‘Çözüm’ cezaevi duvarlarının ötesine geçemiyor!
‘Çözüm’ cezaevi duvarlarının ötesine geçemiyor!
‘Çözüm’ cezaevi duvarlarının ötesine geçemiyor!
Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden omuriliğindeki rahatsızlık nedeniyle Ankara’da tedavisinin yapılması amacıyla sevk edildiği Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde çıplak arama dayatılan Ömer Akbey’in bunu kabul etmediği için hücreye atıldığı ortaya çıktı. Yaklaşık 3 ay önce kalp ameliyatı geçirdikten sonra mide kanaması geçiren Sabri Kaya’nın da hastanede kapsamlı tedavisi yapılmadan cezaevine geri götürüldüğü belirtildi.
Cezaevlerinde yaşanan ihlaller, baskılar, keyfi uygulamalar Kürt sorununda yeni bir “çözüm süreci”nin yaşandığı dönemde de dinmek bilmiyor. Cezaevi duvarlarını aşamayan “çözüm” yerine sorunlar her geçen gün yenilerinin eklenmesiyle artarak sürüyor. Bu sorunların başında da hasta tutsaklar meselesi geliyor. Geçtiğimiz hafta Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden Ankara Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Ömer Akbey adlı tutsağa yönelik uygulamalar cezaevlerindeki gerçekliği bir kez daha ortaya koydu.
Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne getirilen Akbey’e gelir gelmez çıplak arama dayatıldığı belirtilerek, bunu kabul etmeyen Akbey’in tek kişilik hücreye konulduğu bildirildi. TUHAD-FED Ankara Temsilcisi Hava Özcan, “Ömer Akbey’e zorla çıplak üst araması dayatılınca kabul etmemiş. Bunun üzerine tartışma çıkıyor. Kendisini alıp hücreye koyuyorlar soyunmadığı gerekçesiyle. Kendisinin belinde sinir sıkışması ve ağrıları var. Ameliyat olması gerekiyor. O nedenle Ankara’ya sevk edildi” dedi.
‘ÇIPLAK ARAMAYI REDDEDİNCE HÜCREYE KONULDU’
Akbey’in iki gün hücrede tutulduğunu ifade eden Özcan, “Ömer, hücreye konulunca açlık grevi yaparak iki gün boyunca hiçbir şey yemiyor. Bunu duyan diğer tutsaklar ise kapılara vurup slogan atarak Ömer’in hasta olduğunu ve yanlarına götürülmesini istemişler. Bunun ardından da Ömer’i hücreden çıkarıp odaya götürüyorlar” diye kaydetti.
‘FELÇ RİSKİ VAR’
Özcan, kapılara vurup slogan atan tüm tutsaklar hakkında da soruşturma açıldığını belirterek, disiplin cezalarının verilme ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdi. “Yaklaşık 10 gündür Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde olan Ömer Akbey’in giysileri ise verilmiyor. Geldiği günden bu yana üzerindeki giysilerle duruyor” diyen Özcan, “Önceki gün hastaneye götürüldü, tahliller yapıldı. Belinde omurilik arasında sinirlerle kemik arasında bir kitle var. Adana’ya götürmüşler daha önce bu kitleyi. Riskli görülmüş, doktorlar felç kalma tehlikesi olduğunu söylemiş. O nedenle Ankara’ya tedavi edilmek üzere getirildi. Ancak burada da gördüğü muamele bu. Tahlillerin ardından tedavisi de netleşecek” ifadelerinde bulundu.
Yine Sincan 2 Nolu F Tipi’nde olan tutsak Sabri Kaya da ciddi hayati tehlikesi bulunanlar arasında. Yaklaşık 3 ay önce kalp ameliyatı geçiren Kaya, aradan geçen bu süre zarfı içinde iki kez mide kanaması geçirdi. Son geçirdiği mide kanamasında kaldırıldığı Numune Hastanesi’nde sadece bir gece tutulduktan sonra yine cezaevine gönderildiğine dikkat çeken Özcan, “Kalp ameliyatı sonrası tedavisi bitmedi. Uygulanan tedavi ters etki yapıyor ki cezaevinde iki kez mide kanaması geçirdi. Mide kanaması geçiren bir hasta bir gün hastanede tutulup sonra cezaevine yollanır mı? Şu an cezaevi kampus hastanesinde yatıyor. Kaya’nın durumu ciddi. Metris Cezaevi’ne götürmüşlerdi 20 gün önce. Adli Tıp Kurumu’nda muayenesi yapıldıktan sonra henüz rapor verilmeden yeniden Ankara’ya getirildi. Şu an da hayati tehlikesi var” diye konuştu.
‘ÖCALAN VE TÜM TUTSAKLAR SAĞLIĞINA, ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞSUN’
“Çözüm diyorlar, samimiyet varsa cezaevlerinden başlamalı” diyen Özcan, şunları belirtti: “Anayasanın, yasanın değişmesine gerek yok. Hasta tutsaklar bırakılabilir. İnsani bir durum bu neticede. Hukuki boyutu, yasal mevzuatından çok insanidir. Ayrıca Kürt Halk Önderi sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu da bizleri kaygılandırıyor. Bir halkın önderi 15 yıldır hiçbir şekilde hastaneye götürülmüyor. Bağımsız heyetler kontrol etmeli. Bir hükümlünün hastaneye gidip gitmemesi hukuktan çok insani bir durumdur. Sayın Öcalan, 2 yıldır avukatlarıyla görüştürülmüyor. Bu yasal mıdır? TUHAD-FED olarak başta Öcalan olmak üzere tüm hasta tutsakların özgürlüğüne ve sağlığına kavuşmasını talep ediyoruz.”
‘İMRALI KİLİDİ AÇTI AKP DE KAPIYI AÇSIN’
Özcan, Kürt sorununda gelinen yeni süreçte “kilit sensen anahtar İmralı’dır” diyerek çözüm için AKP hükümetinin somut ve güven veren adımlar atması gerektiğinin altını çizerek, “İmralı anahtarı taktı, sen de aç kapıyı. Bu sorunu çözmek cesaret işidir. Ama biz bu cesareti göremiyoruz AKP’de. Zira olsaydı hasta tutsakları bırakırdı. Olumlu bir mesaj olarak bunu algılardık. Kürt halk önderinin İmralı’daki koşullarını düzeltseydi samimi ve cesur olduğunu anlardık. Kürtleri oyaladığını düşünüyorsa, yanılıyor. Kendisini oyalar. Önümüzdeki günlerde TUHAD-FED Ankara olarak program çıkararak bir dizi etkinlik de gerçekleştireceğiz” dedi.