ANALİZ

Demokrasi için birlik

Şu anda Türkiye'nin en temel ihtiyacı demokrasi için birlik kurmak ve mevcut iktidara karşı mücadele etmektir. Türkiye'de geleceği olan tek siyasi hareket demokrasi güçleridir

Birkaç gün önce demokrasi için birlik toplantısı yapıldı. Belki demokrat basın susturulduğu için kamuoyuna hak ettiği kadar yansımadı. Çünkü Türkiye'de artık basın diye bir çalışma kalmamıştır. Tüm basın, Erdoğan’ın konuşmalarını ve ortaya koyduklarını destekleyen ve topluma yansıtan özel savaş basını haline gelmiştir. Savaş dönemlerindeki psikolojik savaş bültenleri böyle yapar. Türk basını tamamen bu durumdadır. Şu anda hiçbir değeri olmayan bir basın varsa o da Türk basınıdır. Çünkü farklı seslerin olmadığı basının bir değeri olmaz. Bu açıdan demokrasi için birlik tartışmalarının bu basında yer almaması bir yetersizlik olarak görülmemelidir. 

Şu anda Türkiye'nin en temel ihtiyacı demokrasi için birlik kurmak ve mevcut iktidara karşı mücadele etmektir. Türkiye'de geleceği olan tek siyasi hareket demokrasi güçleridir. Ya şu andaki AKP iktidarı önünde bir engel olmadan milliyetçi-mezhepçi hegemonik otoriter bir sistem kuracaktır ya da demokrasi güçleri bir araya gelip bu iktidara karşı durarak Türkiye'nin tek çıkış yolu olan demokratik Türkiye'yi yaratacaklardır. Türkiye böyle bir yol ayırımındadır. 

AKP ile MHP artık bütünleşmiştir. Bunlar ayrı partiler gibi gözükseler de tek bir siyasi hareket olarak ele almak gerekir. AKP mi MHP’lileşti, MHP mi AKP’lileşti denilirse her ikisine de doğru denilebilir. CHP ise devletçi milliyetçi karakteriyle AKP iktidarının yedeğine düşen ve AKP'ye meşruiyet zemini sağlayan bir konumdadır. CHP’nin içinde ve tabanında demokrasiden yana belli bir demokratik güç ve çevre olsa da, CHP’nin politikalarını etkileyecek ve AKP'nin yedeğinden çıkaracak durumda değildirler.  

Bu gerçeklik, CHP’nin Türkiye için bir muhalefet ve alternatif siyasi hareket olmasını imkansızlaştırıyor. Türkiye'nin ikinci seçeneği olan demokratik Türkiye'yi yaratacak bir karakteri bulunmuyor. Dolayısıyla Türkiye'nin ikinci seçeneği CHP dışında gerçekleşecektir. CHP’yi mevcut durumdan kurtaracak olan da oluşacak bir demokrasi hareketidir. CHP’yi bu durumdan kurtarmak isteyenlerin yapması gerekenler de çok geniş yelpazede bir demokratik birlik çalışmasına katılmak olmalıdır. Yoksa CHP’den beklenti içinde olanlar tarihin en büyük hayal kırıklığını yaşayacaklardır. Hatta CHP’nin bugünkü durumdan daha kötü duruma düşeceğini göreceklerdir. 

CHP içinde ve tabanındaki demokrasi dinamiklerini de kapsayan bir demokrasi hareketini oluşturmak çok önemli hale gelmiştir. Bu açıdan birkaç gün önce CHP içindeki demokratik kişi ve çevrelerin de yer aldığı demokrasi için birlik çalıştayı çok önemli görülmelidir. Çok geniş yelpazede olması ve AKP iktidarına karşı alternatif hareket yaratma iddiası heyecan verici olmuştur. Belki şimdiden siyasi etkisini ve değerini ortaya koyamamıştır; ancak ısrarla üzerinde çalışılır ve partilerden bağımsız, ama tüm parti dinamiklerini de içine alan bir demokrasi hareketi yaratılırsa AKP sarsılır ve hedeflediği mezhepçi milliyetçi hegemonik otoriter sistem engellenir. Çünkü Türkiye'nin ihtiyacı olan demokrasidir. Demokrasi dışında Türkiye'yi içeride ve dışarıda barış ve istikrara kavuşturmak mümkün değildir. Bu çerçevede CHP’nin sürekli dillendirdiği “yurtta sulh, cihanda sulh” sloganı da ancak böyle gerçekleşir. 

Türkiye'nin en temel sorunu Kürt sorunudur. Türkiye'nin Kürtlerin özgür ve demokratik yaşama kavuştuğu bir birliği sağlaması en temel sorundur. Çünkü iç ve dış politikadaki yanlışlıklar bu sorunun çözülmemesinden kaynaklanıyor. Demokrasi güçleri demokratik Türkiye mücadelesini Kürtlerle birlikte verirlerse istenen Türkiye gerçeğine ulaşılabilir. Bu açıdan demokrasi için birlik toplantısına Kürt siyasetçilerinin ve sol güçlerin katılması önemli olmuştur. Doğru bir platform oluşturulmuştur. Eğer gerçek demokrasi paydası üzerinde bu çalışma ete kemiğe büründürülürse kesinlikle sonuç alınır. Şu anda hiçbir partinin ya da siyasi hareketin kendi programını dayatma lüksü yoktur. Kendini dayatmalar apolitiklik olur. Faşizmin koyu biçimde kendini dayattığı dönemlerde asgari müştereklerde bir araya gelme zorunluluğu vardır. Bu da temel demokratik ilkelerde demokrasi paydasıdır. Hatta birinci görev faşist iktidarları alaşağı etmedir. Bu amaçla bir araya gelindiğinde demokratik yönetimin de ilkeleri ortaya çıkar ve önü açılır. Zaten faşist iktidarların yaptığını yapmamak demokratik yönetime adım atmak olur. 

Yapılan demokrasi için birlik toplantısı çok iyi bir adım olmuştur. CHP’li eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakimi Rıza Türmen’in bu çalışmanın içinde olması da bu çalışmayı asgari müştereklerde ilerletebilir. Çünkü bazen bireylerin karakteri ve kişiliği de siyasi değer taşır; bu tür çalışmalarda önemli rol oynayabilir. Altan Öymen gibi eski bir CHP genel başkanının bu çalışmada yer alması da CHP’nin içindeki demokratik güçleri ve tabandaki demokrasi dinamiğini de bu hareketin önemli bir parçası olmasını sağlayabilir. Zaten HDP’lilerin aktif katılması, Türkiye'nin temel demokrasi dinamiğinin de bu hareket içinde olacağını göstermektedir. Özcesi bu demokrasi için birlik çalıştayı Türkiye'nin demokratik birliğinin tüm vektörlerinin içinde olmasıyla değerini daha fazla arttırmıştır. 

Türkiye birbirine zıt iki yol kavşağına gelmiştir. AKP zaten milliyetçi mezhepçi otoriter hegemon sistem kurmada her yol ve yöntemi denemektedir. Amaca ulaşmak için her yol mubahtır anlayışıyla devlet imkanlarını da kullanarak faşist terör estirmektedir. Ancak tarihsel akışın ve Türkiye'nin ihtiyaçlarının tersine bir konumda olduğundan çok güçlü değildir. Bu kadar zulmetmesi, bağırıp çağırması bu nedenledir. Demokrasi güçleri ise göründüğünün tersine güçlü pozisyondadır. Eğer demokrasi güçleri konumlarının farkına varır ve gereklerini yerine getirirlerse Türkiye kısa sürede kurtuluş umudunu görür ve Türkiye'de var olan karanlık parçalanıp bu ışıkla aydınlanır. 

Dönem, gerçeği görme, kararlı olma ve mücadele etme dönemidir. İhtiyaç olan, mevcut faşist gülerin iradesini kıracak cesareti göstermektir. 


KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA