Ermeni Soykırımı, 100’üncü yıl dönümünde Belçika’nın başkenti Brüksel’de kitlesel bir şekilde protesto edilecek. Çok sayıda dernek ve örgütün çağrıcısı olduğu eyleme ilişkin yapılan açıklamada, Avrupa Birliği ve üyesi ülkelerin Ermeni soykırımını tanıması gerektiği belirtildi.

Güneş Atölyesi, ATİK (Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu), Brüksel Kürt Kültür Merkezi, Belçika Göçmenler Kolektifi, Ermeni Soykırımı Yüzüncü Yıl Komitesi-Belçika, Avrupa Süryaniler Birliği, Belçika Asuriler Federasyonu, Belçika Kürt Dernekleri Federasyonu, Belçika Aleviler Birliği, Info –Türk Vakfı, Belçika Asuriler Enstitüsü, Brüksel Kürt Enstitüsü, Êzidiler Derneği, Brüksel Halk Evi’nin 24 Nisan günü saat 14:00’da Brüksel Gare Centrale’den Luxemburg Meydanı’na düzenlenecek yürüyüşe katılım çağrısında bulundu.

“100 yıllık inkar yeter, soykırımcı Türk devletini mahkum edelim” sloganı ile düzenlenen yürüyüşe ilişkin yapılan çağrıda, 100 yıl önce büyük medeniyetlerin toprağa, Avrupa’nın güney doğusunun tarihin en büyük soykırımı ile kirlendiği belirtildi.

24 Nisan 2015’te Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’daki Ermeni aydın ve şahsiyetleri tutukladığı hatırlatılan açıklamada, “Bu operasyon Ermeniler, Asuri, Arami, Keldani ve Süryaniler, Yahudiler, Yunanlılar, Pontuslular ve Êzîdîlere sistematik bir sürgün politikasının yolunu açtı” denildi. Bu politika ile Anadolu’ya Türkler gelmeden önce yaşayan ve Müslüman olmayan halkların tamamen ortadan kaldırılması hedeflendiği de belirtildi.

Kemalist rejimin, ittihat ve terrakinin aşırı milliyetçi politikalarını miras aldığı ve soykırımcı uygulamalardan hiçbir zaman vaz geçmediğine de dikkat çekilen açıklamada, “1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile Anadolu Rumları zorunlu göçe tabi tutularak, bölgeden temizlendi. 1934’te Edirne’deki Yahudilere bir katliam uygulandı. Dersim için 1932’de planlanan soykırım, 1937’de hayata geçirildi. Binlerce kişi katledildi” denildi.

İkinci Dünya Savaşı’nda Hıristiyan ve Yahudilerin Aşkale zorunlu çalışma kamplarına gönderildikleri Müslüman olmadıkları için zorunlu vergilere maruz kaldıkları da hatırlatılan açıklamada, 1955’te İstanbul ve İzmir’de Hıristiyan azınlığa yönelik katliam ve saldırıların iktidarda olan ‘demokrat’ parti için bir utanç sebebi olduğu kaydedildi.

1971 ve 1980 askeri darbecileri ise, idamlardan, işkencelerden, toplu tutuklama ve Kürt halkına, demokrat Türkiyelilere, dini ve etnik azınlıklara yönelik uygulanan baskılardan sorumlu olduğu da vurgulanan açıklamada, “Kürt halkı, devlet baskısına karşı cumhuriyetin kurulduğu andan bu yana mücadele ediyor” denildi.

Hatay, Maraş, Çorum, Sivas katliamlarına da dikkat çekilen ortak açıklamada, gazeteci Hrant Dink’in kendi gazetesinin önünde 2007’de katledildiği de hatırlatıldı.

Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıl dönümünde Türk devletinin hala inkar politikasını yürüttüğüne de dikkat çekilen açıklamada, Türk devletinin katliamda yaşamını yitirenleri anma etkinliklerine gölge düşürmek için, engellemek için diplomatik, ekonomik imkanlarını kullandığı da vurgulandı. 24 Nisan’da Çanakkale’de anma etkinliğinin düzenlenmesi ve Belçikalı yetkililer ile Türk yetkililerin işbirliğinin, Europalia Festivali’nin Türkiye’ye adanmasının çok çarpıcı örnekler olduğu da vurgulanan açıklamada, Belçikalı siyasi partiler bünyesinde Türkiyeli inkarcı siyasetçilerin yoğun bir şekilde yer aldığı da belirtildi.

“Alevi, Ermeni, Asuri, Arami, Keldani, Süryani, Yunan-Pontus, Yahudi, Kürt, Türk ve Êzîdîler, kısacası Türk devletinin soykırımcı politikalarına maruz kalanların ardıllarının oluşturduğu derneklerimiz, 2015 soykırımında yaşamını yitirenleri anacak” diye devam eden açıklamada, Avrupa Birliği ve üyesi ülkelerin Ermeni soykırımını tanıması gerektiği belirtildi.