BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mersin’de, Alevi kanaat önderleri, aydın, yazar, sanatçı ve Alevi dernekleri temsilcileri ile ‘diyalog toplantısında’ bir araya geldi. Demirtaş, “Devlet, şu anda Aleviliði de Alevi sorununu da Alevileri de dışarıdan tanımlama ve kendince sınırlama çabası içindedir. Alevilik, Alevi toplumu adına dışarıdan tespitler yapıp, onlar adına söz söylemek, onların inançlarını tarif etmek, egemen bir zihniyetle, onları hiçleştirerek, ötekileştirmeye çalışmak, yanlış veya hatadan çok hakarettir. Alevilik inancını tarif etmek, devletin veya Diyanet’in işi ve haddi deðildir” dedi.
BDP’li Akdeniz Belediyesi’nin ev sahipliðinde gerçekleşen Diyalog Toplantısı, Mersin Oteli’nde yapıldı. Buluşmaya, BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP PM üyesi ve Eşgenel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, PM üyesi Ramazan Yıldız, BDP Ýl Eşbaşkanları Aynur Aşan ve Musa Kulu, Akdeniz Belediye Başkanı M. Fazıl Türk, Alevi kanaat önderleri, akademisyen, aydın, yazar ve sanatçılar katıldı. Toplantının ev sahibi olarak, buluşmaya katılımları dolayısıyla BDP Eşgenel Başkanı Demirtaş ve tüm konuklara teşekkür eden Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, buluşmanın önemine dikkat çekti. Türk, “Biraz gecikmeli de olsa Mersin’de bir araya gelmemiz, bizler için bir onurdur. Umarım bundan sonra kalan süreyi çok daha verimli deðerlendirebilir ve sürekli bir diyalog içinde oluruz” dedi.
ÇÖZÜME ALAN AÇILMIYOR
Toplantıda BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, Alevi kanaat önderleri, aydın, yazar ve sanatçılara, toplantıya katılımlarından ötürü teşekkür ederek sözlerine başladı. “Tarihsel olarak 500 yıllık bir geçmişi olan Türkiye’de de kronikleşen bir sorunu tartışacaðız, daha doðrusu dinleyeceðiz” diyen Demirtaş, “Alevi yurttaşların sorunlarının geldiði noktada, partimiz de dâhil tüm partilerin, kendini gözden geçirmesinin, eksik ve yetmezliklerini masaya yatırma zamanı gelmiştir. Yoksa BDP, Türkiye’nin bütün farklı kesimlerinin, tüm ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, politikasını, muhalefetini zaten yürütme çabası içindedir. Bu nedenle sizlerin düşünceleriniz ve eleştirilerinizden faydalanacaðız. Alevi sorununun, Kürt sorununda olduðu gibi belki de en can alıcı noktası, sorunu yaşayanlara çözüme dair politikada yer, alan açılmıyor olmasıdır. Kürt sorununda da durum benzeridir. Kürtlerin hangi haklara sahip olması gerektiði, yine dışarıdan, Kürtlere raðmen, Kürtler sürece dâhil edilmeden, temel aktör olarak ele alınmadan Kürtler adına belirlemeler yapılıyor. Aynı şekilde devlet, şu anda Aleviliði, Alevi sorununu ve Alevileri dışarıdan tanımlama çabasındadır” şeklinde konuştu.
ALEVÝLÝÐÝ TARÝF ETMEK DEVLETÝ VE DÝYANETÝN HADDÝ DEÐÝL
BDP olarak, bu tür hatalara düşmek istemediklerinin altını çizen BDP Eşgenel Başkanı Demirtaş, “Her şeyden önce Alevilik, Alevi toplumu adına dışarıdan tespitler yapıp, onlar adına söz söylemek, onların inançlarını tariflemek, hak ve özgürlüklerini Alevi toplumunun talep ve istekleri dışında, egemen bir zihniyetle, onları hiçleştirerek, yine ötekileştirerek tariflemeye çalışmak, bir yanlış veya hatadan çok bir hakarettir. Alevilik inancının ne olup olmadıðını tarif etmek, devletin işi ve haddi deðildir. Diyanet işlerinin ne görevi, ne yetkisi ne de haddidir. Ýnsanların inancının inanç olup olmadıðı, din olup olmadıðı, mezhep olup olmadıðı, ibadethanelerinin ibadethane olup olmadıðı tartışmasının yürütülüyor olması bile utanç vericidir” ifadelerini kullandı.
ALEVÝLER AKP’NÝN TEKÇÝ YAKLAŞIMINA TESLÝM OLMADI
AKP’nin fiyaskoyla sonuçlanan Alevi Çalıştayları’na da atıfta bulunan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “500 yıllık Alevi sorunu, son birkaç yılda hiç olmadıðı kadar devlete çözümü dayatan bir noktaya ulaşmıştır. Alevi toplumu, Dersim’de, Koçgiri’de, Çorum’da, Maraş’ta, Sivas’ta, Gazi’de yaşadıðı katliamlar ve Yavuz Sultan’dan bu yana yaşadıðı baskı ve katliamlar nedeniyle bölünmüşlük, parçalanmışlık ve bunun karşısında direnememe gücü nedeniyle maalesef Alevi Sorunu, Türkiye ve dünyanın gündemine taşınamıyordu. Ama son birkaç yıldır çok güçlü bir Alevi muhalefeti, meydanları dolduran, sokakları inleten, hükümeti zorlayan ve tek başına gündem belirleyen bir noktaya ulaşmıştı. Dolayısıyla AKP iktidarının gerçekleştirdiði Alevi Çalıştay’ı, ‘lütfen, bir armaðan olarak’ sunulmuş bir şey deðildir. Ortaya çıkmış büyük bir güç ve enerjinin, gittikçe büyümekte olan Alevi muhalefetinin içinin boşaltılması, gazının alınması ve bu vesileyle tartışmaların sürüncemede bırakılması harekâtıydı. Nihayetinde Alevi kesimi, AKP’nin tekleştirici, ırkçı, milliyetçi yaklaşımına teslim olmadı. Bizler açısından bu son derece deðerli bir duruştur. BDP, Alevi toplumunun deðiştirici, devrimci, dönüştürücü gücünü saygıyla karşılıyor ve Alevi toplumu kendi geleceðiyle ilgili söz söyleyecekse, tek söz hakkı Alevi toplumundadır’ diyor.”
EN BÜYÜK TEHLÝKE AKP ZÝHNÝYETÝ
Demirtaş, HES projeleri ve kentsel dönüşüm uygulamaları adı altında Dersim ve daha birçok kentte yapılanın kültürel soykırım olduðunu, inanç ve kutsal mekânların yok edilmesinin bilinçli bir politika olduðunu vurguladı. Demirtaş, şöyle dedi: “Şu an da biz, Türkiye’de en büyük tehdidin, AKP’nin demokrasi, çoðulculuk söylemi altında tekleştirme ve tüm toplumu kendi ideolojik çerçevesinde, siyasal Ýslam’ın egemenliði altında teslim alma politikası olarak görüyoruz. Bu son derece tehlikeli bir politikadır. Türkiye toplumu, Cumhuriyet kurulduðundan bu yana yaşadıðı bütün sorunları, bu zihniyet nedeniyle yaşıyor. Ýnsanları tekleştirip, inançlarını, kimliklerini, etnisitelerini yok sayarsanız, o toplumda asla ama asla barışı saðlayamazsınız. Biz bu nedenle AKP’nin politikalarının doðru tespiti ve teşhirinin, çözüme giden yolda önemli olduðunu düşünüyoruz.”
ÖNÜMÜZDE 2 TEMMUZ VAR
AKP türü partiler ile sað ideolojilerin yıllardır topluma pompaladıðı, ‘Sünni-Alevi Çatışması’ ve bunun üzerinden oluşturulan siyasete de işaret eden Demirtaş, “Aslında bu söylem ve politikanın ne kadar boş olduðunu, biz Roboski Katliamı sonrasında gördük. Alevi dedelerinin, inanç önderlerinin katliama duyarsız kalmayarak, bizzat Roboski köyüne gidip yurttaşların acısını paylaşması, katliamı lanetlemeleri, aslında Alevi-Sünni sözde geriliminin ne kadar devlet merkezli olduðunu göstermiştir. Ve oradaki insanlar da bu ziyaretten son derece memnun kalmışlardır. Ziyaret bölgeyi de çok etkilemiştir. O sembolik ziyaret, tek başına Alevi-Sünni ezilenlerin arasında ne kadar büyük bir dayanışma ihtiyacının olduðunu da göstermiştir. Şimdi önümüzde 2 Temmuz var. Bizce Alevi katliamlarına en büyük tepki ve lanetlemeyi Sünni yurttaşlar göstermelidir. Bu tepki bugünkü devlet ve AKP politikalarının boşa çıkarılması açısından çok önemli olacaktır.”
ARINÇ’IN ÇAÐRISINA YANIT VREECEK OLAN PKK’DÝR
Selahattin Demirtaş, toplantının açılışının ardından verilen arada, gazetecilerin gündemle ilgili sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, ‘PKK’nin silah bırakması halinde, Abdullah Öcalan’a ev hapsi düşünülebileceði’ yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Demirtaş, “Tabi bu konuda işin muhatabı, doðrudan cevap verecek olan BDP deðil, PKK’nin kendisidir. Ama şunu biliyoruz, Oslo ve Ýmralı görüşmeleri sonrasında oluşturulan bir yol haritası ve protokol vardı. Ve bildiðimiz kadarıyla o yol haritası ve protokolde, silahsızlanmayı da içeren bir süreç tarifi de yapılıyordu. Dolayısıyla Sayın Bülent Arınç’ın yeni bir yol haritasından söz ediyor olmasını açıkçası anlayamadık. Yani ‘ortaya bir yol haritası çıksın, bu haritanın bir parçası olarak ev hapsi düşünülebilir’ dediðine göre, herhalde ellerindeki mevcut yol haritasına bir eleştiri ve önerileri var. Bu her neyse bunu kamuoyuna açık bir şekilde yapmalılar. Ortada bir karışıklık yok, bir protokol ve yol haritası var. Hükümet daha net cevaplar verip kamuoyunu bilgilendirirse, belki biz de BDP olarak sürece katkı sunma konusunda yardımcı olabiliriz. Ama bu haliyle çaðrının muhatabı PKK’dir ve 10 aydır Ýmralı’da tecrit altında tutulan Sayın Öcalan’dır” yanıtını verdi.
ÝMRALI KONUSUNDA TATMÝN EDÝCÝ AÇIKLAMA YAPILMALI
Gazeteciler, BDP Eşgenel Başkanı Demirtaş’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Öcalan Ýmralı’da mı deðil mi belli deðil’ yönündeki açıklaması ile BDP Mersin Milletvekili ve Meclis Ýnsan Hakları Komisyonu Üyesi Ertuðrul Kürkçü’nün, komisyon olarak Ýmralı’yı ziyaret etme önerisi de soruldu. Selahattin Demirtaş, bu soruya da “Evet, MHP’nin bu söylemi ilginçtir. Bir bilgiye dayanarak mı konuşuyorlar, doðrusu bilemiyoruz. Bu açıklama yapıldıðı andan itibaren bizim kaygılarımız daha da artmıştır. Ve gerçekten biz de soruyoruz; ‘Sayın Öcalan Ýmralı’da mı? MHP’nin bu açıklamasının ardından biz daha da tedirgin olduk. Adalet Bakanlıðı’nın bu konuda tatmin edici bir açıklama yapması lazım. Veya Meclis Ýnsan Hakları Komisyonu’nun derhal Ýmralı’ya giderek inceleme yapmasına olanak tanınmalı diye düşünüyoruz” şeklinde bir yanıt verdi.