Cenevreler, Astanalar, Soçiler: Kürtler olmadan çözüm olmuyor

Suriye krizinin "çözümü" için başlatılan onlarca Cenevre, Astana, Riyad, Kahire ve Soçi görüşmesine rağmen ortaya bir proje konulmadığı için söz konusu görüşmeler çözüm yerine çözümsüzlüğü derinleştiriyor.

2011 yılından beri devam eden Suriye krizi ve iç savaşına siyasi/diplomatik "çözüm" bulmak için yapılan 50'yi aşkın Cenevre, Viyana, Münih, Astana, Riyad, Kahire ve Soçi görüşmesi başarısızlıkla sonuçlandı. Suriye için yürütülen diplomasi trafiğinin yeni durağı Soçi oluyor.

Rusya'nın öncülüğünde 29-30 Ocak’ta Soçi’de gerçekleştirilecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne gelene kadar Suriye krizinin görüşüldüğü 50'yi aşkın toplantının ve görüşmenin başarısızlıkla sonuçlanmasının en büyük nedeni ise uluslararası güçlerin proje sahibi Kürtler ve Kuzey Suriye halklarını bu görüşmelerden uzak tutmaları.

2011 yılında Arap Birliği Planı ile başlayan ve yarın Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kadarki süreçte Suriye krizinin "çözümü için 50'den fazla toplantı ve görüşme gerçekleştirildi. Suriye için yürütülen siyasi/diplomasi trafiğine bakarsak:

ARAP BİRLİĞİ PLANI

Suriye’de “vekalet savaşları” olarak başlayan ve 2015’in sonundan itibaren temel aktörlerin sahaya indiği 6 yıllık savaşa “siyasi çözüm” bulmak için ilk diplomasi atağı, 2011 yılında Arap Birliği Planı ile başladı. Arap Birliği’nin 2011’in Kasım ayında devreye girmesiyle hazırlanan barış planı, Suriye ordu birlikleri ile silahlı grupların sokaklardan çekilmesini, “reformalar ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasını” öngörüyordu. Arap Birliği’nin oluşturduğu gözlemci heyet, 19 Aralık’ta Suriye’de göreve başladı. Ancak karşılıklı ihlaller, heyetin 22 Ocak’ta ülkeden ayrılmasını, 28 Ocak’ta da işlevinin sona ermesiyle sonuçlandı.

ANNAN PLANI

Sünni ağırlıklı Arap Birliği’nin planının suya düşmesinden bir buçuk ay sonra, Birleşmiş Milletler (BM) devreye girdi. BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan tarafından hazırlanan yeni plana göre; her iki tarafın “ateşkes ilan etmesi” ve “siyasi çözüm için yeni bir plan” hazırlaması gerekiyordu. 12 Nisan’da yürürlüğe giren ateşkes 1 Mayıs’ta yeniden bozuldu. Annan, her iki tarafın da ateşkesi ihlal ettiğini belirtti ve 2 Ağustos 2012’de de istifa etti.

CENEVRE-1 GÖRÜŞMELERİ

Annan planının başarısızlığından sonra Cenevre görüşme dizisinin ilki düzenlendi. İsviçre’nin Cenevre kentinde 30 Haziran 2012’de başlayan görüşmelere ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Katar, Türkiye, Irak ve Kuveyt de katıldı. En büyük açmazı sorunun tarafı olan kesimlerin (ne rejim, ne de muhalifler) doğrudan katılmadığı bu görüşmeler sonunda her iki kesimin yer alacağı “geçiş hükümetinin kurulması” konusunda anlaşmaya varıldı. Fakat daha sonra başını Türkiye ile Katar’ın çektiği silahlı grupları destekleyen ülkelerin “geçiş hükümeti Esad’lı mı olacak, Esad’sız mı olacak” dayatmasında dolayı plan kağıt üzerinde kaldı.

ROJAVA DEVRİMİ İLE YANIT VERİLDİ

Arap Birliği ve Annan planları ve Cenevre-1 görüşmelerinde Suriye'de aranacak çözümlerde ne rejim tarafından ne de rejim karşıtı güçlerin Kürtlerin haklarını kabul etmemesi ve savaşın tırmanması üzerine 19 Temmuz 2012'de Kürtler, Rojava devriminin fitilini Kobanê'de ateşledi.

CENEVRE-2

Cenevre-1'in başarısızlığından sonra bir dizi görüşme daha yaşandıysa da çatışmalar, 2014’ün Ocak ayına kadar devam etti. Cenevre’de ikinci kez başlayan ve 22 Ocak-16 Şubat 2014 tarihleri arasında devam eden görüşmelerin aracısı ile BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Exter El Îbrahimi’ydi. 22 Ocak’ta Cenevre’de rejim ve silahlı gruplarla ayrı ayrı yapılan görüşmelerde de sonuç çıkmadı. Suriye savaşının başından beri kendilerine “üçüncü yol”u tercih eden Kürtlerin görüşmelere katılımı ise Türkiye ve silahlı grupların temsiliyetini yapan muhalifler tarafından kesinkes olarak kabul edilmedi. Kürtler de Cenevre’den çıkacak sonucu tanımayacaklarını ifade etti.

KÜRTLERİN CEVABI: ÖZERKLİK İLANLARI

Kürtlerin siyasi çözüm süreçlerine katılım ısrarlarına rağmen özellikle Türkiye'nin dayatmaları sonuçları, buna izin verilmedi. Cenevre-2 görüşmelerinin başlayacağı gün 22 Ocak tarihinde Cizîrê'den başlanarak Özerk Yönetimler ilan edildi.

VİYANA TOPLANTISI

Eşbaşkanlığını ABD ile Rusya’nın yaptığı ve içinde Avrupa Birliği (AB), Arap Birliği ile Türkiye gibi 17 ülkenin daha bulunduğu Uluslararası Suriye Destek Grubu, 2015 yılının Ekim ayında Avusturya’nın başkenti Viyana’da yeni bir diplomatik atak başlattı. Barış görüşmelerinin yeniden başlaması hususunda varılan anlaşmanın uygulanması ise başka bir Ocak ayına bırakılmıştı. BM gözetiminde yapılması planlanan görüşmelerde de “geçiş hükümeti” kurulması hedefleniyordu. Arabuluculuk için de BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura görevlendirildi.

CENEVRE-3

Viyana’dan çıkan karar doğrultusunda 29 Ocak 2016’da Cenevre görüşme serisinin üçüncüsü düzenlendi. Diğerlerinden farklı olarak PYD, TEV-DEM ve Demokratik Suriye Meclisi (MSD) temsilcileri Cenevre’ye davet edilmelerine rağmen Türkiye, Kürtlerin katılımını asla kabul etmeyeceğini belirterek, adeta “ya ben ya Kürtler” restini çekti. Kürt temsilcilere son anda davetiye göndermekten vazgeçilirken sadece MSD’nin Arap Eşbaşkanı Heysem Menna gibi isimlere davetiye gönderildi. Ancak onlar da katılmayı reddetti. Diğer yandan da muhalifler ile rejim, aynı ortamda bulunmayı reddettiği için görüşmeler askıya alındı.

KÜRTLERE BAKIŞ KISMEN DEĞİŞTİ

15 Eylül 2014 tarihinde Kobanê'ye DAİŞ eliyle başlatılan işgal girişiminin 5 aylık destansı bir direnişle 27 Ocak 2017 tarihinde bertaraf edilmesinden iki gün sonra Cenevre-3 görüşmeleri başladı. Bu kez MSD temsilcileri görüşmelere davet edildi. Ancak Türkiye'nin karşı çıkması üzerine davetiyeler kişilere gönderildi ve Kürtler de bunu kabul etmedi.

MÜNİH ATEŞKESİ

ABD ile Rusya dışişleri bakanları, 12 Şubat 2016 tarihinde Almanya’nın Münih kentinde “ateşkes” için yeniden bir araya geldi. Görüşmeler sonunda “çatışmaların durdurulması” ve “abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılması” konularında anlaşma sağlandı. Aynı ayın sonunda ise Suudi Arabistan, Türkiye ve İran’ın katılımıyla yeni bir toplantı alındı ve “çatışmaların ülke genelinde durdurulması” kararı çıktı. Ancak iki taraflı ihlaller ve suçlamalardan dolayı bu ateşkesin akıbeti de çok kısa sürede kendisinden öncekiler gibi oldu.

LOZAN TOPLANTISI

Diplomatik girişimlerin diğer bir durağı ise İsviçre’nin Lozan kenti oldu. ABD, Rusya Suudi Arabistan, İran, Katar ve Türkiye dışişleri bakanları ile BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura katıldığı toplantıdan sonra kısa süreli bir ateşkes durumu yaşansa da Suriye ordusu, Rusya ve İran’ın desteği ile Halep’i silahlı gruplardan almak için çoktan operasyonlarına başlamıştı...

ASTANA-1

Cenevrelerin başarısızlığı üst üste gelirken, 2015 yılında Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesiyle Suriye sahasında Türkiye'nin ipleri Rusya'nın eline geçmeye başladı. Rusya, İran ve Türkiye'nin yakınlaşmasıyla Astana görüşmeleri süreci başladı. 20 Aralık 2016 tarinde Moskova'da bir araya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Türkk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 30 Aralık 2016 günü saat 00.00 itibariyle geçerli olmak üzere ateşkese vardıklarını duyurdu. Ateşkesin ardından 23 Ocak 2017 tarihinde söz konusu üç ülkenin garantörlüğünde Kazakistan’ın başkenti Astana'da görüşmeler başladı. Görüşmede ateşkesin denetlenmesi için üçlü bir mekanizma kurulması kararı alındı.

KUZEY SURİYE FEDERASYONU İLE YANIT

Astana görüşmelerine Kürtlerin çağrılmaması ise bu kez federasyon hamlesini getirdi. Kuzey Suriye Demokratik Federal Meclisi, Kuzey Suriye Federasyonunu 16 Mart 2016'da ilan etti.

ASTANA-2

Türkiye'nin Bab-Cerablûs karşılığında Halep'teki cihatçıları sattığı Astan görüşmesinin ikinci turu ise 16 Şubat 2017 tarihinde gerçekleştirildi. Garantörelerin yanı sıra Ürdün ve Suriye rejimi ile rejim karşıtı güçlerin katıldığı görüşmede taraflar yüz yüze görüşmedi ve mekik diplomasisi yöntemiyle ateşkes üzerine görüşmeler sürdürüldü. Bu görüşmede de Suriye halkları içi somut bir sonuç çıkmazken, Rusya, İran ve Türkiye ileriki görüşmelerde oluşturulacak "çatışmasızlık bölgeleri" için "görev gücü" üzerinde anlaştıklarını duyurdu.

CENEVRE-4

Astana-2 görüşmelerinden bir hafta sonra 23 Şubat 2017 tarihinde Cenevre-4 görüşmeleri kaldığı yerden devam etti. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura önce rejim heyeti ardından da muhalefet heyetleriyle görüştü. Görüşmede BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen "geçiş yönetimi, "çok partili ve özgür seçim ortamı" ve "yeni anayasa" maddelerine “terörle mücadele” de dördüncü bir madde olarak eklendi. Ancak yine somut bir çözüm projesi ortaya çıkmadı.

ASTANA-3

Astana görüşmelerinin üçüncüsünde Rusya, İran ve Türkiye ile birlikte Ürdün, ABD ve AB temsilcileri de gözlemci sıfatıyla katıldı. Rejim karşıtı güçler, ateşkesin ihlal edildiğini belirterek, görüşmelere katılmadı. Görüşmede garantörler ülkeler (Rusya, İran ve Türkiye) "ateşkesin izlenmesi ve uygulanmasının sağlanması için kurdukları mekanizmayı güçlendirme" kararı aldıklarını duyurdu.

CENEVRE-5

Cenevre-4 görüşmeleri de 22 Mart 2017 tarihinde başladı. Suriye rejim heyeti başkanı Caferi ile rejim karşıtı muhalefet heyeti başkanı Nasır Hariri ile yapılan ayrı ayrı görüşmeler sonrası açıklama yapan BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve Cenevre-6 görüşmelerine kadar geçecek zamanın taraflar için BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında öngörülen 4 ana başlık üzerinde çalışmak için iyi bir fırsat olduğunu söyledi.

ASTANA-4

3 ile 4 Mayıs 2017 tarihlerinde yapılan Astana görüşmelerinin 4'üncü turunda “çatışmasızlık bölgeleri” için anlaşmaya varıldığı açıklandı. Rusya, İran ve Türkiye'nin garantörlüğünde Lazkiye, Halep ve Hama vilayetlerinin belli bölümleri, Humus vilayetinin belli bölümleri, Doğu Guta bölgesi, Deraa ve Kuneytra olmak üzere 8 "çatışmasızlık bölgesi" üzerinde anlaşmaya varıldığı duyuruldu. Astana görüşmeleri bir başka anlamda Suriye'de kendilerini "muhalefet" olarak adlandırılan grupların tasfiyesi anlamına geliyordu.

CENEVRE-6

Cenevre görüşmelerinin altıncı turu 16 ile 20 Mayıs 2017 tarihleri arasında BM Suriye Özel Temsilcisi Mistura gözetiminde Suriye rejimi ve rejim karşıtı heyetlerin katılımıyla yapıldı. Önceki Cenevre görüşmelerinde ele alınan "geçiş yönetimi, "çok partili ve özgür seçim ortamı", "yeni anayasa" ve “terörle mücadele” başlıkları üzerine yapılması planlanan görüşmede söz konusu maddeler ele alınmadan bitti.

ASTANA-5

Astana görüşmelerinin beşinci turu rejim ve rejim kaşıtı heyetlerin katılımı olmadan Rusya, İran ve Türkiye heyetleri arasında 4 ile 5 Temmuz 2017 yapıldı. Görüşme öncesi Rusya ve İran rejim heyetiyle, Türkiye de rejim karşıtı heyetin temsilcileriyle görüştü. Üç garantör daha sonra ikili ve üçlü görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmeye ilişkin Rusya'nın Suriye özel temsilcisi Aleksandır Lavrentiev, heyetlerin prensipte anlaştığı 7 belge olduğunu, bunların çalışma grubunun onayından sonra imzalanacağını söyledi. Yedi belgenin de "çatışmasızlık bölgelerinde gözetim yapacak koordinasyon merkezinin kurulması" ve "askeri güçlerin yerleştirilmesi" gibi konularla olduğu belirtildi.

CENEVRE-7

Cenevre-7 görüşmelerinde de taraflar daha önce yüz yüze görüşebileceklerini belirtmelerine rağmen bu gerçekleşmedi. Cenevre-7’de de BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında daha öce kabul edilen "ateşkes, siyasi geçiş süreci, yeni anayasa ve terörizm" konuları ele alındı.

ASTANA-6

Astana görüşmelerin 6'ncı turu da garantör ülkeler ile ABD, BM ve Ürdün'ün temsilcilerinin gözetimi, rejim ve rejim karşıtı güçlerin katılımıyla 14 Eylül 2017 tarihinde yapıldı. İkili ve üçlü görüşmelerin odağında daha önce Suriye'nin farklı yerlerinden çıkarılan silahlı grupların nakledildiği İdlib'te "çatışmasızlık bölgesi oluşturmak" ve bu bölgede "gözlemci asker gücünün yerleştirilmesi vardı. Görüşmede İdlib'e Rusya, Türkiye ve İran'ın 500 askerinin yerleştirilmesi kararı alındı. El Nusra'nın oluşturduğu Heyet Tehrir El Şam anlaşmayı tanımadığını açıkladı.

ASTANA-7

30 Ekim 2017 tarihinde yapılan Astana görüşmelerinin 7'nci turunda ise "tutuklu ve esirleri serbest bırakılması, ateşkes ihlalleri, mayın temizliği, Doğu Guta başta olmak üzere abluka altındaki bölgelere insani yardım ulaştırılması" gibi konular ele alındı. Ancak bu konularda da anlaşma sağlanamadı.

SOÇİ-1

2017 yılının sonuna doğru gelinirken Cenevre ve Astana kısırdöngülerine bir de Soçi eklendi. 22 Kasım 2017 tarihinde Soçi'de bir araya gelen Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan üçlü bir zirve yaptı. Görüşme sonrası yapılan açıklamalar ise her üç ülkenin farklı ajandaları olduğunu ve Suriye halkları üzerinde yapılan pazarlığı bir kez daha gösterdi. Putin, "çözüm için herkes taviz vermeli" derken; Ruhani ise "Suriye hükümetinin davet etmediği yabancı askeri varlıklar kabul edilemez" diyerek Türkiye ve ABD'nin askeri varlığına işaret etti. Erdoğan da tek derdinin Kürt düşmanlığı olduğunu bir kez daha vurgulayarak, Kürtlerin Soçi'deki Ulusal Diyalog Kongresi'ne katılmasını "asla kabul etmeyeceklerini" söyledi.

CENEVRE-8

28 Kasım 2017 tarihinde yapılan Cenevre görüşmelerinin 8'inci turu da başarısızlıkla sonuçlandı. Suriye'de rejim karşıtı güçlerin tek heyetle katıldığı görüşmeler sonrası BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlandığını açıkladı. Mistura, görüşmelerin başarısız olmasının nedeni olarak rejim heyetini gösterirken, rejim heyeti de Mistura ve muhalifleri sorumlu gösterdi.

ASTANA-8

22 Aralık 2017 tarihinde yapılan Astana görüşmelerinin son turunda da garantör ülkeler olan Rusya, İran ve Türkiye "Suriyeli tarafların tutsak takası yapması, tutukluların serbest bırakılması, cenazelerin teslim edilmesi, kayıp kişilerin kimlik tespiti ve UNESCO kültürel miras listesindeki tarihi alanların mayın ve bombalardan temizlenmesi gibi konular için birer çalışma grubu kurulmasına" karar verdi. Görüşmenin ikinci gününde ise garantörler, Soçi'de yapılması planlanan Suriye Halklar Kongresi'ne katılacak tarafların listesini görüştü.

RİYAD, KAHİRE ve İSTANBUL TOPLANTILARI

Suriyeli muhalif grupları Cenevre ve Astana'nın yanı sıra kendi iç sorunlarını görüşmek üzere 2012 yılından 2017 yılına kadar Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad, Mısır'ın başkenti Kahire ve İstanbul'da birçok kez bir araya geldi. Bu görüşmeler daha çok Suriye'deki silahlı grupların iç sorunları ve uluslararası görüşmelere katılacak heyetlerin belirlenmesi için yapıldı. Ancak Türkiye'nin Antalya, Antep, İstanbul, Ankara ve Urfa gibi kentlerinde yapılan toplantıların ardından genellikle Rojava'ya yönelik saldırılar organize edildi.

SURİYE ULUSAL DİYALOG KONGRESİ

Rusya'nın organize ettiği Suriye Ulusal Diyalog Kongresi başlamadan önce de Türk devleti Efrîn'e yönelik işgal harekatı başlattı. Bunun üzerine Kuzey Suriye Federasyonu yetkilileri, Efrîn'e saldırılar sürdüğü müddetçe kongreye katılmayacağını duyurdu.