Cumartesi Anneleri: Kürtler tehdit olarak görüldü

Cumartesi Anneleri: Kürtler tehdit olarak görüldü

İstanbul’da 453'üncü eylemlerini düzenleyen Cumartesi Annelerine bu hafta Yüksekova'dan (Gever) gelen kayıp yakınları katıldı. Geverli kayıp yakınlarından Abdullah Canan "Susurluk Komisyonu'nda katilimiz Mehmet Emin Yurdakul ile yüz yüze geldiğimizde benden kaçtı" dedi. 

Faili meçhul cinayetlere kurban giden ya da kaybedilen yakınlarının bulunması ve faillerinden hesap sorulması için adalet arayışlarını sürdüren Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 453'üncü haftasında da "Failler belli kayıplar nerede" pankartı ve kaybedilen yakınlarına ait fotoğraf ve kırmızı karanfillerle Galatasaray Meydanı'nda buluştu.

1994 yılında Mardin'de kaybedilen Nihat Aydoğan'ın akıbetinin sorulduğu bu haftaki eyleme, Yüksekova'dan gelen kayıp aileleri de katıldı. 

Eylemde ilk sözü, Yüksekova'da kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Vahap Canan aldı. Babasının kaybedilmeden önce gözaltına alınarak isminin yanına çarpı işareti konulduğunu belirterek, "Susurluk Komisyonu'nda katilimiz Mehmet Emin Yurdakul ile yüz yüze geldiğimizde benden kaçtı. Siz katlederken hiç mi korkmadınız da şimdi korkuyorsunuz?" diye sordu.

Eylemde söz alan 1994 yılında Mardin'de gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan'ın eşi Halime Aydoğan ise, eşinin 19 yıl önce gözaltına alınarak kaybedildiğini hatırlatarak, "Savcıya dilekçe verdim savcı 'PKK'ye katılmış'; karakol, 'dağlarda ara biz bıraktık' dedi" diye konuştu. "19 senedir arıyorum bekliyorum. Kulağım toplu mezarlarda. O kemikleri çıkarmasalar da toprak atar" diyen Aydoğan, ailelerin her koşulda adalet arayışlarına ve eylemlerine devam edeceklerini söyledi. 

DEVLET KÜRTLERDEN ÖZÜR DİLEMELİ 

Haftanın açıklamasını ise, İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına avukat Gülseren Yoleri okudu. 

Yoleri, 90'lı yıllarda, topluma dayatılan tekçi, inkarcı, asimilasyoncu politikalara itirazı olan sosyalistler ve Kürtlerin "Türkiye'nin iç güvenliğini tehdit eden düşmanlar" olarak görüldüğünü belirterek, Mardin'in Midyat ilçesinde Doğançay Köyü'nde yaşayan Nihat Aydoğan'ın da bunlardan birisi olduğunu ifade etti. 

1994 yılında evine gelen çok sayıda özel tim, asker ve korucu tarafından evi basılan Aydoğan'ın, elleri bağlanarak dipçiklerle dövüldüğünü ve gözaltına alındığını anlatan Yoleri, "Resmi makamlar, gözaltına alındıktan 29 gün sonra, nöbetçi savcılığa sevk edildiğini, ifadesi alındıktan sonra da serbest bırakıldığını söyledi. Ama Nihat Aydoğan'dan bir daha haber alınamadı" dedi.

Yasal başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Yoleri, Aydoğan'ın kaybedilmesine ilişkin açılan soruşturma dosyanın da 2012 yılında kapatıldığını dile getirdi. 90'larda yaşananlarla yüzleşmeden demokratikleşmenin sağlanamayacağını belirten Yoleri, "Devlet, Kürt sorununun kaynağının, Kürtlerin varlığının ve haklarının inkar edilmesi olduğu gerçeğini resmi olarak açıklamalı ve Kürtlerden özür dilemelidir" dedi.