Saldırının öncelikli hedefinin Kürt medya kuruluşları olduğunu söyleyen İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu (BİR-KAR) temsilcilerinden Sinan Zengin, AKP'nin Kürt ve muhalif radyo ile televizyonları kapatmasını ANF'ye değerlendirdi...
Zengin, "Bu saldırının öncelikli hedefi yine Kürt medya kuruluşları olmuştur. Saldırıdan nasibini alan kurumların çoğunluğu Kürt kurumlarıdır. Ancak, saldırı geneldir, diğer ilerici kurumları da kapsamıştır. Tümüne birden dokunulmaması dinci-gerici iktidara özgü kurnazlık örneği bir taktiğin gereğidir. En başta sosyalist basın olmak üzere, sıra onlara da gelecektir" dedi.
‘SALDIRILAR DURMAYACAK‘
AKP/Saray iktidarının tam bir haydutluk örneği sergilediğini söyleyen Zengin, şunları ifade etti: “Dümeninde dinci-gerici AKP'nin bulunduğu sermaye devletinin saldırıları dur durak bilmiyor. Bu kez de, aralarında Med-Nuçe, İMC, Hayat TV, TV 10 gibi muhalif TV'lerin ekranları karartıldı, 11 radyonun yayınına son verildi. Tüm bunlar yapılırken her zamanki gibi tam bir haydutluk örneği sergilendi. Her şey dinci-gerici iktidara ve polisine yaraşır biçimde gerçekleştirildi. Hedef kurumların kapıları kırıldı, içerde ne varsa yağmalandı. Bununla da kalmadılar, örneğin İMC TV'nin mal varlığını gaspedip TRT'ye devrettiler. Saldırılar durmayacak, tam tersine, daha da tırmandırılarak ve yeni alanlara doğru yayılacak."
‘ÖNCELİKLİ HEDEF KÜRT HALKIDIR‘
Bu saldırıların, Türkiye işçi sınıfını, emekçi halklarını, ilerici ve devrimci güçlerini de kapsadığına vurgu yapan Zengin, “Saldırıların, öncelikli hedefi Kürt halkıdır, Kürt hareketi ve kurumlarıdır. Bu saldırı da elbette ki, ilk elden içe, yani Türkiye ve Kürdistan'a dönük bir mahiyet taşımaktadır. Ne var ki, daha ötelere, sınırın ötesine, Suriye, Irak ve Rojava ile tüm bir bölgeye dönük bir mahiyeti de bulunmaktadır. Cerablus seferi ile daha komplike biçimde sınır ötesine taşıdığı kirli savaşla bağlantılı bir niteliğe sahiptir" dedi.
“ABD, AB ve Rusya'nın izni ve rızası ile sömürgeci Türk sermaye devleti şu sıralar Cerablus'tadır“ diyen Zengin, Türkiye’nin daha düne kadar IŞİD çetelerini, Kürt ve diğer kardeş halkların üstüne salmakla meşgul olduğunu şimdi ise, IŞİD'in başka bir versiyonu olan ÖSO adlı çetelerle mesai halinde olduğunu söyledi.
‘TÜRK ORDUSU İŞGALCİ BİR GÜÇTÜR‘
Zengin, şu değerlendirmeleri de yaptı:
“Emperyalist efendileri gibi IŞİD'le savaş aşağılık yalanı ile Kürt halkı başta gelmek üzere, bölgenin diğer kardeş halklarına saldırmaktadır. Cerbalus'a, Suriye ve Kürt halkının iradesini hiçe sayarak girmiştir. Dolayısıyla, sözkonusu olan tam bir işgaldir. Türk Ordusu da işgalci bir güçtür. Emperyalist ağababalarına yüksek sesle ha bire El Bab, Rakka seferleri için hazır olduğunu söylemektedir. Bir yandan da Halep ve çevresindeki El Nusra, Ahrar'u Şam çetelerini Suriye rejimine dönük provakasyonlara teşvik etmekle meşguldür.
Bilindiği gibi sömürgeci Türk sermaye devleti öteden beri Musul ve Kerkük üzerinde hak iddiasında bulunmaktadır. Her vesile ile buraların haksız biçimde mirasçısı oldukları Osmalılardan koparıp alındığını dillendirmektedir. Bu iki kenti kendi doğal etkinlik alanı olarak görmektedir. Bu, Osmanlılardan kalma sömürgeci/yayılmacı bir eğilimdir. AKP döneminde yeniden tüm saldırganlığı ile depreşmiştir. 'Orada ecdadımız var. Orası ecdadımızın toprağıdır. Kimsenin oraya girmesine müsaade etmeyiz. Bunu savaş gerekçesi yaparız' mealinde açıklamalar ve Erdoğan'ın son günlerde başlattığı 'Lozan' tartışması çok manidardır. Açık açık Musul üzerinde hak iddia etmektedir. O kadar ki, burada da provokasyonlar düzenleyerek, buraya dönük bir işgal harekatı için gerekçe yaratmaya çalışmaktadır."
‘BU SALDIRI SAVAŞI DAHA DA YAYMA ANLAMINA GELİYOR'
Türk devletinin, Cerbalus seferi ile savaş bataklığına karşı yükselecek muhtemel sesleri boğmak istediğinin altını çizen Zengin, şöyle devam etti: “Türk sermaye devleti, muhalif televizyon, radyo ve gazetelere dönük saldırı ile, iradesini hiçe saydığı emekçi halkların hiç bir biçimde onaylamadığı, hiçbir çıkarı olmadığı için onaylamayacağı tüm sonuçları ile daha büyük acılara ve yıkımlara yol açacak bir savaş gerçeğini gizlemek istemektedir. Başka bir anlatımla, bu saldırı, Cerablus seferi ile boylu boyunca daldığı savaş batağına karşı yükselcek muhtemel tüm sesleri boğmak amaç ve hedefli bir saldırıdır. Türkiye işçi sınıfı, emekçi halkları, Kürt ve Alevi emekçileri ve ilerici ve devrimci güçlere dönük kirli ve karanlık savaşı daha da yayma ve büyütme ihtiyacının ifadesidir. Gerçek tam olarak budur."
'HEDEFİNE ULAŞAMAYACAK'
BİR-KAR Temsilcisi Sinan Zengin, Türk devletinin savaş batağına gömüleceğini, akıbetinin Osmanlılar ile aynı olacağını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Ne var ki, tepesinde Erdoğan'ın bulunduğu sermaye devleti ve dinci-gerici AKP iktidarı hedefine ulaşamayacaktır. Yeni Osmanlıcılık hırsı ve hedefi ile yaptığı kirli ve karanlık hesaplar, ilk önce Bağdat'dan döndü. Ardından Şam'da boşa düştü. Sermaye devleti bu kez de savaş batağına gömülecektir. Akıbeti de tıpkı mirasçısı olduğu Osmanlıların akıbeti ile aynı olacaktır."