'Devlet Kürt gençliğini toplumdan koparmak istiyor'

'Devlet Kürt gençliğini toplumdan koparmak istiyor'

DBP Gençlik Meclisi'nden Mirza Bilen, devletin Kürdistan gençliğinin öncü rol oynamasını asimilasyon politikalarıyla engellemek istediğine dikkat çekerek, "Gençliğin tarihini, edebiyatını, kültürünü, sanatını bilmesi gerekiyor. Bunlara karşı güçlü bir örgütlenmesini kurması lazım. Bunlar, her gencin kendi gerçekliğinin farkına varması anlamına geliyor" dedi. Kürt gençliğinin dinç ve örgütlü kalmasını istemeyen devletin uyuşturucuyu da yaygınlaştırdığını belirten Bilen, siyasi soykırım operasyonlarına da cevap vereceklerini ifade etti. "Kürdistan'da kadına karşı birçok feodal anlayış, kırım, eve kapatma anlayışı dayatılıyor. Samimice özeleştirisini vermeden hiçbir erkek güçlü çalışma ortaya koyamaz" diyen bilen, yeni dönemde çocuk evliliklerine karşı mücadele edeceklerini de duyurdu.

BDP'nin isim değişikliği ile DBP adını alması sonrası sürdürülen örgütlenme çalışmaları doğrultusunda Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Gençlik Meclisi, geçtiğimiz haftalarda Amed’de gerçekleşen toplantıyla kuruluşunu ilan etti.

DBP Gençlik Meclisi'nden Mirza Bilen ile Kürdistan gençliğinin sorunlarını ve devletin gençlik üzerindeki baskı politikalarını konuştuk.

'KENDİ KÜLTÜR, SANAT VE TARİHİNİ BULMALI'

Gençliğin toplumun en dinamik, heyecanlı, güçlü kesimi olarak dikkat çektiğini, bu özelliklerinin de toplumsal sorunların çözümünde kendisine görev biçtiğini belirten DBP Gençlik Meclisi'nden Mirza Bilen, "Bizler de gençliğin misyonunu değerli bulduğumuzdan, toplumdaki sorunlara en temel kendisinin cevap olacağından kaynaklı, örgütlenmeye ihtiyaç duyduk. Bu temelde daha öncesinde yaptığımız gençlik kongremiz vardı; BDP Gençlik Kongresi. Şimdi de DBP olarak örgütlenme ihtiyacı doğdu. Meclislerimiz daha önceki BDP Gençlik Meclisinde ortaya çıkan birçok gelişmeyle beraber, Kürdistan ve Türkiye metropollerinde gençliğin nasıl örgütlenmesi gerektiğini; yol-yöntemini ortaya çıkardık. Gençlik meclislerimizi ilan etmekle birlikte toplumsal sorunlara en doğru şekilde cevap olacağımızın bilincindeyiz" diye konuştu.

Gençliğin başta kendi kimliğini tanımasının, bunun bilincine varmasının önemine değinerek, her gencin kendi kültür ve ahlakınının, onu var eden değerlerinin özenle üzerinde durması ve bu kapsamda çözümlemesini yapmasının gerektiğine vurgu yapan Bilen, "Kürtse Kürt tarihini, edebiyatını, kültürünü, sanatını bilmesi gerekiyor. Bunlara karşı güçlü bir örgütlenmesini kurması lazım. Bunlar, her gencin kendi gerçekliğinin farkına varması anlamına geliyor" diyerek, ekledi: "Çünkü sistemin ilk ve en temel olarak dayattığı şey; gençliği kendi gerçekliğinden koparmak, başkalaştırmak; kültür ve ahlakını değiştirmek. Gerçekliğimizin çözümlemesi ile uygulanmak istenen bu politikalara cevap olmak zorundayız. Gençlik kendi kültürünü, sanatını, tarihini bulmalı; araştırma içine girmelidir. Bireyciliğe karşı kolektif olmayı her alanda üstlenmeli; yoldaşlık çerçevesinde yaşamın sürdürülmesini esas almalıdır" dedi.

Bilen, devletin Kürt gençliğinin topluma öncülük etme misyonunun farkında olduğunu, bu nedenle asimilasyon politikalarını Kürdistan özelinde geliştirdiğini belirterek, böylece gençliğin toplumundan koparak yozlaşmasının, bireyci karaktere bürünmesinin hedeflendiğini ifade etti.

'GENÇLİĞİN DİNÇ KALMASINA KARŞI UYUŞTURUCU DAYATILIYOR'

Bilen, Kürdistan'da uyuşturucu madde kullanımının devlet eliyle yaygınlaştırıldığını da anlattı: "Uyuşturucu ve diğer farklı maddeler de Kürdistan gençliği özelinde daha sık ve bir politika olarak kullanılıyor. Gençliğin örgütlenmek, öncülük etmek için dinç olması gerekir, kendi zihninin, iradesinin farkında olması lazım. Bu iradeyi ortadan kaldırabilmek için, bu zihnin rahatlığını halk gerçekliğinden koparabilmek için uyuşturucu maddeler dayatılıyor. Son günlerde asimilasyon, yozlaştırıcı, fuhuş politikalarına karşı her bölgede çadırlar açıldı. Amed'de, Türkiye metropollerinde uyuşturucuya karşı eylemsellikler yapıldı, çadırlar kuruldu.

Bunlar üzerinden birçok genç farklı bir politikaya tabi tutuldu; ajanlaştırma ve halk gerçekliğine ters düşen uygulamalar dayatıldı. Hem satışını yaptırma hem de kullandırtma yönünde. Somut örnekleri elimizdedir. Her yerde uyuşturucu ve fuhuş çoğaltılmış durumdadır. Bunlara karşı duruşumuz sürecek."

'FUHUŞ ÜZERİNDEN KÜRT KADINI HEDEF ALINIYOR'

Kürt kadınının da öncülük rolü olduğunu hatırlatan Bilen, 'fuhuş'un da bu gerçeklik üzerinden yine devlet politikası şeklinde ele alınması gerektiğine işaret etti. Bilen, şöyle dedi: "Fuhuş politikasıyla bir yandan gençlik yozlaştırılmak istenirken, bir yandan genç kadınlar üzerinden üretilen bu politikalarla kamuoyuna Kürtlerin 'ahlaksız' olduğuna dair, 'kirli işler yaptığına' dair algı oluşturulmak isteniyor. Kürdistan'da fuhuş bu amaçla yaygınlaştırılıyor. Oysa bugün Kürt kadını kölelik zincirlerinden kurtulabilmek için en ön saflarda mücadele ediyor. Ortadoğu coğrafyasında, Rojava'da-Kobane'de dünya kadınlarına öncülük etme misyonunu, rolünü oynamıştır. Bunları perdelemek için sistem fuhuşu yaygınlaştırmak, gündeme getirmek istiyor."

'TOPLUMSALLIKTAN KOPARMAK İÇİN...'

Bilen, bireyciliğin gençlik üzerinde etkisine de değinerek, 'kapitalizmin ideolojisi' olarak tanımladığı liberalizmin, kendisini bireycilik üzerinden beslediğini kaydetti. Ana-akım medya yoluyla ve toplum arasındaki faaliyetlerle gençlerin bireyci kimliklere bürünmesinin istendiğini ifade eden Bilen, "Geleceğin politikasını belirleyecek olan gençlik ne kadar bireycileştirilirse o kadar toplumsallıktan koparılmış oluyor. Örgütlü yapısıyla güç haline gelmesi yerine aslında güçsüz, yalnız kalıyor ve ne toplumun ne de kendi sorunlarıyla mücadele edebiliyor" diye ekledi.

6-8 EYLEMLERİ VE SİYASİ SOYKIRIM OPERASYONLARI

6-8 Ekim eylemlerini 'AKP politikalarına karşı halkın ve özellikle gençliğin öfkesi' şeklinde ele alan Bilen, siyasi soykırım operasyonlarına da değinerek, şöyle konuştu: "6-8 Ekim eylemleri, AKP'nin DAİŞ desteğiyle gelişti. Hükümetin iki yüzlü politikası ve DAİŞ'e olan desteğini sürdürmesinden kaynaklı bir halk, gençlik öfkesi meydana çıktı. Gençlik AKP politikalarını kabul etmeyerek rolünü oynamıştır. Muazzam bir öfkeyle başkaldırı söz konusu olmuştur. Bu eylemler aynı zamanda halkları da birleştirmiştir. Özellikle gençlik için bunu söyleyebiliriz. Kürt, Türk, Arap vs. halkları birleşerek gerek DAİŞ gerekse de onun zihniyetine karşı direniş sergilediler.

Siyasi soykırım operasyonları bu mücadelenin var olduğundan beri yürütülüyor. Sadece Kürt gençliğine de değil; sol-sosyalist, demokat yapılanmalar da bu operasyonlara uğruyor. Her siyasi soykırım operasyonunda başta gençlik hedef alınıyor; demokratik çözüm ve inşa sürecindeki en temel aktör olmasının bunda payı var. Aynı zamanda DBP Gençlik Meclisi'ni ilan etmemizle birlikte operasyonlar; gözaltı ve tutuklamalar artmıştır. Gençliğin farkındalık yaratması, direnmesi, öncü olmasına tahammül edemiyor ve gelişen örgütlülüğün önünü almak için operasyonlara başvuruyorlar. Bizler bu uygulamaları kabul etmeyerek; örgütlülüğümüzü güçlü ve geniş alanlara yayarak cevap verebiliriz."

'9 BOYUTTA GENÇLİĞE SORUMLULUK DÜŞÜYOR'

Geçen dönemde gençlik mücadelesinin eksiklerinden birinin de diplomatik çalışmalar alanında olduğunu dile getiren Bilen, yeni dönemde bunu aşacaklarını bildirdi. Eğitim çalışmalarını da geliştireceklerini söyleyen Bilen, "Eğitim her daim önemli bizim için, değer bulduğumuz örgütlenme aracıdır. Bu süreçte de her mahalle, kent ve köyde meclislerimiz aracılığıyla örgütlülük durumumuzu güçlendireceğiz. Önderliğimiz de eğitimin büyük önem arz ettiğini her seferinde kanıtlamıştır. Bu temelde demokratik özerkliğin inşa sürecinde, 9 ana başlıkta gençliğe en temel sorumluluk düşüyor. Bu 9 boyutta gençlik her alanda kendisini örgütleyecektir. İnşa çalışmasında bütünen değişen ve dönüştüren bir zemin haline getireceğiz" şeklinde konuştu.

'ERKEK SAMİMİCE ÖZELEŞTİRİ VERMEDEN GÜÇLÜ ÇALIŞMA YAPAMAZ'

Meclislerinde kadınların esas aktör olduğunu söyleyen Bilen, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "kadın özgürleşmediyse, o toplum da tamamen özgürleşemez; köle ve eksik toplumdur" tespitini baz aldıklarını belirtti. "Başta genç kadının örgütlenmesini önümüze koyuyoruz. Kadının zeka ve duygusal yapısı, muazzam dünyasıyla birlikte kadın merkezli yaşamın, özgür yaşamın yaratılacağı inancındayız. Meclis ve kurumlarımızda kadının esas aktör olduğu, etkin güç olduğu inancı hakim" diyen Bilen, erkeklerin özeleştiri vermesi gerektiğini de kaydetti:

"Kürdistan'da kadına karşı birçok feodal anlayış, kırım, eve kapatma anlayışı dayatılıyor. Yine sistemin dayattığı politikalar da var. Samimice özeleştirisini vermeden hiçbir erkek güçlü çalışma ortaya koyamaz. Kadın özgürlük mücadelesinin güçlü bir seviyeye ulaşabilmesi için samimice özeleştiri vermemiz gerekiyor. Salt sözlü aktarımda değil; pratikte, yaşamın her alanında kadınla birlikte, kadının mücadelesini güçlendiren pozisyonda olmamız gerekiyor. Kadının özgürleştiği toplumda da bu zihniyete sahip olan eril erkeğin de bunlardan tamamıyla arınabileceğini düşünüyoruz."

ÇOCUK EVLİLİKLERİYLE MÜCADELE

Gençlik Meclisleri olarak Kürdistan'da çocuk yaşta yaptırılan evliliklere karşı da mücadele edeceklerini duyuran Bilen, "Bu anlayışların toplumdal kırılması, bu kişi ve kurumların zihniyetinin cevabını bulması için her daim ayakta olduğumuzu göstereceğiz. Meclis çalışmaları içinde yer alan kadınların da bu soruna dair büyük öfke ve örgütlenmesi var" dedi.

DBP Gençlik Meclisi'nden Mirza Bilen, önümüzdeki günlerde kadın meclislerinin dört parça Kürdistan, Türkiye ve Avrupa'dan katılımlarla bir konferans düzenleyeceğini de aktardı.