'Darbenin içinde yer alan üst düzey AKPlileri açıklayın!'

Van'da gerçekleştirilen "Darbelere Hayır, Demokrasi Hemen" mitinginde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümetten darbe içinde yer alan üst düzey AKPlilerin isimlerini açıklamasını istedi.

Van’da on binler tecride karşı alanlara çıktı

Van’da HDP ve DBP tarafından organize edilen ‘Darbelere hayır, demokrasi hemen’, ‘İmralı tecritine son’ mitingine katılan on binlerce kişi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etti. Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel,  Kürt sorununu çözmeyerek tecridi ağırlaştıranlara karşı Kürt halkının sonuna kadar direneceğini söyledi.

Van’da İki Nisan Kavşağında yapılan ‘Darbelere hayır, demokrasi hemen’, ‘İmralı tecritine son’ mitingine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP ve DBP Van İl Örgütleri, HDP Van Milletvekilleri, DBP PM üyeleri ile on binlerce kişi katıldı.

Demokrasi ve özgürlük şehitleri için bir dakikalık saygı duruşunun ardından ilk olarak söz alan HDP Van İl Eş Başkanı Yakup Ataş, 15 Temmuz darbe girişimine dikkat çekti. Kürt halkının tarih boyunca darbelere karşı mücadele ettiğini ve bu yüzden darbelerin en büyük mağduru olduğunu kaydeden Ataş,  Türkiye’nin içinde bulunduğu krizden tek çıkış yolunun Kürtlerle müzakere ve barış olduğunu vurguladı.

TUNCEL: DARBE AKP’YE DEĞİL TÜM HALKLARA KARŞI YAPILDI

Ataş’ın ardından konuşan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de,  darbe konusunda defalarca uyarılarda bulunduklarını ancak AKPli yetkililerin kendilerini dinlemediğini ifade ederek “bu darbe sadece AKP ve Erdoğan’a karşı değil bütün halklara karşı yapıldı. Bu halk önderliğinin özgürlüğünü istiyor. OHAL ilan ederek bütün özgürlükleri askıya aldılar. Kendi sistemini dayatmak demokrasi değil, yeni bir anayasa yapalım, özgürlüklerin anayasasını yapalım. Kürtler, Kürdistan halkı demokrasi mücadelesinde yer almadan demokrasi olmaz. Ankara’da kilerin zihniyeti değişti mi hayır değişmedi. Bizim yerimiz demokrasi mücadelesidir. Demokrasi mücadelesi verenler özgürlüğe düşman olanlarla yan yana durmazlar, işte Van. Ankara’dakiler gelsin burayı görsün. Savaşa karşı değilsin, özgürlüklerden yana değilsin ki bu halk niye senin yanında olsun. Şimdi sözde demokrasi nöbeti tutuyorlar. AKP, CHP, MHP yan yana duruyorlar işte b una karşı radikal demokrasi, özgürlüklerin cephesi var.  Türkiye’yi karanlığa gömmek isteyenlere karşı, Kürdistan’da ki Kürt ulusal birlikteliğini geliştirerek Türkiye halklarına el uzatacağız. Buradan Edirne’ye, Ankara,’ya ses vereceğiz ve özgürlüğe kadar mücadele edeceğiz. Kürt karşıtlığı politikasından vazgeçin. Bugün Ortadoğu’yu karanlığa götürmek isteyenlere karşı Rojava’da yanan özgürlük ateşinin yanında yer alacağız, başka bir şans yok. Eğer bir daha darbe olmasın istiyorsanız Kürt halkı yeni bir hukuk oluşturmak zorundasınız. Yeni anayasada Kürt halkının özgürlüklerini güven ce altına almak zorundasınız” dedi.

 ‘SAYIN ÖCALAN DEFALARCA UYARDI AMA DİNLEMEDİLER’

Tuncel konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Daha AKP Paralel, d en darbe mekaniğinden haberin yok, çevreni sarmışlar, devreye girecekler, Türkiye kaybeder diyen Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturmak tehlikeleri ortadan kaldırır. Darbe henüz geçmiş değil, darbe mekaniğini hala devrede. AKP diyor ki devletin her tarafına sızmışlar hayır onları her tarafa siz sızdırdınız 12 yıl ortak çalıştınız. Türkiye ve Kürdistan halklarının, bütün inançları güvence altına alacak demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir perspektifle yeni bir anayasa yapmazsanız kriz daha da büyür. Çare ne AKP, ne CHP ne MHP çare sizde, İmralı’da, kadınlarda, faşizme karşı direnenlerde, Türkiyeli sosyalistlerde, kadınlarda, çare faşizme karşı yan yana gelenlerde.

Biz her zaman şiddetle karşılaştık, öldürüldük, katledildik ama buna karşı her zaman direnenlerde oldu. Biz hep zor dönemlerde geçtik. Coğrafyamız parçalanmış, halkımız zorla 4 ülkede yaşamak zorunda bırakılmış ama biz başı dik, onurlu bir halkın evlatlarıyız. Pir Sultan, Sakince Cansız, Mazlum Doğan’ın geleneğinden geliyoruz. İşte bu şekilde mücadeleyi büyüteceğiz ve halkımızı, Ortadoğu halklarını özgürlüğe kavuşturacağız” diye konuştu.

DEMİRTAŞ: DARBENİN İÇİNDE YER ALAN ÜST DÜZEY AKP’LİLERİ AÇIKLAYIN

Son olarak konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtlerin, devrimcilerin, demokratların askeri darbelerden, cunta zihniyetinden çok çekmiş kesimler olduğunu belirterek “gelenek olarak bir darbenin bizi kurtaracağına inanmadık. Yatıp kalkıp bir darbe olsa da kurtulsak diye dua edenlerden değiliz. Kurtuluş bizim elimizdedir dedik. İnanın ki 15 Temmuz akşamı sokağa çıkan tanklar, parlamento ve sivil insanları bombalayanlar sanmasınlar ki darbe sadece bunlarla gerçekleşir. Emir verenler belli ve bir kısmı yakalandı ama asıl siyasi darbeden medet uman arkasında ki siyasi güç kimdir, onu bekliyoruz. HDP olarak paraleli ile, cunta ile hiçbir şekilde ilişkimiz olmadı, olamazda. Şimdi bu kadar asker darbe yapıyor,  eğer başarılı olsalardı kimi başbakan yapacaklardı, bizi yapmayacaklardı bu kesin, kimi bakan yapacaklardı neden açıklanmıyor,  yoksa içinde üste düzey AKPli bulunduğu için olmasın. Bu darbeciler bizi yapmadıklarına göre birini başbakan yapacaklardı. Şimdi neden açıklamıyorsunuz. Darbecilerden hesap soracağım diyorsan AKPlileri açıklayın. Kaç tane bakanınızın, il başkanınızın haberi vardı darbeden. Zavallı askerleri linç etmek kolay, cemaate gönül vermiş, inanmış sıradan insanlardan hesap sormak kolay. Albaylar, Rektörler, Valileri içeri attınız eyvallah. Darbeye bulaştınız diyorsunuz. Darbe girişiminin içinde ki AKP’liler kim, onlar ortaya çıkacak ve biz onlardan hesap soracağız” dedi.

‘DARBEYE KARŞI ÇIKMAK ERDOĞAN’I SEVMEK DEĞİLDİR’

Darbenin iyisi ya da kötüsünün olamayacağını vurgulayan Demirtaş, “ Darbe kötüdür. Nokta. bu kadar. Geçmişte ki tüm darbelerin demokrasiye en küçük bir katkısı olmadı. Kenan Evren darbe yaptığında Demirel Başbakandı. O dönem darbeye çıkanlar Demirel’i savunmak için karşı çıkmadılar. İlkesel olarak darbeye karşı çıkacaksınız. Darbeden medet ummadığımızı ilk saatlerde gösterdik. Darbeye net bir şekilde karşı olmamız darbenin başarısız olmasında ki en büyük etkendir. Darbeciler toplumu bölmek için hazırlık yaparak iç savaş çıkarmak istediler bu olsaydı darbe başarıya ulaşacaktı. Burada en net, en dik duruş bizim duruşumuzdu. Her yurttaşımız darbeye karşı çıkmıştır, halkımız darbeyi durdurmuştur. Biz o gün küçük tereddüt gösterseydik Türkiye’de iç savaş çıkacaktı. Çok şükür darbeye karşı çıktık. Darbeyi atlatacağız bu gerçekleşecek. Artık darbe tehdidi kalmadı diyorlar ya o zaman darbeye nasıl gelindi bu soruların cevabını bulmamız lazım. Türkiye bu belalarla, yönetime el koyma cesaretini göstermesin diye ne tedbirler alacağız. Bunu konuşmamızın zamanı ama bizimle konuşmak istiyorlar. Kendileri bilir, ama 3 tekleyen parti bir araya geliyor bunu konuşuyor. Tek millet, tek ampul, tek mezhep etrafında birleşmek istiyorlar. Bizim varlık nedenimiz tekliğe karşı çıkmaktır. Bazen meydanlarda boğazım yırtılırcasına tek dil diye bağırsan bunu başaramazsın.  Tek dil faşizmdir, Hitler’in sloganıdır. Nasyonal faşist partinin sloganıdır. Kendisi Hitler seçim kampanyasında bu sloganı kullanmıştır. Biz buna mecbur değiliz, o üç parti ne yaparsa yapsın biz ilkelerimizden vazgeçmeyiz. Ülkeyi demokrasiye götürmek isteyenlere kapımız açıktır. Bize faşizmi dayatırlarsa bizde direneceğiz. Karşımızdaki usanana kadar elimizde ki tüm imkanlarla direneceğiz. Sizler değerli arkadaşlar darbe adım adım geliyorum dediği günlerde h ataları bire bir gözlemlediniz. Allah seni affetsin inşallah o Allah’ın işi ama cemaatin kandırdığı insanları niye işten atıyorsun. Belki onları da cemaat kandırmış. Cemaatin bir insanı kandırması suçsa, cemaatin kandırdığı insan nasıl cumhurbaşkanlığı yapıyor. Adama öğretmenlik yaptırmıyorsun, valilik yaptırıyorsun, polis memurunu görevden alıyorsun ama sen hala orada duruyorsun. Cemaatin kandırdığı herkesi istifaya davet edelim doğru olan budur. Cemaat beni kandırdı Allah affetsin, cemaat seni kandırdı, seni içeri atacağız var mı böyle bir şey” dedi.

‘KÜRDÜN TANKIN ÖNÜNDE DİRENMESİ DE MEŞRUDUR’

Demirtaş konuşmasında 3 yıl önce yapılan Türkçe olimpiyatları hatırlatarak, “şu Türkçe olimpiyatlarında sıraya girip gülene övgüler dizen bakanlar daha üç yıl önce birbirlerini eziyorlardı. Kim ki orada görülse cennete gideceğini söylüyor, 32 dişi ile konuşma yapıyorlardı. El insaf ya el insaf. Cemaate üye olan öğretmeni okul müdürü yapıyordunuz. Cemaatin sendikasına üye olursan bakarız diyorlardı. Cemaate üye değilsen ataman yapılmıyordu. Şu mahalleden şu mahalleye tayin olmak için cemaatin kartviziti lazımdı. Her şeyde bir gizli komiteleri vardı, kusura bakmayın ne gizlisi aleni bir şekilde faaliyet yürüten cemaat komitesi vardı. Alın teri ile ihaleye girmek istiyorsanız ama sizi cemaatin komitesine gönderiyorlardı. Valiyi takan yoktu. Vali yardımcılarını, Emniyet Müdürlerini cemaat belirledi. Zannediliyor ki öyle gizli gizli devlete sızdılar. Ya Tayyip Erdoğan’ın emriyle, desteğiyle bunları yaptılar. Şimdi Adalet bakanı ne diyor. 40 yıldır darbeye hazırlanıyorlardı. Bu böyleyse 10 yılında beraber hazırladınız. Demek ki işbirlikçisiniz. Devleti ele geçirsin diye yalvardınız bunlara. KCK davalarında 2009 yılında 10 bin Kürdü tutukladınız. Polis, hakim, Savcının hepsi cemaattendi. Dosya Yargıtay’a gidiyor onlarda cemaatten. O dönem bunları söyledik. Her şeyi cemaate emanet etmişsiniz. Bize Cemaat ne yaptığını bilir. Beşir Atalay şimdi Van milletvekilidir. Hadi çıksın inkar edin. Beraber ıslandınız bu yollarda, beraber yürüdünüz. Felaket olunca suçlu neredeyse biz olduk. Şimdi bazı AKP kalemşörleri utanmadan sıkılmadan HDP ile Cemaat işbirliği yaptı diyor. İşte bunların kalibresi bu kadar. Allah herkese mert rakip, mert düşman versin. Böyle namertlik olur mu… Yıllarca cemaattin maaşıyla yazı yazanlar şimdi HDP-Cemaat işbirliğini pişiriyorlar. Demokrasi nöbetinde bazı sanatçılar, köşe yazarları konuşuyor yemin billah onların yarısı paraleldir, onların bundan haberi yok. Şimdi cemaate en çok küfür atıyorsa bilin ki o kripto cemaatçidir. Şimdi bunların hiç birinden ders çıkarmadılar. Madem kendine bu kadar güvenmiyorsun, o kadar tedirginsin Sayın Öcalan’ın başlattığı çözüm sürecine sarılsaydın dört elle. Savaşı başlatmak yerine ülkeyi barışa götürseydin bunlar olmayacaktı. Tanklarla, darbelerle kendini hazırlayan darbenin önünü siz açtınız. Paralelin onda biri kadar Kürtlere sarılsaydınız şimdi barış ve kardeşlik inşa olmuştu. Bunu yapmıyorlar, zihinlerinde Kürt düşmanlığı var. Emin olmasam bunları söylemezdim. Suriye’de, Türkiye’de Kürtler hak sahibi olmasın diye ülkeyi ateşe etiller. Sayın Öcalan’a tecrit uygulayarak yüzde 50 oyu garantilemeye çalışıyor. Bu politika bizi teslim alacak bir politika değil ama bu ülkeye, bu ülkenin çocuklarına yazık oluyor. Kimliği görev, siyasi düşüncesi ne olursa, bu sorunun çözüm yolu İmralı’da anahtar duruyor. Siz Sayın Öcalan’ın değil, Türkiye’nin geleceğini rehin etmiş oluyorsunuz. Birazcık aklınız varsa bunu sizin yapmanız lazımdı. İnsan doğru bildiği meşru hakikatten, zora düştüğü zaman ayrılırsa haysiyetini, onurunu her şeyini yitirir. İnandığın doğrular, inandığın hakikat seni zorbalık altında vazgeçirecekleri bir hakikatse bu senin eksiğin ayıbın olur. Biz binlerce defa bildiğimiz doğruyu tekrar etmedik mi, Sur, Yüksekova, Cizre’nin başına gelenler, bütün Kürt halkını cezalandırma adına o vahşeti uygularken biz yine haykırmadık mı. Yaptığınız şey yanlıştır, bu döner dolaşır sizi vurur. Siyasi faturası size çıktı. Oraya gönderdiğin komutan Yüksekova’yı ev ev yıkarken bir yandan senin kuyunu kazıyormuş gördün mü, Cizre’de kahraman ilan ettiğin komutan senin kuyunu kazıyormuş. Biz bu kadar yerleşim yeri yıkılır mı? Asker sivile kurşun sıkmaz diyordunuz bakın işte İstanbul’da, Ankara’da nasıl da halka kurşun sıktılar. Birazcık empati duygunuz varsa şimdi bizi daha iyi anlıyorsunuz ama nafile. Kürtlere yönelik zulüm müstahaktır diye düşünüyorlar. O zaman senin, benim, Kürdün, Türkün tankın önüne çıkması meşruysa, Kürdün de tankın önüne çıkması meşrudur, Kürdün iradesine dokunuluyorsa, evlatları infaz ediliyorsa Kürdün de buna karşı direnişi meşrudur. Bu direniş terörizm mi oluyor hadi be, hadi be. Sen bu halkı tankla topla dize getireceğim diyorsan biz de direneceğiz. İğne ucu kadar müzakere görsek ona değer veriyoruz ama görüyoruz” diye konuştu.

‘PARLAMENTOYU BOMBALAYANLAR İMRALI’DA NELER YAPMAZ. ÖCALAN DERHAL GÖRÜŞTÜRÜLMELİ’

Konuşmasının sonunda İmralı’da yaşanan duruma değinen Demirtaş, “40 tane uçak parlamentoyu bombalayan İmralı’ya neler yapmaz. Haber alamıyoruz. Ailesi, avukatları görüştürülmüyor. Görüştürülmesi lüks değil, lütuf değil. 1.5 yıldır tek bir insan kendisinden haber alamamış. Numan Kurtulmuş demedi mi öldürmek istediler demedin mi. İç savaş çıkarmaya, Kürtlerin hassasiyetleriyle oynamaya çalıştılar. O zaman o hassasiyeti neden kaşıyorsunuz. Abdullah Öcalan milyonlarca Kürdün lideridir, ondan haber almak Kürt halkının hakkıdır. Bunu böyle bileceksiniz ve bu hassasiyetle daha fazla oynamayın. Herkes haddini bilecek, böyle haksızlığı, hukuksuzluğu bize kabul ettiremezsiniz. Biz candan vazgeçmişiz, Allahtan başka kimseden korkumuz yok. Bunu hala anlamadınız mı? Hala bize tehditlerle şantajlarla boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Biz zulmü faşizmi asla kabul etmedik. 3 parti bir araya gelip HDP’yi ezmeye çalışacaklar ama bizi cemaatle falan karıştırmayın biz size 3 gömlek büyük geliriz. Bizim davamız meşru o yüzden güçlüyüz. Biz paralel gibi gizli gizli devleti ele geç irmeye çalışan alçaklardan değiliz, hakkımızı istiyoruz hakkımızı. Biz demir leblebiyiz, dişiniz sökülür, dişiniz sökülür. Gelen barış çağrılarına değer verin, bu çağrılar korkaklığımızdan, acizliğimizden değil. Bak Van halkı on binlerle darbeye karşıysa bu bir nimettir, bu Allah’ın lütfudur” dedi.

Konuşmanın ardından miting sona ererken polis kitleye biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. Polisin müdahalesi üzerine çıkan çatışmalar ara sokaklarda sürüyor.