‘Devlet 6-7 Eylül saldırıları için özür dilesin’

Dur-De Platformu aktivistleri, 6-7 Eylül 1955 ırkçı linç saldırıları ve katliamın 61'inci yıldönümünde , adalet talebiyle Galatasaray Meydanı'nda açıklama yaptı.

Polisin ablukası altında gerçekleşen eylemde, aktivistler Türk devletinin Rumlardan özür dilemesini istedi.

6-7 Eylül ırkçı linç ve yağma saldırılarının 61 yıldönümünde bir araya gelen Dur-De Platformu aktivistleri, Türk devletinin özür dilemesini istedi. Polisin bariyer kurup, arama noktası oluşturduğu eylemde, Türkçe ve Rumca, “6-7 Eylül ırkçı kışkırtma: Devlet özür dilesin” yazılı pankartı ile “ 6-7 Eylül bir daha asla” dövizleri taşındı. “6-7 Eylül bir daha asla” ve “ Dur de, dur de ırkçılığa dur de” sloganlarının atan aktivistler, son günlerde 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek Rum patrikhanesine hakkında karalama kampanyası yürüten Star gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül kınandı. Dur-De Platformu adına açıklamayı İdil Ügüt okudu.

SOYKIRIMCI ULUS DEVLET ZİHNİYETİ SÜRÜYOR !

 6-7 Eylül tarihlerinde İstanbul ve diğer kentlerde başta Rumlar olmak üzere Müslüman olmayan vatandaşlara yönelik örgütlü saldırılar ve yağmalamaların gerçekleştirildiğini hatırlatan Ögüt, “Olaylar esnasında 15 kişi öldürüldü, 300 kişi yaralandı, çok sayıda kadının tecavüze uğradı. 5bin 214 ev, 1.004 iş yeri, 73 kilise, 1 sinagog, iki manastır, 26 okul tahrip edildi. Tahrip edilen mekanlarının yüzde 59 Rumlara, yüzde 17’si Ermenilere, yüzde 12’si Yahudilere aitti” dedi.

Bir göç dalgası başlatan bu olaylar etnik temizliğe dayalı uluslaşma sürecinde önemli bir adım olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini aldığını belirten Ögüt, bu bakımdan 6-7 Eylül olaylarının, Sünni, Müslüman ve Türk nitelikleri ağır basan tek tip ulus yaratma projesinin bir eseri olduğunu ve bu doğrultuda gayrimüslim toplumlara verilen bir mesaj niteliği taşıdığını kaydetti. Ügüt, “ Bu saldırılar, Lozan anlaşması ile hakları güvence altına alınan İstanbul’daki Müslüman olmayan toplulukları yok etmeyi amaçlayan soykırımcı ulus devlet politikalarında bir süreklilik olduğunu gösterdi” diye konuştu.

BARIŞ, DEMOKRASİ İÇİN ÖNKOŞUL EŞİT HAKLAR !

Ne yazık ki, 6-7 Eylül ve benzeri olayların arkasında yatan bu zihniyetin bugün de sürdüğüne dikkat eden Üğüt, “İnkar politikaları, Ermeni soykırımının 101 yılında hala sürüyor. Bugün Rahip Santoro ve Malatya Zirve Yayınevi katliamının katilleri aramızda serbest olarak dolaşıyor. 9 yıldır adaletin yerine getirilmediği Hrant Dink davasında Ogün Samast’ı azmettiren ve destek verenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin subayları olduğu ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Savaş koşullarının yaşandığı günümüzde, barışçıl, demokratik ve herkesin eşit olduğu bir Türkiye’nin homojen ulus tasarımından tam bir kopuşu olmadan mümkün olmayacağına işaret eden Ügüt, barış, demokrasi ve eşitlik gelmesi için Müslüman olmayan yurttaşların eşit birer vatandaş olarak kabul edilmeleri ve geçmişte yaşanan mağduriyetlerin telafi edilmesi ve özür dilenmesinin bir önkoşul olduğunu altını çizdi.