Son Dakika: DEM Parti Heyeti, İmralı’ya hareket etti

Cezaevlerinde işkence ve sürgünün sebebi OHAL

OHAL kararnameleri ile cezaevlerinde had safhaya ulaşan işkencelere dikkat çeken TuhadFed Eş Başkanı Mehmet Temizyüz, cezaevlerindeki işkencelerin sona ermesi için demokratik ve duyarlı kesimlere birlik ve sahiplenme çağrısında bulundu.

7 Haziran yenilgisini sindirmeyen AKP iktidarının cezaevlerine gönderdiği gizli genelgelerle artan ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sonrası çıkan kararnamelerle aşikar edilen hukuksuzluk sonucu cezaevlerinde onlarca tutsak işkence ve kötü muameleye maruz kalırken yüzlercesi ise gerekçe gösterilip bilgi verilmeden sürgün edildi.

Cezaevlerinde yaşanan sürece dair ANF’ye konuşan TuhadFed Eş Başkanı Mehmet Temizyüz, uzun bir süredir cezaevlerinde yaşanan karmaşık ve kanunsuz durumun Öcalan üzerinde uygulanan tecritten bağımsız olmadığını belirterek, “5 Nisan 2015’te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yaklaşımın değişip tecrit koşullarının tekrar devreye girmesi ile politika değişimine başvuran devlet zindanlara yönelip tutsaklara işkence etmekten tutun da sürgüne kadar birçok yolu denedi. Sürecin bozulması ve 7 Haziran seçimlerinin ardından gittikçe dozu artırtılan hak ihlalleri çerçevesinde cezaevlerindeki ortak saatler –atölye, spor, sohbet gibi etkinlikler- engellendi ve bu durum 15 Temmuz darbe girişimine kadar bu şekilde devam etti. 15 Temmuz’dan önce gizli genelgelere dayandırılan hukuksuzluklar, 15 Temmuz’dan sonra OHAL kararnameleriyle yürütülerek sürgünlerin önü açılıp, darp, işkence, hücre cezası ve sünger oda uygulamaları ile yaşamsal hakları ayaklar altına alacak şekilde had safhaya ulaştı” dedi.

TUTSAKLARIN SÜRGÜN EDİLDİĞİ CEZAEVLERİ HALA İNŞAAT HALİNDE!

OHAL ile birlikte sürgün edilen yüzlerce tutsağın sürüldüğü cezaevlerinin bir kısmının hala inşaat halinde olduğuna dikkat çeken Temizyüz, “Son süreçte açılan Antep L Tipi ve Ödemiş T Tipi cezaevlerine sürgün edilen tutsakların aileleri, avukatları ve basın yoluyla paylaştığı bilgilerden öğrendiğimiz kadarı ile bu cezaevleri sadece dört duvardan oluşuyor. Ne ranza, ne yiyecek, ne sandalye, ne masa hiçbir şey yok! Gerçi bu durum bizi şaşırtmıyor çünkü OHAL ilanı ile birlikte son bir ayda aralarında siyasetçi, belediye başkanı, memur ve avukatların da bulunduğu neredeyse bin Kürt gözaltına alınarak tutuklandı. Başka bir deyişle AKP iktidarı yaşanan krizi fırsata çevirerek Kürtlere karşı bir savaş başlatarak bu çerçevede Amed D Tipi’nden 99 tutsak Antep L Tipi cezaevine, Sincan Cezaevindeki 230 tutsaktan 126 tutsak Bolu’ya, 70 tutsak Tekirdağ T Tipi cezaevine e Alanya cezaevine sürgün edildi ki geçtiğimiz günlerde Alanya cezaevinin koşulları basında bayağı yer edindi” ifadelerini kullandı.

İŞKENCENİN SONA ERMESİ İÇİN SAHİPLENME DUYGUSU İLE BİRLİK OLALIM!

“KCK adı altında tutuklanan ve yıllardır cezaevinde bulunan tutsakların Balyoz ve Ergenekon davalarının sanıkları gibi serbest bırakılarak davaların düşürülmesi gerektiğini” söyleyen Temizyüz şöyle devam etti: “Şu an cezaevinde bulunan tutsakların büyük çoğunluğu yaşanan sürecin kurbanlarıdır. Sözde hukukun sağlayıcısı olup KCK vb. davaları yürütenler bugün terör örgütüne üye olmak suçlaması ile cezaevlerinde iken kimse Kürtler için adaletten söz etmesin! Bu nedenle başta tutuklu aileleri olmak üzere, duyarlı ve demokratik kesimlerden tek isteğimiz birlik ve sahiplenme duygusu içinde hareket ederek tutsaklar üzerindeki işkence ve kötü muamelenin ortadan kaldırılması mücadele etmeleridir.”

 

...