Antep'te Kürtlerin yaşadığı mahallede yapılan kına gecesine DAİŞ çetelerinin bombalı saldırıda bulunması sonucu yaşamını yitiren 51 kişiden 43'ü yapılan cenaze töreniyle "Şehit namirin" ve "Biji Serok Apo" sloganları eşliğinde son yolculuklarına uğurlandı. Kimliği henüz teşhis edilemeyen 8 kişinin de otopsi işlemleri sürüyor.
Yeşilkent Mezarlığında yapılan defin işlemlerinin ardından yaşamını yitirenler anısına Çerxwa Şoreşe Marşı eşliğinde durulan saygı duruşunun ardından kitle ve beraberindekiler yaşamını yitirenler için ortak kurulan Şahinbey ilçesi Beybahçe Mahallesinde bulunan taziye evine geçti.
Taziye evine geçmeden önce HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ında gelmesiyle ilk olarak DBP Şahinbey İlçe Örgütü'ne geçti. HDP, DTK, DBP ve HDP eş başkanları ile HDP'li milletvekilleri, KJA sözcüleri de hem cenaze törenine hem de taziyeye katıldı.
Taziyede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, önemli mesajlar verdi. Yıllardır provokasyon çıkartmak için tüm yolların denendiğini ifade eden Demirtaş, Suruç, Ankara, İstanbul, Amed'te yaptıklarını bu sefer Antep'te devreye koyduklarını belirtti. Demirtaş, "Durmuyorlar, durmuyorlar. İşte burada önemli olan şey adil bir devlet yönetiminin ve anlayışının ortaya çıkmasıdır. Bizim beklentimiz budur. Biz kimsenin iç savaş değirmeni olmayız. Asla bu tür provokasyonlara da izin vermeyiz. Biz meşru haklı davası olan insanlarız. Biz bu topraklarda insan onuruna yakışacak bir şekilde yaşamak istiyoruz. Kendi kültürümüz, geçmişimiz, tarihimiz, dilimiz, dinimizi yaşamak istiyoruz. Allah bizi nasıl yaratmışsa biz o şekilde yaşamak istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz. Buna saygı duyulduğu anda birçok sorun çözülecektir. Bütün bunları konuşarak, tartışarak bir masa etrafında da çözebilecek bir erdeme de sahipsiniz. Önemli olan işte bunu erdemli bir şekilde ortaya çıkarmaktır. Bu gün Antep'te yapılan bu vahşi saldırı ile birlikte iç savaş başlatılsın. İstiyorlar ki biz çıkalım, öfke ile, kin ile konuşalım. İstiyorlar ki bunu intikam ile halledelim. Bunun en büyük intikamı barıştır. Biz barışı sağlarsak burada bombayı patlatanlar o zaman kahrolurlar. Bunu yapanların en son isteyebileceği şey barıştır. Kendi içimizde barışımızı sağlamalıyız. Biz parti olarak her seferinde dile getiriyoruz. Mazlum ve ezilmiş bir halkın başkasına zulüm etmesi düşünülemez bile. Biz seçilmişler halkın barış isteğini yerine getirmemiz lazım" dedi.
Tüm siyasi parti ve liderlerine çağrıda bulunan Demirtaş şöyle konuştu: "Gelin bu taziye hepimizin taziyesi olsun. Acı ise hepimizin acısı olsun. Taziyelerde bir olamayanlar düğünde bir arada olamaz. Bu acıyı yüreğinde hissedemeyen insan olamaz. Biz ülkenin bütün acılarını, bütün taziyelerini acımız ve taziyemiz gibi kabul ettik. Ne gerillayı ayırdık, ne sivil ve polisleri ayırdık. Ne çocuk ayırdık ne kadın ayırdık. Hepsinin acısı bizim acımızdır dedik. Bugün siyasi partilere düşen de budur. Başımıza gelen bütün bu felaket ve musibetlerden ders çıkartmıyorsak bunu yapmaya devam edeceklerdir. Suruç'ta, Ankara'da, burada, Amed'te mitingde yaptıklarını devem edeceklerdir. Bu vahşeti durdurabilecek tek şey adil bir barıştır. Biz bu taziyede ancak bu mesajı verirsek ancak yitirdiklerimizin anısına bağlı kalmış oluruz, saygı duymuş oluruz. Gelin düğünlerimizi de bayramlarımızı da birleştirelim. Acıları yarıştırmayalım. Cenazenin cenazeden farkı yoktur. İnsanın insandan, milletin milletten üstünlüğü yoktur. Evet ölenler Kürt'tür, çoğunluğu böyledir. Çoğu bizim partiye üye ve sempati duyan kişilerdir. Ama bilinmelidir ki burada vurulmak istenilen sadece HDP veya Kürtler değildir. Bizim şahsımızda ülkeyi bir iç savaş sürüklemek istenmiştir. Biz buna izin vermiyoruz."
Başbakana da çağrıda bulunan Demirtaş, şöyle devam etti: "Daha önce de çağrı yaptık kulak asmadınız. Devletin içinde devletten daha güçlü bir devlet var. Siz paralel diyorsunuz ismi her şey olabilir ama bundan yıllar önce uyarmıştık. Her barış için harekete geçildiğinde bunlar da harekete geçer barışı engellerler. Savaşı çıkartmak için savaş çıkartırlar. Ortalığı kızıştırmak için her şeyi yaparlar. Yıllardır siz hükümet olarak bunlara sahip çıkıyorsunuz. Kol kanat geldiniz. Biz eleştirdikçe çıkıp 'efendim devlet adam öldürmez, devlet işkence yapmaz' diyorsunuz. Yapıyor işte. Devlet adına bunları yapıyorlar işte. MİT, Emniyet tüm olanlar göz yumuyor. Ordunun içindeki kişiler bunlara göz yumuyor. Elinden tutup Amed'te mitingde patlatıyorlar. Sen hükümet olarak eğer bunların arkasında değilseniz açığa alacaksın. Nasıl darbe girişimdekileri açığa aldın ise bunlara da aynı şeyi yapacaksın. Sorgulayacaksınız. Suruç katliamı neden hala aydınlanmadı. Savcı niye dosyayı gizli tutuyor. Bunların hesabını soracaksın. Ankara, Amed katliamları neden aydınlanmıyor. Eğer bunların hesaplarını sormazsan siyasi sorumluluk sizde kalır. Başbakan gerçekten demokratik bir yapı peşinde ise bunları aydınlatmalı."
Demirtaş konuşmasının sonunda şöyle konuştu: "Antep'te küçük bir çocuk kendini patlatıyorsa ne çocuğun kararıdır ne de çocuğun yapabileceği bir iştir. Devlet içerisindeki istihbarattan şuradan buradan destek alamadan yapamazlar. Sen hükümet olarak bunların üstüne gitmesen gördüğün gibi yarın öbür gün meclisi de bombalarlar. Yarın öbür gün savaş uçakları ile başkenti bombalarlar. Devlet içerisindeki devletten ya siz hesap sorun ya da onlar hepimizi öldürmeye devam edecekler. Hesap sorun birlikte hesap soralım. Biz sizin yanınızda olalım. Bütün bu katliamların sorumlularından hesap sorun birlikte soralım. Yıllardır yaşadıklarımız halkta büyük bir travmaya yol açmıştır. Kanın akmadığı bir gün yok. Yeter diyoruz. El ele verelim bu sorunu halledelim. HDP'nin tavrı budur. Biz her şeye rağmen barış mesajı veriyoruz. Başka çocuklarımız ölmesin."