Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan 2025 Merkezi Bütçe Kanun Teklifi’ne dair konuştu.
Bakırhan, Suriye’de yeni bir döneme girme fırsatı olduğunu ve artık kin, öfke, intikam duygularıyla değil demokratik bir düzen yaratma isteğiyle hareket etmenin zamanı olduğunu söyledi.
Çatışmaların durması gerektiğini belirten Bakırhan, "AKP iktidarını Suriye’ye dönük barış ve çözüm politikasını yürütmeye ve Kuzey-Doğu Suriye yönetimi ile diyalog içerisine girmeye çağırıyoruz" dedi.
Bakırhan, şunları belirtti:
"2025 Bütçesine baktığımızda Sosyal Yardım ve Destekler için bütçeden ayrılan pay 651 milyar TL iken sadece faize ayrılan pay bunun 3 katı yani 1 trilyon 950 milyar TL’dir. Şimdi bu bütçe yoksulun, işçinin, kadının, emekçinin, memurun, dezavantajlı grupların bütçesidir diyebilir misiniz, elbette diyemezsiniz.
Bu bütçe teklifinde büyük çoğunluğu aç, yoksul, işsiz halktan toplanan 12 trilyon 800 milyar TL gelir bekleniyor. Yoksulun, emekçinin alın terinden alınan bu kaynak üç kıyak kesime aktarılıyor. Faize 1 trilyon 950 milyar TL, savaş ve güvenlik harcamalarına 1 trilyon 608 milyar TL, teşvik, istisna, muafiyet, garanti ödeme adı altında sermayeye 3 trilyon TL aktarılıyor. Yani halkın bahçesinden toplanan 12 elmanın 6 buçuğu faiz lobilerine, zenginlere, savaş baronlarına aktarıyorsunuz. Geriye kalan 5 buçuk elmayı 85 milyon insan paylaşsın diyorsunuz.
'KÜRTLERE HISIMLIK, KAZANDIRIR'
Türkiye sınırları dışında yaşayan Kürtlerle hasımlık değil hısımlık kazandırır. Suriye’de siyasal denklemin yeniden kurulacağı bir süreçte Kürtlerle diyalog emin olun Türkiye’ye de büyük kazandırır. Türkiye, izleyeceği barışçıl politikalarla Ortadoğu’da örnek olabilir. Türkiye’nin sınırları dışındaki Kürtler Türkiye için bir tehdit değil bir barış imkanıdır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin değerlendirmesi gerekir. İnkâr ve dışlama bir siyaset olamaz, olmamalıdır. Ortadoğu’da barışın sağlanması adına bölgesel bir ittifak, sosyal, ekonomik ve kültürel etkileşim şarttır. Bu konuda iktidarın atacağı adımlara her türlü desteği vermeye hazırız.
Son 20 yılda Kürtler, demokratik çözüm için toplam 12 tane çözüm ve yol haritası sundu. Demokratik Çözüm Bildirgesi, Kürt Sorununda Çözüm ve Çözümsüzlük İkilemi, Demokratik Çözüm ve Barış, Büyük Barış Çabası, Özgür Birliktelik ve Barış Hamlesi, Barış Planı, Toplumsal Barış ve Demokratik Katılım Yasası, Barış İçin Yol Haritası, Yol Haritası ve Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşam Süreci. Bu başlıklar önerilen çözüm projeleridir. Bu çözüm metinlerinde bugünkü tüm krizler için reçeteler bulunmaktadır. Hepsi devletin arşivlerinde mevcuttur. Maalesef bu çözüm fırsatları değerlendirilmedi. Dikkate bile alınmadı. Aksine, Kürt meselesini çözümsüzlüğe sevk eden bastırma raporları hazırlandı.
Kürt sorununun barışçıl demokratik bir şekilde çözümünden yana mısınız? Değil misiniz? Bunu gerçekten Türkiye hakları merak ediyor."
'12 SİVİL KATLEDİLDİ'
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları da Suriye’deki gelişmelerin ışığında Ortadoğu’nun yeniden şekillendiğini kaydederek, “Ortadoğu’da süren savaşların nihai amaçları ortadadır. Hedef; İran’ı etkisizleştirmek, yapabilirlerse savaşa çekmek, Rusya’yı sınırlamak, Çin’in kuşakyol projesinin önünü kesmek ve bunu küresel sermayenin başka bir bloktan yükselen bir tehlike olarak açığa çıkmasını engellemek. Tüm bunların sonucunda; Asya-Pasifik hattını engellemek ve gerekirse savaşları bu anlamda büyütmek. Bütün hedefleri bu” diye konuştu.
Yaşanan bu gelişmelerin Türkiye’yi etkilediğini de belirten Tülay Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye’deki bu gelişmelerin içinde İran’ın da olduğu daha büyük bir savaşın ortamının ve koşullarının yaratıldığının altını çizmek isterim. Bunun üzerinde özel çalışıldığını belirtmek gerekiyor. Bu planları aklımızdan bir an bile çıkarmadan Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirmeliyiz. Daha büyük bir savaşın kapılarının açılacağını bilen bir yerden değerlendirmeliyiz. Emperyalist güçlerin imalatı olan El Kaide, El Nusra ve Suriye’de uzantıları olan HTŞ dahil olmak üzere; çok sayıda irili ufaklı örgütü buradan türediğini biliyoruz.
Bu türeyen örgütler şimdi bir kez daha sahne almış durumdadır. Türkiye’deki iktidarın imalatı bu çete örgütü, şu anda Suriye'de yine faaliyet yürütmektedir.Kuzey Doğu Suriye'deki Kürtlere ve Suriye haklarına karşı kullanılmaktadır. Bu iktidarın Türkiye ve bölgeye yaptığı en büyük kötülük; Kürt sorununda çözümsüzlüğü sürdürmek, Neo-Osmanlıcı hayallere kapılmak ve bunun peşinden giden bir dış siyaset izlemek.
Kürt halkı mı komşumuz olsun yoksa IŞİD ve türevi örgütler mi?
Çetelerin kimi bölgelerde devam eden müdahaleleri derhal son bulmalıdır. Suriye’nin kaderini Suriye halkları demokratik bir zeminde belirlemeli ve orada demokratik bir anayasa yapım sürecine katkı verilmelidir. Dış müdahaleler derhal bitmelidir. Bugün elimize ulaşan haberler Ayn İsa’da çoğu çocuk 12 sivil TSK güçlerinin SİHA’larıyla katledildi. Minbic günlerdir bombalanıyor.
Orada sivillerin olduğu yerler bombalanıyor. Türkiye’de iç barış barış diyeceğiz ama Minbic, Eyn İsa, Tel Rıfat’ı vuracağız. Böyle bir dünya yok. TSK orada gerçekleştirdiği o saldırılara son vermelidir. Kürtlerin statüleri mutlaka ve mutlaka tanınmalıdır.
“Jin jiyan azadî” sloganının da "yasaklanmasına" tepki gösteren Tülay Hatimoğulları, Meclis kürsüsünde sloganı tekrarladı. Ancak bu sırada mikrofon kapatıldı.