Son Dakika: DEM Parti Heyeti, İmralı’dan döndü

'Çitil'in dışarıda olması hukuki ve ahlaki skandal'

'Çitil'in dışarıda olması hukuki ve ahlaki skandal'

BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Derik’te 1993 ile 1994 yılları arasında katledilen 13 köylü için aileler ile birlikte düzenlediği basın açıklamasında, sorumlunun müebbet hapis cezasına çarptırıldığı halde tutuklu olmamasını "skandal" olarak niteledi. Aileler adına açıklama yapan Yasin Avcıl ise “Eğer barış ve müzakere deniliyorsa önce bu katliamlar aydınlatılsın. Bu cinayetler aydınlanmadan barış ve çözümü inşa etmek boşunadır” dedi.

Mardin’in Derik İlçesi’nde 1993 ile 1994 yıllarında 13 köylünün katledilmesinden sorumlu tutulan dönemin Derik Jandarma Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil’in Çorum’da görülen duruşmasına katılan katledilen köylülerin aileleri Meclis’te basın toplantısı düzenledi. BDP Grup Toplantı Salonu’nda yapılan açıklamaya BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken ve BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan katıldı. Baluken, dönemin en üst düzey komutanı Musa Çitil in talimatıyla 13 köylünün infaz edildiğini hatırlatarak, “Başlatılan çözüm ve diyalog sürecinde yüzleşme fırsatını yakalamış bulunmaktayız. Bu davada yargının vereceği karar karanlık bir dönemin aydınlatılmasına da katkı sunacak. 13 kişinin katili ve 13 kez müebbet hapis cezasına çarptırılan birinin bugün dışarıda olması ahlaki ve hukuksal açıdan tam bir skandaldır. Bir katliamın sanığı olan şahıs hala göreve başında ve terfi edilmiştir. Maalesef hukuk yaşanan bu katliamı maskelemiştir" diye konuştu.

'BARIŞ OLACAKSA DEVLET YÜZLEŞMEK ZORUNDA'

Baluken, 90 yıllık bir sorun çözülürken Hakikatleri Araştırma ve Yüzleşme Komisyonu’nun bir an evvel kurulması gerektiğini belirterek, “Eğer bir yüzleşme ve barış olacaksa bütün katliamlarla devlet yüzleşmek zorundadır. Musa Çitil bu işin bir ölçütüdür. Bu insan hukukun ve tarihin karşısında yargılanmalıdır. Parti olarak bu katliamın aydınlatılması ve sorumlunun yargılanması için ailelerimiz ile dayanışma içerisinde olarak mücadele edeceğiz" dedi.

'BİZİ KİM KORUYACAK?'

Aileler adına söz alan Yasin Avcıl, Balyoz ve Ergenekon davalarındaki yargılamalarla '90'larda büyük bir psikolojik travma yaşamış aileler olarak sevinç yaşadıklarını dile getirdi. Bu davaların açılmasının hemen akabinde katliamın aydınlatılması için Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na dilekçe ile başvurduklarını söyleyen Avcıl, daha sonra Diyarbakır’da açılan davanın Mardin’e ardından da katliam sanığı Musa Çitil’in can güvenliğinin olmadığı gerekçesi ile Çorum’a alındığını belirtti. Avcıl, şöyle konuştu: "21. Yüzyılda hukuk güçlünün yanınde değil haklının yanında olmalıdır. İlk mahkemede Çitil için 13 kez ağırlaştırılmış müebbet istendi. Çitil sağlık problemlerini gerekçe gösterdi ve mahkemeye gelmedi. İkinci davada avukatı bile gelmedi. Can güvenliği dolayısı ile davayı Çorum’a taşıyan mahkeme kendi askerini koruyamıyor mu? Peki '90’lı yılllarda Mardin’de işlenen birçok katliamdan sorumlu olan ve şu an Tuğgeneral rütbesi ile görev başında olan Çitil’den kim bizi koruyacak? Biz bunu kamuoyu vicdanına bırakıyoruz. İşimizi gücümüzü bırakıp Çorum’a gittik ve katıldık. Hukuksuzluk burada da devam etti. 13 kez müebbet alan bu şahıs sağlık problemi gerekçesiyle mahkemeye bile gelmedi. Avukatlarımız talepleri ret edildi. Neden hala görevinde?”

Dünkü duruşmada Çitil’in avukatının, "Müvekilim '90’lı yıllarda terör örgütüne büyük darbe vurmuştur. Terör örgütü bu yüzden Musa Çitil’i itibarsızlaştırmak için propaganda yapıyor” şeklinde bir görüş ileri sürdüğünü kaydeden Çitil, "Evet, doğru; Musa Çitil büyük bir darbe vurdu. Ama bu darbeyi bize vurdu. Biz herkesin vicdanına sesleniyoruz; faili meçhul cinayet diye bir şey yoktur. Faili belli olan ama üstü örtülen ve faillerin kahramanlaştığı ve terfi aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Eğer barış ve müzakere deniliyorsa önce bu katliamlar aydınlatılsın. Bu cinayetler aydınlanmadan barış ve çözümü inşa etmek boşunadır. Bu katilleri yargılanarak, adalet önünde hesap vermelidir" diye konuştu.