Dersim kurumları devletin zulmünü meclise taşıyor
Dersim kurumları, OHAL adı altında Dersim’de had safhaya gelen devlet zulmünü Meclis’e taşımaya hazırlanıyor.
Dersim kurumları, OHAL adı altında Dersim’de had safhaya gelen devlet zulmünü Meclis’e taşımaya hazırlanıyor.
Munzur Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Soylu, FETÖ adı altında devletin Dersim’i insansızlaştırmak için sistematik bir saldırı yürüttüğüne dikkat çekerek, "Görünen o ki, devlet Dersim’i çıbanbaşı olarak görmeye devam ediyor. Biz bu soykırım politikaları karşısında sessiz durmayacağız. Bir kişi de kalsak, mücadelemizi yükselteceğiz" dedi.
Dersim’in Ovacık İlçesinde oturan Munzur Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Soylu, OHAL’in FETÖ’ye değil Türkiye halklarına karşı ilan edildiğini vurguladı. Özellikle Dersim’de, OHAL ile birlikte devlet baskısının had safhaya ulaştığına dikkat çeken Soylu, “Görünen o ki devlet Dersim’i bir çıbanbaşı olarak görmeye devam ediyor” dedi. OHAL bahanesiyle Dersim’deki tüm yolların asker ve polis barikatlarıyla kapatıldığını anlatan Soylu, Dersim halkının, yabancı bir ülkenin hududunu geçer gibi her yol başında kimlik kontrolü ve üst arama uygulamasına maruz bırakıldığını aktardı.
DEVLET HALKI ABLUKAYA ALMIŞ
1994 yılındaki OHAL’i arar hale geldiklerine işaret eden Soylu, şunları kaydetti: “1994 yılında belki yiyeceklerimizi karne ile alıyorduk ama yaşam alanımız bu şekilde gasp edilmiyordu. Şimdi yaşamımızla birlikte doğamız da göz göre göre yok ediliyor. Yakılan ormanlarımızı söndürmeye çalışmak bile suç sayılıyor. Yaylaya çıkış yasağı olduğu için yurttaşlar hayvanlarını otlatamıyor, arıcılık yapanlar arı kovanlarını dağdan indirmek zorunda bırakılıyor. Devlet tarafından yaşam alanlarımız tam anlamıyla abluka altına alındı. ‘Terörle mücadele’ adı altında halka eziyet ediliyor. İnsanlarımız sokak ortasında panzerlerle eziliyor, öğretmenlerimiz açığa alınıyor, belediyelerimize kayyım atanıyor.”
'KÜRT VE ALEVİLER İÇİN ŞARK ISLAHAT PLANI DEVREDE’
Ormanların yakılmasından inşa edilen HES’lere kadar devletin Dersim’i insansızlaştırmak için sistematik bir saldırı yürüttüğünü vurgulayan Soylu, bu yok etme zihniyetin yeni olmadığına dikkat çekerek, "Osmanlı döneminde şimdi yapılan HES’lerin adı göletti. Dersimlilerle başa çıkmadıklarını söyleyen Osmanlı padişahları o dönem, bizi birbirimizden ayırmak için vadileri göletler halinde sulara boğdular. İşte o plan o gün, bugündür devam ediyor” şeklinde konuştu. Bu durumun Kürdistan’ın tümünü kapsadığını belirten Soylu, Kürt ve Aleviler için Şark Islahat Planının hala devrede olduğuna dikkat çekti.
‘ÇOCUKLAR KÜLTÜRLERİNİ UNUTTU’
1938 yılından bu yana Dersimlilerin hep zorunlu göçe tabii tutulduklarını hatırlatan Soylu, “1938’de Dersim’de bir soykırım yapıldı, bu soykırımdan kurtulanlar ise göç ettirildi. Ben mesela zorla göç ettirilen bir ninenin torunuyum. Ninem Dersim’den zorla Balıkesir'e göç ettirilmiş. Ancak yıllar sonra kendi toprağına geri dönebilmiş. Yine 1994 yılında acımasız bir zorunlu göç dalgası daha yaşandı. 1994 yılında göç ettirilen çocuklar, bugün kendi kültürlerini unuttular" diye belirtti.
‘BİR KİŞİ DE KALSAK…’
Bu gidişata dur demenin zamanının çoktan gelip, geçtiğini vurgulayan Soylu, Dersimli kurumlar olarak devlet zulmünü bayramdan sonra Meclis’e taşıyacaklarını aktardı. “Devlet eğer Dersim halkına, kendi halkı gözüyle bakıyorsa, o zaman halk gibi davransın” diyen Soylu, soykırım politikalarına karşı sesiz durmayacaklarını ve bir kişi de kalsalar, mücadelelerini yükselteceklerini vurguladı.