerek, şunları ekledi: ''Şiddetle, kentleri yok etmekle, yargısız infazlarla, katliamlarla bu sorun çözülemez. Sorun diyalog ve müzakere ile çözülür. Her seferinde yapmış olduğumuz çözüm önerilerinde bu vardı. Tarafları diyaloga çağırmak, bir araya getirmek, Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın üzerindeki tecridi kaldırmak. Sayın Öcalan'la yapılan görüşmeler sonucunda çıkan önerileri kamuoyunda paylaşıp, bu temelde çözüm arayışlarını geliştirmek gibi çağrılarımız oldu."
'TEHDİT EDİLİYORUZ ÇÜNKÜ DEVLETİN İHLALLERİNİ DEŞİFRE EDİYORUZ'
İHD Amed Şubesi Başkanı Raci Bilici, son olarak şunları ifade etti: "Yaşam alanlarının işgal edildiği, işkencenin arttığı, düşünce ve özgürlüğünün engellendiği, örgütleme özgürlüğünün engellendiği, basının üzerinde ciddi baskılar olduğu, çocukların katledildiği, tutuklandığı, kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemin içerisinden geçiyoruz. Ve biz insan hakları savunucularının üzerinde de aynı baskılar vardır. Sürekli tehdit ediliyor ve rahat çalışamıyoruz çünkü devletin hak ihlallerini deşifre ediyoruz. Biz her ne olursa olsun yolumuza devam edeceğiz ve sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz."