Son Dakika: DEM Parti Heyeti, İmralı’ya hareket etti

'Devletin koyduğu kurallarla ben çile çekmek zorunda değilim'

'Devletin koyduğu kurallarla ben çile çekmek zorunda değilim'

Evi 2008 yılında Malatya’nın Yeşilyurt İlçesinde sit alanı ilan edilen bölgede bulunan 53 yaşındaki Mehmet Keleş, mağduriyetini ANF’ye anlattı. “Devletin koyduğu kurallarla, kanunlarla ben vatandaş olarak çile çekmek zorunda değilim” diyen “Bir devlet kanunlarla insanlara zorbalık dayatıyorsa, mülkiyet hakkını elinden alıyorsa böyle bir devlet olmaz olsun. Ben böyle bir devleti tanımıyorum” şeklinde tepki gösterdi.

2008 yılında sit alanı ilan edilen Malatya’nın Yeşilyurt İlçesindeki sit bölgesine yönelik "sokak sağlıklaştırması ve çevre düzenlemesi" planı, Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu (KUDEB) tarafından ancak 2010 yılında uygulamaya konuldu. Müteahitte verilerek restorasyon çalışmalarına başlanan bölgede, halk çalışmaların eksik ve baştan savma olması nedeniyle mağdur olurken, Yeşilyurt harabeye döndü.

Mehmet Keleş’in evi 2008 yılında sit alanı ilan edilen Malatya'nın Yeşilyurt İlçesindeki sit bölgesinde bulunuyor.  53 yaşındaki Keleş 12 Eylül döneminde Türk cezaevlerinde maruz kaldığı işkencelerden dolayı ilerleyen yıllarda defalarca ameliyat oldu. Ameliyatla kollarından damarları alınan Keleş’e yüzde 70 engelli raporu verildi.

Keleş, 2008 yılında Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde tarihi evleri güzelleştirme adı altında bir proje başlatıldığını ve bu çalışmanın taşeron firmalara verildiğini söyledi. Kendisinin de adına tapulu evinin sit alanı içerisinde olduğunu belirten Keleş, yıllardır sit alanı içerisine alınan evin onarımı yapılmadığı gibi evin sit alanı olması nedeniyle kendisinin her hangi bir tadilat yapamadığını söyledi.

Bilhassa AKP’li Yeşilyurt Belediyesi’nin kendisinin mağduriyetinde rolü olduğunu belirten Keleş, evi sit alanı ilan edilen hak sahiplerine kira fonu ödenirken kendisine ödenmediğini kaydederek şunları söyledi:  “Ben şuanda evimde oturamıyorum. Çünkü herhangi bir tadilat yapamıyorum. Kirada oturmak zorundayım. Benim durumumda olanlara yani evi sit alanı olarak gösterilenlere kira yardımı yapılırken bana yapılmıyor. Evim harabeye döndü, yıkılacak duruma geldi.”

Konuyu İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in desteğiyle TBMM’ye taşıdığını söyleyen Keleş, Meclis komisyonundan ‘mahkemeye ver’ yanıtı aldığını, bunun sonucunda mahkemeye başvurduğunu ancak herhangi bir sonuç alamadığını vurguladı.

“Benim evimin hiçbir tarihi değeri yoktur” diyen Keleş, mahallede yol projesi olduğunu ancak Yeşilyurt Belediyesi’nin halkı cezalandırmak amacıyla bu yönde hareket ettiğini ifade etti. Keleş, “Bu mahallede yol projesi var, benim evim yolun geçeceği alanda yer alıyor ve yolun geçmemesi için bilinçli bir şekilde böyle davranıyorlar. Oradan yol göründüğü halde o yol açılmıyor” dedi.

Yeşilyurt Belediyesi’nin yolsuzlukları karşısında ses çıkardığı için yer yer tehdit edildiğini söyleyen Keleş, geçinebilmek için Yeşilyurt’ta tütün dükkanı açtığını ancak belediyenin baskısıyla kapatmak zorunda kaldığını dile getirerek şöyle konuştu: “Belediyenin yanlışlarına karşı çıktığım için hedef aldılar beni. Ben hakkımı aradığım için belediye ile uğraşma denilerek de tehdit edildim. Belediye halka yalan söylüyor.”

Keleş sözlerini şöyle sürdürdü: “Evim şuanda yıkılmaz üzere. Benim bir gelirim yok. Emekliyim, 350 TL kira ödüyorum. Bir çocuk okutuyorum. Yüzde 70 sakat raporum var. Çocuğum kayseri de okuyor. 950 TL maaş alıyorum, 410 TL ile çocuğumun yurt parasını veriyorum. 300 TL kendisine yatırıyorum. 350 TL kira ödüyorum ve bir kuruş kalmıyor. Eşimle sığıntı gibi yaşıyoruz. Çocuklarım destek oluyor ancak onlarda evli, ne kadar destek olabilir? Çocuğum bu maddi sorunlar nedeniyle okuyamaz ve geri dönerse ben bunu kaldıramam. O zaman da ne devlet ne polis ne başka bir şey tanırım. Canımı dahi tanımam her şey bana vız gelir. Sorun çözülmezse ben daha değişik eylemlere gideceğim. Bizi ölüme terk ettiler, öl dediler. Evleri yaptık diyorlar. Vatandaşın eskiden oturulur durumda olan evleri şimdi oturulamaz hale geldi, yıkılır durumda. Evler yıkılır duruma geldi diye ev sahiplerine kaymakamlık kira fonu çıkardı. Ancak bu kira yardımı kendi adamlarına yapılıyor. Yeşilyurt harabeye döndü.”

“Devletin koyduğu kurallarla, kanunlarla ben vatandaş olarak çile çekmek zorunda değilim” diyen Keleş, tepkisini şöyle noktaladı:  “TC devleti var ise halkını, vatandaşını korur. Bir devlet kanunlarla insanlara zorbalık dayatıyorsa, mülkiyet hakkını elinden alıyorsa böyle bir devlet olmaz olsun. Ben böyle bir devleti tanımıyorum."