Demirbaş: AKP Amed'i yok etmek istiyor

Eski Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş, AKP hükümetinin Amed'i yok etmek istediğini ifade ederek işgal planından dönülmesini istedi.

Demirbaş, ilçeye dönük işgal olanının 2008 yılında başlatıldığını belirtti. AKP'nin bir bütün olarak Amed'i yok etmek istediğini söyleyen Demirbaş, Maraş’taki Alevi köylerinin ve Kilis’te bombalanan mahallelerin de aynı projenin bir parçası olduğunu söyledi. Demirbaş, AKP'yi işgal planından vazgeçmeye çağırdı. 

‘SUR’U YOK ETMEK, AMED’İ YOK ETMEKTİR!'

Amed’in Sur ilçesinde 2004-2014 yılları arasında belediye başkanlığı yapan Abdullah Demirbaş, Sur'un AKP eliyle tekleştirme ideolojisine göre dizayn edilmeye çalışıldığına işaret etti. Demirbaş, işgal niteliğindeki "acele kamulaştırma" kararıyla Sur’un çok kültürlülüğü, çok kimlikliliği, çok inançlılığının yok edilmek istendiğini vurguladı. Demirbaş, “Sur’da farklı inançların, Müslümanlığın, Museviliğin, Hıristiyanlığın, Zerdüştlüğün, Êzidîliğin çok önemli izleri var. Örneğin Hıristiyanlara ait hem Katolik, hem Protestan, hem Ortodoks ibadethaneleri; Musevilerin sinagogları; Müslümanların Ulucami, Hz. Süleyman Camisi; 27 sahabenin mezarı gibi tarihi yerler de var” dedi. Bu yapıların kültür turizmi, kültürel miras açısından çok önemli değerler olduğunu hatırlatan Demirbaş, yukarıdan bakıldığında kalkan balığını andıran 5 kilometre uzunluğundaki surların başlı başına büyük bir kültürel miras olduğunu kaydetti. 

Demirbaş, Amed'in İpekyolu üzerinde ve Dicle Nehri kenarında olması nedeniyle sosyal, ekonomik, siyasal ve ticari açıdan önemli bir merkez olduğunu da hatırlattı. Amed'in Ortadoğu’ya açılan en önemli kapı olduğunun altını çizen Demirbaş, şöyle devam etti: “Diyarbakır’ın kalbi de Sur’dur. Sur’u yok etmek aslında Diyarbakır’ın kalbini yok etmektir. Bu nedenle cumhuriyet ile birlikte dizayn edilen tekçi resmi ideoloji, bu çoklu mirası yok etmeyi esas almıştır. 1980 öncesi ve sonrası geliştirilen birtakım politikalarla Sur içindeki bazı tarihi evler yıkılıp, adeta talan edilircesine üstlerine yüksek katlı binalar yapıldı. Aslında tahribatın ilk adımları o yıllarda başladı. O dönem birçok tarihi kilisenin tahrip edilmesine adeta göz yumuldu. Amaç, Sur’daki çok kültürlülüğü ortadan kaldırıp tekleştirmeyi sağlamaktı."

'VALİ YARDIMCISINI ATAYARAK DÜĞMEYE BASTILAR'

Demirbaş, Sur Belediye Başkanlığına geldiği 2004 yılından itibaren ekibiyle birlikte yok edilmek istenilen bu kültürel mirası korumak için büyük çaba sarf ettiklerini ifade ederken, o dönem yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı: 

"Biz dayatılan tekleştirmeye karşı çok dilliliği, çok kültürlülüğü, çok kimlikli ve çok inançlı yapıyı korumak ve geliştirmek için projeler hazırladık. Diyarbakır’ın gerçek kimliğiyle buluşmasını istedik ve biz buna 'Tarihiyle Buluşma Projesi' dedik. Bizden önce 1999 yılında belediye yönetiminde olan arkadaşlarımız Sur etrafındaki çarpık yapılaşmaları yıkarak zaten bu yönde çalışmaları başlatmıştı. Biz de onların ardından gelenler olarak, onların yaptığı çalışmalara ek birtakım çalışmaları hayata geçirdik. Sur içinde bazı mekanları yıkarak eski tarihi niteliği canlandırma çabası içerisindeydik. Bunun için Kültürler Sokağı'nı oluşturduk. Tarihi evleri yeniden restore etmek amacıyla 'Doğduğun evi kurtar' kampanyasını başlattık. Tarihin içinden geleceği yaratma sloganıyla Sur belediyesi olarak birkaç ev satın aldık ve bunları çocuk kütüphanesine, kültür evlerine dönüştürdük. Yine, bir cami, Keldani ve Ermeni kiliseleri, sinagog , Alevi evi ve Êzidî projesiyle de farklı inançların bir arada yaşayabileceği bir kent yaratmak istedik. Bunların yanı sıra tarihi tescilli binaların tespiti ile ilgili Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte çalışmalar yaptık. 2007 yılının Temmuz ayında çok dilli belediyecilik kararı aldıktan sonra görevden atıldık ve Sur Belediye Başkanlığına, Vali Yardımcısı Ahmet Aydın atandı. Bu hamleyle birlikte Sur’da kamulaştırma için düğmeye basıldı.”

'POPÜLER MÜTEAHHİTLER BUGÜNÜN HAZIRLIĞIYDI'

Kaplan Düğün Salonu'nda 2008 yılındaki bir toplantı hakkında bilgi veren Demirbaş, AKP’lilerin burada “Sur’u modernleştirme projesi” adı altında Suriçi'nin tümden yıkılmasını, yerine uzay çatılı ve benzeri binaların yapımını öne sürdüklerini kaydetti. Halkın tepkisi üzerine bu projenin yaşam bulmadığını dile getiren Demirbaş, “Bugünkü acele kamulaştırma hamlesi aslında 2008 yılında da yapılmak istendi” dedi. 

Bu proje hayat bulmayınca dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu tarafından suçlandıklarını anlatan Demirbaş, “Mutlu bizi Diyarbakır’a getirilen yatırımları engellemekle suçladı. Oysa biz Diyarbakır’ın tarihi ile buluşmaya ihtiyacı olduğunu söyledik” diye konuştu. 2009 yılında tekrar Sur Belediye Başkanlığı'na seçilen Demirbaş, sivil toplum örgütleri ve belediyeler eşliğinde valilikte yaptıkları toplantıda tarihi evler talan edilerek yapılmak istenilen “modern” binaları kabul etmeyeceklerini belirttiklerini anlattı. O dönem Sur Belediyesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşması ve halkın, Koruma Kurulu’nun, sivil toplum örgütlerinin ve üniversitenin katkısıyla tarihi yapıları koruma amaçlı bir plan yaptıklarını belirten Demirbaş, “Çekül Vakfı desteğiyle profesyonel bir ekip kurduk. Sur içini koruma amaçlı planı 2012 yılının sonuna doğru hazırladık. Amacımız Suriçi'nde 1980’den sonra müteahhitler tarafından yapılmış çok katlı binaları kaldırıp, sosyal ve kültürel yapıyı da koruyarak Sur’u 1930’lu yıllardaki Diyarbakır neyse, o tarihi noktasına geri getirmekti. Bunu sosyal, kültürel, mekânsal dokuyu tamamlayacak şeklinde yapacaktık. Fakat ne yazık ki bunun önü kesildi ve 2013 yılında yatırım adı altında Diyarbakır’a bazı popüler müteahhitlerin getirilmesiyle aslında bugünün hazırlığının yapıldığını şimdi anlıyoruz ” dedi. 

'TÜRK-İSLAM SENTEZİNE GÖRE DİZAYN!'

Demirbaş, “Hazırlanan projeler için TOKİ ile de anlaşmıştık ancak 2013’te çalışmaların yavaşlatılması ve olayların başlamasıyla, aslında Suriçi'nin önce tahrip edilip sonra da Türk-İslam sentezine göre dizayn edilmek istendiği ortaya çıktı. Biz var olanı değiştirmekten öte, var olanı korumayı ve açığa çıkartmayı esas alırken, bugünkü anlayış bir başkasını yok ederek var olmak istiyor” diye konuştu. 

Sur’un Türk-İslam sentezine göre dizayn edileceğine ilişkin ortada ciddi iddialar dolaştığına dikkatİ çeken Demirbaş, bu dizayn niyetinin Sur ile sınırlı olmadığına, Maraş’taki Alevi köylerinin ve Kilis’te bombalanan mahallelerin de aynı projenin bir parçası olduğuna işaret etti. Hükümetin her fırsatta kriminalize ettiği yerel yönetimlerin ne yapacaklarına ilişkin her şeyi halka sorarak ve birlikte karar vererek yaptıklarını hatırlatan Demirbaş, ancak şu anda hükümetin Sur’da veya Maraş’ta ne yapmak istediği konusunda halkın hiçbir haberinin olmadığını söyledi. 

'ACELE KAMULAŞTIRMADAN VAZGEÇİLMELİ'

“Her kentin bir kimliği vardır ve Diyarbakır Diyarbakır’dır” ifadesini kullanan Demirbaş, "Siz kentlerin kimliğini yok ederseniz, insanlığı yok edersiniz ve bir başkasını yok eden kimse var olamamıştır ve var olmayacaktır. Oradaki insanları başka bir yere gönderip, siz oraya başka yerlerden insanları getirirseniz, müteahhitlere peşkeş çekerseniz, orada oturan insanların ahı tutar. İnsanların bedduasını aldınız mı yaşam boyunca iflah olmazsınız. Bu nedenle Sur’a gidecek ve rant elde edecek müteahhitler de, hem bu dünyada, hem de ahirette hesabını verecekler. Çünkü bir başkasını evini yıkmakla kimse ev yapamaz” şeklinde konuştu.

Eski Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş, son olarak, AKP'ye işgal kararından vazgeçme çağrısında bulundu.

 

...