Demirtaş’ın kitap ve kıyafetlerine el konuldu!
Hukuka aykırı biçimde tutuklanan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, adeta kaçırılırcasına götürüldüğü Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi girişinde kitap ve kıyafetlerine el konulduğu ortaya çıktı.
Hukuka aykırı biçimde tutuklanan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, adeta kaçırılırcasına götürüldüğü Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi girişinde kitap ve kıyafetlerine el konulduğu ortaya çıktı.
Özel uygulamaların devrede olduğu cezaevindeki sistem, Demirtaş’ın buraya neden götürüldüğü hakkında da fikir veriyor.
Adı daha önce sık sık hak ihaleleri, işkence ve kötü muamele ile gündeme gelen Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi, bu kez HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın buraya gönderilmesi ile gündemde. 80’li yılların işkenceleri ile meşhur cezaevlerini aratmayan Edirne F Tipi Cezaevi’ne götürülen Demirtaş ile görüşen DTK Daimi Meclis üyesi Aysel Tuğluk, HDP Eş Başkanı’nın tek başına sadece yatak ve yorganın olduğu hücrede tutulduğunu aktardı. Tuğluk, cezaevi idaresinin Demirtaş’ı içeri alırken valizinde bulunan kitap ve kıyafetlerine dahi el koyduğuna vurgu yaptı. Tuğluk, Demirtaş’ın daha içeri girer girmez cezaevi idaresinin baskıcı yüzü ile karşılaştığını, ağırlaştırılmış müebbet hapis verilen tutsakların koşullarında, tecrit altında tutulduğunu söyledi.
HAYDAR ALİ AK’IN KANUNLARI GEÇERLİ!
Şuana kadar ortak alana çıkarılmayan Demirtaş’ın önümüzdeki günlerde normal koğuşa alınacağı belirtiliyor. Cezaevinin müdürü Haydar Ali Ak, daha önce Bolu, Erzurum ve Tekirdağ cezaevlerindeki işkenceleri ile nam salmasının ardından 2 yıl önce Edirne’ye atandı. Haydar Ali Ak’ın gelmesiyle birlikte tavan yapan kötü muamele sürerken, sadece bu cezaevine özgü uygulamalar Demirtaş’ın neden buraya gönderildiği hakkında da fikir veriyor. Görüşe giden ailelerin bin bir eziyetle girdiği cezaevinde, kapalı görüş dışında tutsaklara kıyafet, kitap ve her türlü eşyanın verilmesi yasak. Açık görüşte gardiyanlar, konuşmaları duyabilecek şekilde konumlanıyor. Cezaevinin her noktasında Türklüğü öven slogan ve Türk kimliğini yücelten yazılar bulunuyor. Uzun zamandır koğuşlar arasında yapılan sosyal aktiviteler ise OHAL gerekçesiyle yasaklanmış durumda. Kürtçe mektup yazmak da yasaklar arasında yer alıyor.
Son dönemde kapasitesinin çok üzerinde tutuklunun barındığı cezaevinde, gardiyanların tutsaklara dönük işkenceleri sık sık basına yansıyor. Asker ve gardiyanların ani baskın yaparak saldırmadığı koğuş neredeyse yok. Sürgünle gönderilen tutsakların eşyalarına cezaevi tarafından el konuluyor, girişte çıplak arama ile insanlık dışı muameleler uygulanıyor.
Cezaevinde son dönemde yaşanan hak ihlalleri şöyle:
* Gardiyanlar koğuşlara baskın yapıp, tutsakları darp ediyor. Karşı koyanlar hücreye atılıyor.
* Her sabah yapılan sayımlarda tutsaklar havalandırmaya kilitleniyor. Bu durumu kapılara vurarak protesto eden tutsaklar 2 saat burada tutulduktan sonra bu kez içeri alınıp, havalandırmanın kapıları kapatılıyor.
* Siyasi tutsakların tamamının iletişim, görüş ve hücre cezası bulunuyor. Şu ana kadar 100'ü aşkın tutsak hakkında yüzlerce soruşturma açıldı, onlarcasına hücre cezası verildi.
* Koğuş içerisinde yapılan aramada tutsakların özel eşyalarına el konuluyor.
* Havalandırmaya takılan 3 aydınlatma projektörü doğrudan koğuşlara tutuluyor. İçeri vuran yoğun ışık nedeniyle uyuyamayan tutsakların pencerelere taktığı perdeler gardiyanlar tarafından ya yırtılıyor ya da el konuluyor.
* Bir aydır görüşe çıkmayan tutsakların tüm sosyal hakları ellerinde alındı.
* Ortak alan görüşüne çıkarılmayan tutsaklar, hastane ve mahkemelere götürülmüyor.
* Kitap, gazete ve mektuplara el konuluyor.
* Her gün bir tutsağın hücreye atıldığı cezaevinde, tutsaklar saldırgan politikanın bilinçli olarak uygulandığını belirtiyor.