Binlerce servis elemanı işsiz kalacak

Pandemiden kaynaklı cafe, restoranlar kapatıldı fakat esnafa sosyal destek sunulmuyor. Esnaf onca vergi ödeyip yardım alamadığı sürece batmaya mahkum olduklarını dile getiriyor.

Türkiye Mart ayı ortası girdiği karantinadan 1 Haziran’da çıktı. Kapanan mekânlar geri açıldı, normalleşme rüzgarları estirildi. Fakat bazı işyerleri ya açılamadı ya da normalleşme sonrası iş yapamadıkları için kapanmak zorunda kaldı. Yaklaşık 1 yıldır Kadıköy’de bir mekân işleten E.C. de normalleşme sonrası ekonomik yükü kaldıramayıp işyerini kapatanlardan sadece biri. E.C. iş bulamama, alacaklılar kaygısından adını vermek istemiyor. Zira işletme sahibiyken artık son kapatma kararına kadar mekânlarda garsonluk yapmaya başlamış. İleride iş bulamama kaygısından dolayı da ismimi yazma diyor.

AÇILDIĞIMIZ HAFTA ALACAKLILAR VE BORÇLAR PEŞ PEŞE GELDİ

Sohbetimize ilk olarak 1 Haziran sonrası neler yaşadığını anlatmasını isteyerek başlıyoruz. E.C. karantina sonrası “normalleşme” sürecini şöyle anlatıyor: “Açıkçası ilk ay zaten açılıp-açılmaması arasında bir fark yoktu. Sokakta insanlar dolaşıyor ancak dükkanlara gelmeye çekiniyordu. Bir taraftan da 'açılmış' olmanın getirdiği yükümlülükler var tabii ki. Hem firma alacaklıları hem de elektrik, su ve doğalgaz faturaları peş peşe gelmeye başladı. Her hafta, "bu hafta artık işler açılır" diyerek esnaflar, dükkân çalışanları arasında motivasyon konuşmaları oluyordu ancak bununla yetindik daima. Ne arzu ettiğimiz işi yapabildik ne de keyfi vardı. 22'ye kadar açık tutabildiğimiz dönemlerdi. Zaten alkollü mekanlara 7-8 gibi insanlar geliyor ve birer tane ürün tükettikten sonra mekânı kapatmaya başlıyoruz. Müziği belli bir saatten sonra kapatma yasağı, kimsenin geleceğini bilmemesi ve sürekli basına yansıyan haberler insanların keyfini de kaçırıyordu. Kimsenin geleceğini bilmemesi üstüne aynı zamanda verilen rakamlara da inanmaması haliyle insanları daha da tedirgin ediyordu. Mekânlarda kahkaha ve sohbet sesinden daha çok alternatif basın kuruluşları ve kişilerin yaptığı haberler üzerine konuşmalar oluyordu.”

VERGİLER YARDIM OLARAK YANSIMALI

İş yerlerinin kapanması özellikle küçük esnafı ekonomik olarak hayli zorladı. Yeni kapanmada da benzer bir sorun yaşanacağı esnaf tarafından zaten zikrediliyor. Zira tüm işyerleri paket servisi yapacak bir hizmet sunmuyor. Peki devlet zaten yükümlülüğü olan sosyal yardımı neden yapmıyor. Zira E. C.’nin sektörü verginin en yüksek olduğu alan. Vergilerin akıbetini sorduğumuz E.C. kesinlikle geri yansıtması gerekir devletin diyor ve şöyle devam ediyor: “Dediğiniz gibi alkollü ürünlere yılda iki defa zam geliyor. Artık altından çıkılamaz bir haldeyken, işgaliye parası, ruhsat parası, çöp vergisi, stopajı derken insanların kiraladığı dükkân tutarı neredeyse iki katına çıkıyor. %18 alkole vergi ödüyoruz, üstüne kredi kartı çekimlerinde anlaşmaya göre en az yüzde 2 de bankaya veriyoruz. İnsanlara nakit ödeme noktasında ricada bulunmak geliyor bazen içimizden ancak gelin görün ki zaten kimse kendi cebindeki parayı yemiyor. Bankalar yoluyla düzenli aldığı kredi kartındaki parayı yiyor. Yani kendi parası yok aslında insanların gelecek aydan, soyut bir paradan tüketiyorlar. Ama konu bize gelene kadar neler neler var diyor insan. En basiti ve en temel yaşam hakkı olan deprem vergileri nerede diye soruyoruz, cevap yok. Bu iktidar üzerinden halkların 1 kuruş alabileceğini düşünmek, iktidarı tanımıyor olmaktır.”

BU UYUGULAMALAR DA BİZE KÜFÜR

Yeni yasaklar geldi. AVM dışında tüm cafe, bar, restoranlar kapatıldı. Alternatif olaraksa paket servisi, gel al seçenekleri sunuldu. Peki ya orada çalışanlar ne olacak? Çalışanların akıbeti belirsizliğini koruyor, E.C. ise esnafın bu durumu daha fazla kaldıramayacağını vurguluyor: “Açıkçası kimse kaldıramaz. Zaten birçok esnaf personel kıyımına gitti - gitmek zorunda kaldı. Kiraları ödüyoruz, işletme parası ödüyoruz, yanımızda çalışan arkadaşlarımıza bir nebze de olsa yardım etmeye çalışıyoruz. Sizce dayanabilir miyiz? Mal sahiplerine 'Alma' diye talimat yok ama bize 'Kapat' diye talimat var. Sadece İstanbul üzerinden söylüyorum en az 20 bin servis personeli, komi, aşçı kısacası hizmet sektöründe çalışan binlerce insan bir kuruş teminatsız işsiz kaldı. Bu durum kaç ay sürecek, ne olacak kimse bilmiyor. Bu insanların kiraları, faturaları, mutfak masrafı, çocuğu varsa onlar ne olacak? Kimse açıklamadı. Ekrana çıkan vatan, millet, Sakarya diyor ve aşağı iniyor. Bunu sadece iktidar açısından söylemiyorum ana muhalefet partisi de öyle maalesef. Kapatmalar gelmiş, gençler işsiz, üniversite öğrencileri bunalımda, ülkede yüzbinlerce küçük esnaf batmaya yüz tutmuş, emekli maaşları yerlerde ancak paşaların derdi vay efendim Kılıçdaroğlu’na nasıl hakaret edersin. Etmesin tabii kimse etsin demiyor da bu fiili uygulamaların hepsi bize küfür gibi biraz da buraya bakın diyoruz.”