Dersim'de yaban hayatı yok ediliyor

Dersim'de yaban hayatı yok ediliyor

Dersim’de yapılan barajlar ve kaçak avcılık, birçok canlı türünün yok olmasını gündeme getiriyor. Doğa Yaşamı Koruma Derneği Başkanı Çetinkaya, nesli tükenmekte olan birçok canlı türünün Dersim'de yaşadığına, bunların korunması gerektiğine işaret etti.

AKP hükümetinin hedeflediği enerji ve güvenlik barajları Kürdistan’da binlerce yıllık tarihi sular altında bırakırken, beraberinde, dünyanın en zengin bitki ve hayvan türlerinin yaşadığı Dersim’de endemik canlı türlerini de yok ediyor.

Peri Suru üzerinde bu yıl inşa edilen 5 ayrı enerji barajı nedeniyle onlarca köy boşaltılırken, bölgede yaşayan endemik canlı türlerinin bir kısmı farklı bölgelere göç ederken, bir kısmı da yok oldu.

ÇETİNKAYA: ONLARCA CANLI TÜRÜ GÖÇ ETTİ

Bir yıl içerinde tamamlanan 5 ayrı enerji ve güvenlik barajının doğayı talan ettiğini söyleyen Munzur Doğa Yaşamı Koruma Derneği Başkanı Haydar Çetinkaya, barajlarla yok edilemeyen canlı türlerinin avcılık ile yok edilmeye çalışıldığını belirtti. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün her yıl resmi avcılık için açtığı ihaleye izin verilmediğini kaydederek, “2014-2015 yılları arasında 10 dağ keçisinin avlanması için şirketin açtığı ihale 300 bin TL değerindeydi. Fakat HPG’nin yayımladığı bildirge ve halkın büyük tepkisi nedeniyle şirket Dersim’e bu yıl uğramadı. Kaçak avcılık ise devam ediyor. Diğer yandan Peri Vadisi üzerinde bu yıl inşa edilen 5 ayrı baraj nedeniyle onlarca canlı türü ait olduğu coğrafyadan farklı bölgelere göç ederek yer değiştirdi. Bu göç o canlıların yok olması anlamına geliyor. Ayrıca baraj sularına gömülen ve kar iklimine ait birçok bitki çeşidi de yok oldu” dedi.

'EN ÇOK KENGER TÜRÜ DERSİM'DE 

Dersim’in zengin bitki çeşitliliğine değinen Çetinkaya, Dersim'in doğal varlıkları, yaban hayatı ve bitki çeşitliliğiyle Anadolunun en önemli alanlarından olduğunu ifade etti. Son yıllarda gerçekleştirilen biyolojik çeşitlilik araştırmalarında elde edilen sonuçların da oldukça heyecan uyandırdığını, gözlerin Dersim’e çevrilmesine neden olduğunu vurgulayan Çetinkaya, "Son bir yıl içerisinde Dersim’in bitki envanterine katılan Gundelia Munzur ve Gundelia Dersim kengerleri ile Kalan Nakıllı çiçeği ile birlikte endemik bitki türü sayısının 50’yi aştığını ve şu ana kadar yapılan araştırmalarda bölgede yetişen bitki türü sayısının 1550’ nin üzerinde olduğu belirtilmektedir. Dünyanın en önemli botanikçilerinden olan Viyana Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Dr. Ernst Vitek bir konuşmasında, 'Dünya genelinde tescillenerek kayıt altına alınan kenger türü sayısı 8 dir. Fakat şunu belirteyim ki şu ana kadar bir bölgede en çok kenger türünü barındıran tabiat parçası 7 kenger türü ile Dersim’dir' demişti" diye konuştu.

'ALABALIK DA YOK OLABİLİR'

Dersim coğrafyasında yaban hayatı çeşitliliğinin de yine oldukça önemli veriler içerdiğini söyleyen Çetinkaya, nesli tehlike altında olan birçok endemik canlı türlerinin Dersim’de yaşadığına dikkat çekerek, şu bilgileri verdi: “Dersim coğrafyasında bir arada yaşam süren oldukça önemli sayılabilecek hayvan çeşitliliği bulunmaktadır. Dünya Doğayı Koruma Birliğinin “kırmızı listesi”ne göre nesli tehlike altında olan bazı önemli türlerin Dersim’de hala varlık sürüyor olması gurur vericidir. Nesli bu coğrafyada ve dünya genelinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan kedigiller familyasından Vaşak son zamanlarda hemen hemen Dersim’in birçok bölgesinde ortaya çıkmış ve kayıt altına alınmıştır. Yine korunması gereken türler arasında yer alan ve Dersim’de kutsal sayılan Bezuvar ve Şamua adlı iki dağ keçişi türü de Dersim’de yaşam sürmektedir. Ur kekliği, akbaba, şahin, kaya kartalı su samuru, ayı, porsuk, sansar, çakal, kurt, tavşan, tilki, domuz gibi önemli kemirgen ve yırtıcı türlerde yaban hayatı çeşitliliğini zenginleştirmektedir. Su samuru önceleri birçok akarsuda bulunuyor olmasına rağmen vahşice avlandığı için artık nesli tehlike altında olan türler arasında sayılmaktadır. Bu türün nehirlerimizde ki varlığı ile ilgili olarak son zamanlarda önemli bilgiler elde edilmiştir. Munzur alabalığı ise doğal ortamda sadece Munzur ve Pülümür nehirlerinde yaşam sürmektedir ki, son yıllarda gerçekleştirilen aşırı avlanma nedeniyle nesli yok olmayla karşı karşıyadır. Şayet alabalık avının önüne geçilmezse birkaç sene sonra bu türün ortadan kaybolması muhtemeldir. Dersim’de yine önemli sayılabilecek oranda kuş türü, sürüngen ve kelebek çeşitliliği de 2014 ve öncesinde gerçekleştirilen envanter çalışmaları esnasında kayıt altına alınmıştır."

'GEÇİŞ ALANLARI KAPATILDI'

Son yıllarda yaban hayatının barajlar ve bilinçsiz avcılık nedeniyle yok olmakla karşı karşıya kaldığını dile getiren Çetinkaya, “Yıllardır devam eden avcılık faaliyetleri nedeniyle türlerde azalma görünse de koruma ve bilinçlendirme çalışmalarıyla bu zenginliği korumak mümkündür. Küresel ısınma, süren savaşlar, yapılaşma baraj ve HES projeleri ile süren madencilik faaliyetleri yaban hayatı ve bitki çeşitliliğine ciddi zararlar vermekte ve bazı türlerin yok olmasına veya yer değiştirmesine sebebiyet vermektedir. Özellikle son on yılda tamamlanan barajlar ile yaban hayatının geçiş alanları kapatılmıştır" dedi.