Derneklerin kapatılması OHAL'in uzayacağını gösteriyor

İçişleri Bakanlığı tarafından 370 dernek faaliyetinin durdurulmasını değerlendiren İHD ve ÖHD Eşbaşkanları, uygulamanın çelişkilerine ve antidemokratik biçimine dikkat çekti.

İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada “OHAL Kanunu 11. Maddesi kapsamında genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak amacıyla 39 ilde milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen; FETÖ bağlantılı 153, PKK/KCK bağlantılı 190, DHKP-C bağlantılı 19 ve DEAŞ bağlantılı 8, olmak ü zere toplamda 370 derneğin faaliyetinin valiliklerce durdurulduğu” belirtildi.

Bunun üzerine harekete geçen polis, kimi dernekleri karar bildirilmeden kapısını mühürlerken, kimi derneklere karşı zor kullanarak yönetici ve çalışanları darp edilerek gözaltına aldı. Ankara'da Halkın Hukuk Bürosu'nda bekleyişini sürdüren avukatlardan 6'sı gece saatlerinde darp edilerek gözaltına alındı.

Konuya ilişkin konuşan İnsan Hakları Derneği Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, kararın hukuki çelişkilerine dikkat çekerek, kararın maddi yanlışları ve ayrıca önümüzdeki dönemde nelere olacağına dair bir kısım mesaj içerdiğine dikkat çekti.

'OHAL UZATILACAK’

Türkdoğan, alınan 3 aylık faaliyet durdurma kararının 19 Ocak 2017'de bitecek OHAL süresini aştığı için hukuksuz ve keyfi olduğunu belirtirken, kararın aynı zamanda OHAL süresinin yeniden uzayacağına dair bir mesaj verdiğini söyledi.

‘MASUMİYET KARİNESİ YOK SAYILDI’

Türkdoğan, aynı zamanda kamu güvenliği gerekçesi ile dernek faaliyeti durdurma kararının hemen arkasında "terör örgütleri"nin sayılmasının masumiyet karinesine aykırı olduğu ve tüzel kişiler hakkında savcılık soruşturmasının öncesinde derneklerin "terör örgütleri" ile ilişkilendirilmesinin kanuna aykırı olduğu ve bunun çok ağır bir örgütlenme özgürlüğü ihlali olduğunu kaydetti. Türkdoğan, bahsi geçen derneklerin öncellikle bakanlıkça incelenmesi, ardından savcıların soruşturmasına ve mahkemelerin karar vermesine kadar ki süreçte incelenmeden direkt silahlı örgütlerle ilişkilendirilmesinin Anayasa suçu olduğuna dikkat çekti.

‘TÜRKİYE’DE SİVİL ALAN TALİMATLA YÜRÜTÜLMEK İSTNİYOR’ 

Özellikle hak ve özgürlükler temelinde çalışan ÇHD, ÖHD, Gündem Çocuk gibi derneklerin sivil alanda önemli ihtiyaçlarını gideren ve bu noktada sivil toplumun örgütlenmesi ile temel işlev gören dernekler olduğunu hatırlatan Türkdoğan, bunları kapatmak istemenin Türkiye'de sivil alanın tamamen kapatılmasının amaçlandığı anlamına geldiğini söyledi. Türkdoğan, şöyle devam etti: "Siz sivil alanda hak ve hukuk temelli çalışan sivil toplum örgütlerini hedefe koyarsanız demek ki siz sivil alanda kesinlikle hak hukuku istemiyorsunuz demektir. Her şeyin talimatla yürümesini istiyorsunuz demektir. Bu kesinlikle anti-demokratik bir düşüncedir."

‘TÜRKİYE BM BİLDİRGESİNE UYMAK ZORUNDA’

Türkiye'nin BM İnsan Hakları Savunucularını Koruma Bildirgesi'ne uymak zorunda olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, ÖHD, ÇHD ve Gündem Çocuk Derneği'nin faaliyetlerinin durdurulmasının bildirgeye aykırı olduğunu vurguladı.

‘DİLİMİZİ DE Mİ BAĞLAYACAKLAR'

Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube Eşbaşkanı Alişan  Şahin de, valilik genelgesi ve idari bir karar ile faaliyetleri 3 ay durdurulmasının ardından başka kararların da geleceğine işaret ederek, uygulamanın keyfi olduğunu dile getirdi. Şahin, "Bizim mekanlarımızı kapattılar, kapılarımıza kilit vurdular ama bizim dilimizi de mi bağlayacaklar?" diyerek, ezilen halkların, Kürtlerin ve hak-hukuku çiğnenen herkesin hakkını savunmaya devam edeceklerini söyledi. 

‘ÖZEL HUKUK BÜROLARI DA KAPATILDI’ 

Şahin, kararın muhalefeti susturmaya yönelik keyfi bir uygulama olduğunu yineleyerek, özellikle Halkın Hukuk Bürosu'nun özel bir hukuk bürosu olduğunu, dernek faaliyeti olmadığı halde basıldığını ve kapısına mühür vurulmasını kınadı.