‘DAİŞ çeteleri Türkiye ile koordineli saldırılar düzenliyor’
Minbic Askeri Meclis üyesi Mıstefa Minbic, Minbic’teki ilerleyişlerini durdurmak isteyen Türkiye’nin DAİŞ çeteleri ile koordineli saldırılar düzenlediğini ifade etti.
Minbic Askeri Meclis üyesi Mıstefa Minbic, Minbic’teki ilerleyişlerini durdurmak isteyen Türkiye’nin DAİŞ çeteleri ile koordineli saldırılar düzenlediğini ifade etti.
Minbic’in özgürleştirilmesi için gerçekleştirilen operasyon bir ayını geride bırakırken sıkışan çeteler Minbic Askeri Meclisi güçlerine saldırılar düzenliyor. Saldırıları değerlendiren Askeri Meclis üyesi Mıstefa Minbic, DAİŞ’in bu saldırıları tek başına düzenleyecek gücünün olmadığını ve Türkiye’nin çetelere yardım ettiğini dile getirdi.
Mıstefa Minbic ile ‘Minbic’i özgürleştirme hamlesinde‘ gelinen aşamayı, kentte DAİŞ çetelerinin elinde mahsur kalan sivilleri ve son günlerde Minbic çevresinde gelişen kapsamlı çete saldırılarını konuştuk.
1 Haziran 2016 günü başlattığı ‘Minbic’i özgürleştirme hamlesi ‘1 ayını geride bıraktı. Minbic ve çevresindeki son durum nedir?
1 ayı geride bıraktığımız Minbic’i özgürleştirme hamlesinde güçlerimiz şuana kadar onlarca köy ve mezrayı DAİŞ çetelerinden temizleyerek özgürleştirdi.
Ve savaşçılarımız Minbic kent merkezini kısa bir süre içerisinde tümden kuşatmaya aldı. Ardından savaşçılarımız özgürleştirme hamlesinin ikinci aşaması kapsamında kent merkezine yönelik operasyonlar düzenlemeye başladı.
Savaşçılarımız kent merkezine yönelik operasyonlarda birçok stratejik noktayı özgürleştirerek kente batı, güney, doğu, kuzey yönünden giriş yaptı ve şu an ev ev, sokak sokak özgürleştirerek kent merkezine doğru ilerleyişini sürdürüyor.
Kent merkezinde hala çok sayıda sivilin olduğu yönünde bilgiler geliyor. Peki kenteki sivillerin durumu nedir?
Evet, bizde de bu yönlü bilgiler mevcut. DAİŞ çeteleri sivillerin kentten çıkışına izin vermiyor. Sivillerin kentten çıkışlarına izin vermediği gibi sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor.
Minbic Askeri Meclisi olarak daha önce de söylediğimiz gibi sivillerin can güvenliğini tehlikeye atacak her türlü yaklaşım ve davranıştan uzak duruyoruz. Bizim için sivillerin can güvenliği esastır.
DAİŞ çetelerinin canlı kalkan olarak kullandığı insanlarımızı DAİŞ çetelerinin elinden kurtarmak için yoğun çalışmalar içerisindeyiz ve şu ana kadar da ürettiğimiz birçok formül ile insanlarımızı DAİŞ çetelerinden kurtararak özgür alanlara aktardık.
Ayrıca her gün bir şekilde DAİŞ çetelerinin elinden kaçarak özgür alanlara ulaşan yüzlerce insanımız da var.
Minbic kent merkezinden kaçarak özgür alanlara ulaşmaya çalışan birçok aile DAİŞ çetelerinin yaptığı mayınlama nedeniyle yaşamını yitirirken, yüzlerce sivil ise DAİŞ çetelerinin taraması sonucu yaşamını yitirmiştir.
DAİŞ çetelerinden kaçarak özgür alanlara ulaşmaya çalışan siviller çetelerin ağır silahlı saldırılarına maruz kalıyor. Tüm uluslararası kurum ve kuruluşların dikkatini bu noktaya çekmek istiyorum.
1 Haziran’da başlattığımız Minbic’i özgürleştirme hamlesini izleyen uluslararası insan hakları örgütleri, Suriye’de yürütülen bir askeri operasyonda ilk kez siviller için bu kadar hassas yaklaşıldığını belirtiyor ve bu durumu rapor dahi ediyor.
Son günlerde artan çete hareketliliği ve saldırıları söz konusu. Bildiğiniz gibi DAİŞ çeteleri geçtiğimiz günlerde Kuzeybatı, Batı ve Güney hattından saldırılar gerçekleştirdi. Bu saldırılar ne anlama geliyor?
Sizin de belirttiğiniz gibi DAİŞ çeteleri, geçtiğimiz günlerde Minbic kent merkezindeki kuşatmayı ve Minbic Askeri Meclisi savaşçılarımızın ilerleyişini darbelemek amacıyla 3 koldan saldırı başlattı.
Ancak bildiğiniz gibi bu saldırı DAİŞ çetelerinin kapsamlı olarak gerçekleştirdiği ilk saldırı değil. Hatırlayacağınız gibi daha önce de DAİŞ çetelerinin bu şekilde 2 kapsamlı saldırısı oldu.
DAİŞ çeteleri daha önceki saldırılarında Minbic kent merkezinde dört taraftan kuşatılan ve kaçış yolları kalmayan üyelerini kurtarmak ve kuşatmayı kırmak amacıyla 3 stratejik noktadan gerçekleşmişti.
Yine hatırlayın DAİŞ çetelerinin 20 Haziran günü Cerablûs, Bab ve Meskenê taraflarından Erîma köyünden Fırat suyuna kadar olan geniş bir alanda en büyük 2. kapsamlı saldırılarını düzenlemişti. Ancak DAİŞ çeteleri bu saldırıda da savaşçılarımızın çelikten iradesini karşısında bulmuş ve çeteler hezimete uğratılmıştır.
DAIŞ çeteleri geçtiğimiz günlerde yine sabah erken saatlerde de kuzeybatı yönünden El Sacûr suyu tarafından, batı yönünde El Erîmê köyü tarafından ve güney yönünde Xirbet El Rûs köyünden Oseclî köyüne kadar olan geniş bir hat üzerinden savaşçılarımıza saldırdı.
Peki DAİŞ çetelerinin bu geniş hat üzerinde başlattığı saldırılarda şu an için son durum ne? Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Öncelikle halkımıza şunu söylemek istiyorum; DAİŞ çeteleri her saldırısında Minbic Askeri Meclisi savaşçılarının çelikten iradesi ile karşılaşmaya ve hezimete uğratılmaya devam edecek. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın!
DAİŞ çeteleri başlattığı saldırılar kapsamında Minbic - Cerablus yolu üzerinde bomba yüklü 4 araçla saldırı girişiminde bulunmuştur. DAİŞ çetelerinin Minbic - Cerablus yolu üzerinde bomba yüklü 4 araçla düzenlemek istediği saldırı girişimini erkenden fark eden savaşçılarımız saldırı girişimlerini boşa çıkarttı.
DAİŞ çetelerinin, El Sâcur suyunun kuzeybatısından geliştirdiği saldırılarda savaşçılarımızın ortaya koyduğu kahramanca direniş ile kırılmış ve çeteler bozguna uğratılmıştır.
Yani şu an için özetle şunu söyleyebilirim bütün cephelerde kontrol ve hakimiyet savaşçılarımızdadır. Ve savaşçılarımızın kent içerisindeki ev ev sokak sokak ilerleyişi sürüyor. Yine özetle söyleyecek olursam DAİŞ çeteleri yok oluşa doğru hızla ilerliyor.
Birçok çevre son zamanlarda gelişen bu saldırıların planlı ve organizeli olduğunu düşünüyor. Sizce de öyle değil mi? Eğer planlı ve organizeli gelişen saldırılar ise sizce kim ya da kimler tarafından yapılıyor?
Biz son zamanlarda DAİŞ çetelerinin artan saldırılarının Türk devleti tarafından planlandığını ve organize edildiğini, saldırıların Türk devleti ve DAİŞ ortaklığında geliştiğini düşünüyoruz.
Özellikle de 1 Haziran’da başlattığımız ‘ Minbic’i özgürleştirme hamlesi ‘ en çok Türk devletini rahatsız etti. Burada şöyle bir soru ortaya çıkıyor; Peki Türk devleti neden başlattığımız hamleden rahatsız oluyor?
Herkesin bu soruyu her platformda dile getirmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sorunun cevabı aslında çok basit. Çünkü Türk devleti DAİŞ çetelerini Suriye’de kendi politik çıkarları doğrultusunda bir enstrüman olarak kullandı. Özellikle de Kürt halkına karşı. Kobanê savaşı da DAİŞ çeteleri ile Türk devleti arasındaki ilişki de bunun en iyi örneğidir.
Ayrıca Türk devleti dünyayı özellikle de Avrupa’yı Yunanistan, İspanya, Portekiz vb. ülkeleri iflasın eşiğine getiren ekonomik krizlerden gerek DAİŞ çeteleri gerekse de Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) çeteleri ile geliştirdiği ekonomik ilişkiler ve tarihi eser kaçakçılığı ile ayakta kalmayı başarmıştır.
Bu ekonomik ilişkilerin sağlandığı en stratejik yer Minbic’tir. Çünkü Minbic Suriye – Irak bağlantı yolu üzerindedir. Yani bir nevi Irak ve Suriye’deki petrol ve tarihi eser kaçakçılığının sağlandığı önemli bir merkezdir.
Minbic’in özgürleştirilmesi demek DAİŞ ve Türk devleti arasındaki politik ve ekonomik ilişkilerin darbelenmesi demektir. Bu nedenle Türk devleti böylesi önemi olan bir noktanın Minbic Askeri Meclisi tarafından özgürleştirilmesini istemiyor ve savaşçılarımızın kentteki ilerleyişinden oldukça rahatsız.
Türk devleti savaşçılarımızın kentteki ilerleyişini engellemek ve bertaraf etmek için ve kentteki kuşatmamızı kırmak için Cerablus hattından DAİŞ çete üyelerini geçirerek kapsamlı saldırılar gerçekleştiriyor. Yani DAİŞ çeteleri bu saldırıları Türk devleti ile koordineli bir şekilde gerçekleştiriyor.
Yoksa şu an için DAİŞ çetelerinin bu saldırıları tek başına yapabilecek bir gücü yok. DAİŞ çetelerinin şu an için düşündüğü tek şey Cerablus’u ve diğer alanları korumak.
Savaşın sıcaklığı nedeniyle hala pek ön plana çıkamadı Minbic Halk Meclisi. Sizce Minbic Halk Meclisi özgürleştirilen alanlarda nasıl bir sınav verdi?
Evet, sizin de belirttiğiniz gibi Minbic Halk Meclisi savaşın sıcaklı nedeniyle ön plana çıkabilmiş değil. Ancak bu Minbic Halk Meclisi’nin varlığını tartışmalı hale getirmez.
Şu an için şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim; uluslararası hiçbir kurum veya kuruluş Minbic Halk Meclisi’ne bugüne kadar herhangi bir yardımda bulunmamıştır.
Ancak buna rağmen zorlu hamle koşullarına rağmen ve onca yetmezlik içerisinde Minbic Halk Meclisi kısıtlı imkanlarla DAİŞ çetelerinin zulmünden kurtarılan insanlarımız için yaşamsal ve tıbbi ihtiyaç malzemeleri temin etti.
Minbic Halk Meclisi şu an özgürleştirilen alanlarda yeniden inşa ve meclis çalışmaları için halk toplantıları gerçekleştiriyor. Önümüzdeki süreçte bu çalışmalar daha da genişletilerek yaygınlaştırılacaktır.
Son olarak bir mesajınız var mı?
Bir kez daha ‘Minbic’i özgürleştirme hamlesinde’ yaşamını yitiren yoldaşlarımıza verdiğimiz sözü yineliyoruz; Bugün zafere her zamankinden daha yakınız ve kuşkusuz zaferi kazanacağız.
Biz başta BM olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların Minbic Askeri Meclisi ve Minbic Halk Meclisi’ne yardımcı olmasını umut ediyoruz. Bu yardımlar din, dil, ırk gözetmeksizin bölge de yaşayan halklarımızın güvenlik ve refahı içindir.