'Bütün halklar barış için Öcalan'a sahip çıkmalı'
Bonn'da yaşayan Kürtler ve dostları, tecride tepki göstererek Öcalan'ın özgürlüğünü ve derhal İmralı'da görüşme yapılmasını istedi.
Bonn'da yaşayan Kürtler ve dostları, tecride tepki göstererek Öcalan'ın özgürlüğünü ve derhal İmralı'da görüşme yapılmasını istedi.
Almanya'nın Bonn kentinde yaşayan Kürdistanlılar ve dostları, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı çıkarak, bir an önce İmralı'da görüşme yapılmasını istedi.
Duygu Yalçın (Hukuk Master Öğrencisi): "Öcalan'ın izolasyona tabi tutulması, halklara yapılmış bir haksızlıktır. Sadece Kürtlerin değil, Türklerin de Abdullah Öcalan gibi bir şahsiyetten, fikirlerinden yararlanma hakkı vardır. Günümüzde bilgi edinme hakkından söz ediyoruz. Öcalan’ın barış sürecinde oynayacağı rol haricinde, onun söylediklerini öğrenme hakkımız da vardır.
CPT'nin, hükümetin izni olmaksızın direkt gitme yetkisi vardır, acilen gitmelidir. Abdullah Öcalan, sadece bir şahıs değildir, ulusal bir liderdir. Kürtler için de ,Türkler için de önemlidir."
Karsten Brandt (Siyaset Bilimci Doktor): "Öncelikle bir heyet Imralı’ya gidip Öcalan ile görüşmelidir. Eğer Öcalan’a bir şey olursa, o zaman Türk ve Kürt barışı ölmüştür demektir. Çünkü Kürt ve Türk barışı için olabilecek tek bir şanstır, Öcalan. O aynı zamanda değişik ülkelerde yaşayan bütün Kürtlerin entelektüel birikiminin en üst düzeyi ve çözümün üreticisidir. Öcalan’dan mahrum olmuş bir Kürtlük, Türk devleti ile PKK arasında olabilecek savaşların en yoğun biçiminin de gerekçesidir ve halkların tekrardan savaş koşullarına mahkum edilmesidir. Bu sadece Kürtler ve Türklerle de sınırlı kalmayacak, Avrupa’ya da taşırılacaktır."
'BÜTÜN YOLLARI DENEMELİYİZ'
Emin Şenocak (Demokratik Kürt Toplum Merkezi): "Kürt sorununun çözümü, Başkanımızın özgürlüğüyle mümkündür. O çıkmadan sorun çözülemez. Kürt halkı Önderi özgür olmadan özgür olamaz. Halkımız Önderliğe ilişkin daha aktif olmalı, bütün imkanlar harekete geçirilmeli. Alanlarsa alanlar, diplomasi ise diplomasi, kırk milyon bir halk olarak Önderliğimizi sahiplenmeliyiz.
Somut olarak AKP'nin yaptığı açıklamalara da güvenmiyoruz. CPT'den bir heyet mutlaka Önderliğimizle görüşmelidir.”
'HEYETLER İMRALI'YA GİTMELİ'
Bonn Alevi Toplum Temsilcisi: "Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan Kürtler için önemli olduğundan Erdoğan bunu şantaj olarak kullanıyor.
Sadece Kürtler değil Aleviler, solcular, demokratlar nasıl ki Filistin'e sahip çıktıysak, Öcalan'a da sahip çıkmalıyız çünkü o artık bir birey değil bir halkın önderidir. Abdullah Öcalan dünyada umutsuzların son umududur, ezilenlerin lideridir, Kürt halkının özgürlük yürüyüşünün başıdır, Rojava Devrimi’nin de öncüsüdür. Buradan hareketle Avrupa devletleri ve kurumları da müdahale etmelidir. Ailesi, avukatları elbet görüştürülmeli. Uluslararası heyetler, HDP İmralı Heyeti gidip görüşmelidir.
Alevi halkımıza da diyorum ki; bakınız yerleşim alanlarınız talan edilip Suriye’den gelen çeteler yerleştiriliyor. Güvenliğiniz ancak Kürtlerin yanında yer almanızla mümkündür Bütün halklar, kesimler Abdullah Öcalan’a sahip çıkmalıyız."
'BÜTÜN HALKLAR ÖCALAN’A SAHİP ÇIKMALI'
Engin Garip (EMEP): "Darbe bir şekilde bastırıldı ancak OHAL ilan edilmesiyle sivil darbe yaşandı. Öcalan 15 yıldır tutuklu, tek hücrede tutuluyor. İnsani olarak kabul edilecek bir durum değildir. Her şeyden önce ailesi ve avukatları görüştürülmelidir. Sağlığı ve görüşleri çok önemlidir. Kürt halkı için,Rojava için, Türkiye için onun görüşleri önemli. Sosyalistler, demokratlar, devrimciler onun görüşlerinden faydalanmalıdır. Kürt ve Türklerin ortak zeminde mücadelelesi için de Öcalan’ın görüşleri çok önemli. Yalnız şu an Türkiye’de yaşanılanlara baktığımızda tüm demokratik yollar kapanmış görünüyor. Ortada insanları savunacak bir aygıt kalmamış. Dolayısıyla Abdullah Öcalan için de üçüncü taraflar, kurumlar; Avrupa Birliği, devletler araya girmelidir. Bağımsız heyetler Öcalan ile görüşmelidir. Sağlığına ilişkin ciddi tereddütler var. Hepimiz Öcalan’a sahip çıkmalıyız. Onun özgürlüğü hepimiz için çok önemli.”
Niyazi Şahin (İşçi): Bugün yaşanılanlar 1999'daki komplo sürecinden farklı değil. Kürtler yine dört parça Kürdistan'da Öcalan'ı sahiplenmelidir. Türkiye’de ne darbecilere ne de AKP iktidarına güvenilir; iktidar için en yakınındakilerinin bile kolay kolay canına kıyabiliyorlarsa, biz Kürtler daha da uyanık olmalıyız... Yürüyüş, çadır eylemlerinin yanı sıra uluslararası kurumları da harekete geçirmeliyiz. NATO dahil, AİHM dahil. Dünya basını bunu çok işlemeli. Bulunduğumuz ülke yönetimlerinin tavır almaları için girişimlerde bulunmalıyız.”