Demirtaş'tan Adalet Bakanının açıklamasına yanıt
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adalet Bakanının açıklamalarına “istismar diyorsan o zaman istismara izin verme. Gönderin avukatını gitsin görüşsün" sözleriyle cevap verdi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adalet Bakanının açıklamalarına “istismar diyorsan o zaman istismara izin verme. Gönderin avukatını gitsin görüşsün" sözleriyle cevap verdi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Kürt Halk Önderi Öcalan'ın durumuna ilişkin yaptığı açıklamaya yanıt veren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bozdağ, Öcalan'ın durumuna ilişkin 'İstismar ediyorlar' diyor. İstismar diyorsan o zaman istismara izin verme. Gönderin avukatını gitsin görüşsün" dedi.
ÇÖZÜM YOK DEMEK DAHA FAZLA SAVAŞ DAHA FAZLA KAN DEMEKTİR !
Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği tarafından düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine katılan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklanan "kalkınma paketine" ilişkin gelen soruya cevap veren Demirtaş, Kürt-Türk sorununun Türkiye’nin en önemli sorunu olduğunu ve bu sorunun sadece bir başlıkta ele alınamayacağını artık herkes tarafından bilindiğini belirti. "Kürt sorununun siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel ve sosyo-psikolojik yönleri var” diyen Demirtaş, “ Bunlar bir bütün olarak bir paket çerçevesinde ele alınıp hayata geçirilirse eminin ki çok kısa sürede 100 yıldır devam eden Kürt sorununu çözebilmiş oluruz. Ama meseleyi bir “terör” sorunu olarak ele almak ve bu sorunun sadece ekonomik yönünü görüp diğer boyutlarını es geçmek başbakanın deyimiyle o zaman çözüm mözüm yok anlamına geliyor. Çözüm mözüm yok diyen başbakan zaten bundan sonra savaş var, kan var, daha fazla ölüm var demek istiyor. benzeri birçok şeyin kısıtlanmasından oluşur. Meseleyi sadece 'terör sorunu' ve 'ekonomik' olarak ele almak sorunun diğer yönlerini görmemektir. 'Çözüm yok' demek, daha fazla kan daha fazla savaş demektir. Biz HDP olarak böylesi bir yaklaşımı kabul etmediğimizi ısrarla ve inatla ifade edeceğiz. Sorun ekonomik değil, bu yöntem bugüne kadar bütün hükümetler tarafından denendi ama hiçbir paket soruna çözüm olmadı" diye konuştu.
O ZAMAN GÖNDERİN AVUKATI GİTSİN GÖRÜŞSÜN!
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın durumunu ve 5 Eylül ‘de başlatılacak olan açlık grevine yönelik soruya cevap veren Demirtaş, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yaptığı açıklamaya değindi. Bozdağ’a çağrıda bulunan Demirtaş, “ Sayın Öcalan’ın bir avukatı gidip İmralı’da kısa bir görüşme yapmasının kime ne tür bir zararı var? Madem kendinizden eminsiniz o zaman avukat veya ailenin gidip kısa bir görüşmeyle oradaki durumu tespit etmesine ve dışarıya bilgi vermesinin yolunu açın. O yüzden vakit geçirmeksizin Adalet Bakanının, bu hakkı kullandırması ve acilen bir avukatın İmralı’ya acilen, mümkünse yarın gönderilmesinin öneminin altını çiziyorum. Bozdağ, Öcalan'ın durumuna ilişkin 'İstismar ediyorlar' diyor. İstismar diyorsan o zaman istismara izin verme. Gönderin avukatını gitsin görüşsün" dedi.
ANKARA 100 YILLIK KÜRT FOBİSİNDEN KURTULMADIKÇA HUZUR YOK!
TSK'nin Cerablus işgaline ilişkin soruyu da cevaplayan Demirtaş, "AKP hükümeti DAİŞ'e karşı sınır ötesinde operasyon yaptığının ispatlamak istiyorsa bunu Türkiye içinden başlatsın. Bakın barış bildirisine imza atmış akademisyenlerin, gazetecilerin işten atılma, tutuklanma oranı Türkiye’de İŞİD teröristlerinin tutuklanma oranından da yüksektir. Öncellikle Türkiye’deki IŞİD hücrelerine karşı hükümet ne yapıyor görmek istiyoruz. Adana’da, Antep’te, Adıyaman’da, İstanbul’da, Konya’da yüzlerce IŞİD hücresinin ve evinin olduğu biliniyor. Bütün bunlara karşı tek bir operasyon yapmadan “Ben işte Cerablus işgaliyle IŞİD’i durdurmak istiyorum” diyen bir hükümetin hiçbir inandırıcılığı yoktur. Cerablus işgali tümüyle Kürtlere karşı düşmanca bir tutumdur ve biz bunu asla kabul etmeyeceğiz. Türkiye’nin Kürt düşmanlığı, AKP’nin Kürt düşmanlığı, ırkçı politikaları herkese zarar veriyor. AKP hükümeti Dünya’nın tüm liderleriyle özür dileyip barışabiliyor, sıra Kürtlere gelince Kürtleri tehdit, düşman gören bir anlayışı Türkiye ‘ye kabul ettirmeye çalışıyor. Türkiye’nin büyük bir kısmı yanıltılıyor, aldatılıyor. Açık net söylüyor bırakın Rojava’nın Türkiye’ye hiçbir düşmanlığı olmadı bugüne kadar ve bugünden sonra da olması mümkün değil. Türk halkının dostu Kürt halkıdır. Kürt halkını düşman olarak görmek Türkiye toplumuyla alay etmektir. Ankara yüz yıllık Kürt fobisinden kurtulmadığı sürece bu ülke huzur görmüyor, görmeyecek. Bunun sebebi de biz değiliz, bu politikayı oluşturanlardır. Tarih artık Kürt toplumu ile yüzleşmeyi gerektiriyor" dedi.