Brüksel’de Rojava ve geleceği konulu konferans düzenlendi
Brüksel’de Rojava ve geleceği konulu konferans düzenlendi
Brüksel’de Rojava ve geleceği konulu konferans düzenlendi
Brüksel Kürt Enstitüsü'nün Belçika Senatosunda "Rojava ve geleceği" konulu organize ettiği konferansa PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nden Bern Kouchner, Info-Turk Başkanı Doğan Özgüden, Demokratik Değişim Komitesi'nden Khaled Issa, Vrede vzw'den Ludo de Brabander, VRT televizyonu savaş muhabiri Rudi Vranckx konuşmacı olarak katıldı. Konferansta bir konuşma yapan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, bölge güçlerinin Rojava'da ortaya çıkan öz yönetimden ve demokrasiden rahatsız olduğa dikkat çekti.
Belçika Federal Senatörü Karl Vanllouwe'nin moderatör olduğu konferansı KONGRA GEL Başkanı Remzi Kartal, PJAK Başkanı Heci Ehmedi dahil yüzü aşkın davetli dinledi.
BÖLGE DEVLETLERİ KÜRTLERİ TANIMIYOR
İlk gündemde söz alan Dr. Xaled İsa, Kürtlerin bölgenin en eski kadim halklardan birisi olduğunu hatırlatarak, “İngiltere ve Fransa'nın I. Dünya savaşı sonrasında Suriye'yi 'bağımsızlaştırıken' ülkede yaşayan diğer halkları da hiçe saydılar. Örneğin yüzde 20'si Hıristiyan olan Suriye'de bu oran şimdilerde yüzde 8'lerde civarındadır.
Suriye devletinin kuruluşunda sonra Kürt bölgeleri için bütün Suriye hükümetleri Araplaştırma siyaseti izlediler. Fakat buna karşın Kürtler kendilerini korumasını bildiler" dedi.
2003'de kurulan PYD'nin bir program çerçevesinde hiçe sayılan Kürt halkının haklarını savunmak için mücadeleye başladığını ifade eden İsa, Rojava'da faaliyetlerini hızlandıran PYD'ye karşı Esat rejiminin tutuklama furyası başlattığını ve 2012 yılına kadar binlerce PYD'linin cezaevlerine konulduğunu sözlerine ekledi.
Bölge rejimlerinin Kürt halkını bir halk olarak dahi kabul etmediklerine değinen İsa, “Kabul etmeleri durumunda bu, Kürtlerin haklarını tanımak anlamına gelir” dedi.
Dr. Xaled İsa, Rojava’daki kadın devrimine de değinerek “Kadınların mücadelelerinden kaynaklı oldukça memnun olduklarını” sözlerine ekledi.
‘TÜRKİYE İÇERİDE VE DIŞARIDA HERKESE DÜŞMAN’
İsa'nın ardından söz alan Doğan Özgüden de, bundan 40 yıl önce Türkiye için bütün komşu devletler ve içerideki sol muhalefetin devlet düşmanı olduğunu söyledi. Bu koşullarda binlerce Asuri, Ermeni ve Kürdün Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldıklarına dikkat çeken Özgüden konuşmasını şöyle sürdürdü:
“AKP hükümeti 'komşularla sıfır sorun' politikası uygulamış ama bu politikada Arap Baharı sonrasında gerçekliğini yitirmişti. Günümüzde ise durum oldukça farklıdır, 2010 yılında Kürt hareketinin askeri başarıları sayesinde, Türk devletini Abdullah Öcalan'ın barış önerilerini kabul etti.
Suriye'de başlayan gösterilerden sonra Türk devletinin başbakanı Tayyip Erdoğan, Esat karşıtı bir politika izlerken açıktan Suriyedeki silahlı örgütleri destekledi, yardımlarda bulundu. Erdoğan her zaman sultanlık isteyen bir politik hattın takipcisi oldu.”
MEDYANIN DURUMU
“Medya'nın Rölü” bölümünde söz alan uluslararası ilişkiler aktivisti Ludo de Brabander, “Suudi Arabistan'ın Suriye'de çok önemli bir rölü var zira Suudi Arabistan, Suriyeli radikal İslamist gruplara para ve silah yardımını açıktan yapmakta. Neden Suudiler radikal gruplara yardım ediyorlar dersiniz?
Suriye İran'nın dostudur ve İran'da Suudi Arabistan'ın düşmanınıdır. Suudiler İran'la birlikte Suriye ve Lübnan'ı ortadan kaldırmak istiyor” dedi.
VRT televizyonunda Rudi Vranckx, Arap Baharı sırasında bölgedeki izlemimlerini anlattı. Mısır'daki değişimi “bir film gibiydi” sözleriyle tanımlayan Vranckx, Avrupa medyasının ise Suriye ile imtihanını ise eleştirdi.
Suriye'ye gittiğine söyleyen Vranckx rejimin gazetecileri bölgeden uzaklaştırdığına değindi ve bir gazetecinin ise kendilerine yakın bir mesafede öldürüldüğünü söyledi. Vranckx, Suriye rejiminin gazetecileri istememelerinin nedeni ise ülkeden nelerin yaşandığını kimsenini duymasını istememesine bağladı.
SALİH MÜSLİM: DEMOKRASİMİZDEN KORKUYORLAR
Kürtlerin Mezopotamya'da yaşayan en eski halklardan birisi olduğunu söylerek sözlerine başlayan Salih Müslim, Suriye rejiminin ve bölge devletlerinin bu gerçeğin üzerini örtmeye çalıştıklarını ve anadillerini kendilerine unutturmak istediklerini söyledi.
Rojava'da ortaya çıkan öz yönetimden ve demokrasiden bölge güçlerinin rahatsız olduğa dikkat çeken Müslim, “Selefist cihadistleri üzerimize gönderdiler, halkların kendi öz demokrasilerinden rahatsız oldular, Kürtler ve Rojava'da yaşayan diğer halklar kendilerini savunmanın dışında ne yaptılar. Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar, El Nusra başta olmak üzere ne kadar terörist organizasyon varsa üzerimize gönderdiler” dedi.
Rojava halkının yardıma ihtiyacı olduğunu da söyleyen Müslim şöyle devam etti: “Doktora, sağlık ekipmaNlarına ve gıdaya ihtiyaç var. Rojava'daki yaşananları dünyaya anlatıyoruz. Bu sebeple Türkiye'ye 2 defa gittim, selefistlerin saldırılarını engellemelerini istedim, fakat Türkiye başbakanı bu durumla ilgilenmedi. Kürtleri ve Rojava yönetimini tanımalarını istediğimizde bunu kabul etmeyeceklerini söylediler.
Bizim amacımız demokrasiyi inşa etmektir, bunu sadece Rojava için değil tüm Suriye için istiyoruz.”
Müslim, gerici bölge devletlerinin diktatöryal olmayan, halkların kendi kendini yönetebileceği bir sistemin açığa çıkmasını istemediğini de sözlerine ekledi.