Demirtaş: Heyet için yakında başvuru yapacağız

Demirtaş: Heyet için yakında başvuru yapacağız

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İmralı'ya gitmesi beklenen heyet konusunda henüz resmi bir başvurularının olmadığını belirterek, "Yakında yapacağız" dedi. AKP'nin mevcut süreç konusunda güven vermediğini ifade eden Demirtaş, "Biz AKP'ye değil Sayın Öcalan'a güveniyoruz" diye ekleddi.

DTK Eş Başkanı Ahmet Türk ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat'ın İmralı Adası'nda PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmesinin ardından Kürt sorununda yaşanan sürece ve ikinci heyette kimlerin yer alacağına ilişkin tartışmalar devam ediyor.

DİHA'nın haberine göre  Erdoğan'ın isim vermeden bazı milletvekillerini veto etmesi ile başlayan kriz kulislere yansıyan bilgilere göre aşılmış durumda.

Krizin ardından AKP ile BDP arasındaki ilk kurumsal temas 12 Şubat günü gerçekleştirildi. Kurumsal düzeyde BDP adına görüşmeye Ahmet Türk ile Sırrı Sakık; AKP'den ise AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve Başbakan Erdoğan'ın Siyasi Danışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan katıldı. Görüşmede isim krizi ele alınırken, görüşmenin yanı sıra Adalet Bakanlığı ile de temas sağlandığı bilgisi kulislere yansıdı. Kulislere yansıyan bir başka bilgi ise görüşmelerde 3 isim üzerinde uzlaşma sağlandığı bu isimlerin BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eş Başkanı Ahmet Türk ve BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan olduğu yönünde.


"RESMİ BAŞVURU YAPMADIK"

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yaşanan süreci ve isim tartışmalarını DİHA'ya değerlendirdi. Demirtaş, yaşanan tartışmaların kendilerinden kaynaklanmadığının süreç içerisinde ortaya çıktığını belirterek, "Tıkanıklığın hükümetin politikalarından kaynaklandığı anlaşıldı. Hükümet bu tıkanıklığı BDP'nin üzerine yıkmak için isim tartışması başlattı. Biz hükümete çok açık mesaj verdik. BDP gitmeden de süreci götürmek istiyorlarsa ortada bizim şartımız felan olmaz kendilerine gidin dedik. Bununla birlikte İmralı sürecini ilerletmek istiyorsanız da biz heyet hazırlığı yaptık izin verilirse heyet olarak gideriz dedik. İster bizle ister bizsiz yapmak istiyorsa hazırız dedik" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İmralı Adası'na bu hafta içinde gidiş olabileceği yönündeki açıklamalarını hatırlatan Demirtaş, "Olası bir izin halinde başvuracak isimler konusunda hazırlığımız var. Biz bu konuda başvuracak isimleri PM ve grupta olgunlaştırdık. Sonuçta karar bizimdir. Bu hazırlığımız da bakanlığa bildirilmiş durumda. Ama resmi başvuru yapmadık. Yakında yapacağız" diye konuştu. 

AKP'nin sürece yaklaşımı konusunda net olduklarını ve AKP'de büyük ve köklü bir zihniyet değişiminin olmadığını söyleyen Demirtaş, "Bir zorlama sonucunda yeni bir taktik hamleye geçilmiştir. Bu konuda netiz. Örneğin Kürtlerle tarihi bir barışma sürecine girmek isteseydi, AKP hükümeti Diyarbakır'daki Şahin Öner arkadaşımızın bu kadar aleni bir şekilde katledilmesine sessiz kalmamalıydı. Kıyameti koparmalıydı. Katil olan polisleri hemen açığa almalı, üstünü örten vali ile ilgili hemen soruşturma başlatmalı ve gereğini yapacağını hemen duyurmalıydı. Fakat bunu yapmak yerine polislerin Kürt gençlerini katletmesini cesaretlendirecek şekilde valilik açıklaması yaptılar ve hükümette sessiz kalmayı tercih etti. Bu vahim örnek bile tek başına AKP'deki zihniyetin değişmediğinin en net göstergesidir" ifadesini kullandı.

"AKP'YE DEĞİL ÖCALAN'A GÜVENİYORUZ"

Bu yaşananlara rağmen müzakere süreçlerini de mücadelenin bir parçası olarak gördüklerini vurgulayan Demirtaş, şunları kaydetti: "Bundan dolayı, Sayın Öcalan müzakere süreci başlatmak istiyorsa tereddütsüz arkasında olacağımızı ifade ettiğimiz için ikinci İmralı heyetinin gidişini bu nedenle destekledik. Yani biz AKP'ye değil Sayın Öcalan'a güveniyoruz. Bu nedenle AKP barış süreci konusunda güven vermese bile Sayın Öcalan'a duyduğumuz güvenin gereği olarak sürecin halen arkasındayız. Tabi ki bu AKP'nin zulmüne sessiz kalınacağı anlamına gelmez. Halkımız her yerde. Zulme ve faşizme karşı her türlü meşru direnişini yapmalıdır. Halkımıza saldırı olduğu her yerde o saldırıya karşı direnmekte meşru bir haktır. Hatta barış sürecini korumak için bu şarttır." 

Demirtaş, ayrıca Öcalan'ın vereceği karara Kürt bileşenlerinin saygı duyacağı konusunda bir tereddütlerinin olmadığını söyledi.