Erdoğan ve AKP hükümetinin Kürtler başta olmak üzere muhalif kesimleri hedefleyen yasalar ile basın özgürlüğü noktasında adım atmadan AB’ye vize serbestisi istenmesine tepkiler yükseliyor. Almanya’da iktidar ortağı CSU’dan yapılan açıklamada, kriterleri yerine getirmeden vize serbestisi isteyen hükümete ‘Türk pazarında değiliz’ eleştirisi yapıldı.

Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesindeki sözlerine ilişkin konuşan Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Sekreteri Andreas Scheuer, Türkiye’nin ve Erdoğan’ın ‘yeni stilinin tehdit ve ültimatomlar’ olduğunu söyleyerek sert bir biçimde eleştirdi.

Türk hükümetinin vize serbestisini Ekim ayına kadar verilmesi yönündeki açıklamalarına dikkat çeken Scheuer, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu mevcut durumdan ötürü vize serbestisinin olamayacağını vurguladı.

‘TÜRK PAZARINDA DEĞİLİZ’ ELEŞTİRİSİ

Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye yönelik açık bir tutum takınmasını isteyen Scheuer,  AKP hükümetinin anti-terör yasaları ve basın özgürlüğünü de içeren 72 kriterin tümünü yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi. Scheuer, vize serbestisine ilişkin 72 kriterin yerine getirilmesine ilişkin olarak “Türk pazarında değiliz” değiliz diyerek, hükümetin tarzını eleştirdi.

AB Komisyonu’ndan yapılan açıklamada da, vize serbestisinin ‘ancak tüm kriterler yerine getirildiği takdirde’ mümkün olacağı vurgulanmıştı.

MİTİNGDE KONUŞAMADI DİYE MASLAHATGÜZARI ÇAĞIRDILAR

AKP hükümeti, 15 Temmuz darbe girşiminin ardından yaptığı açıklamalarda, birçok Batılı ülkenin kendisine destek vermemesini eleştiriyordu. Son olarak bugün, dün Köln’de AKP’lilerin gerçekleştirdiği miting nedeniyle Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Türk Dışişleri’ne çağrılmıştı. Maslahatgüzar’a, Erdoğan’ın canlı yayında mitinge katılmasına mahkemece getirilen yasağın sorulduğu duyurulmuştu.

Mülteci anlaşmasına karşılık daha önce öngörülen Türkiye vatandaşlarına vize serbestisi konusunu yeniden gündeme getiren hükümet, Kürtler ve muhalif demokratları hedef alan ‘Terörle Mücadele Yasası’ ile basın özgürlüğünü garantiye alan kriterleri yerine getirmeye yanaşmıyor.

Haziran ayında Türkiye’nin bu iki kriter dahil 5 tanesini yerine getirmediği, diğer kriterleri ise yerine getirdiği savunulmuştu.