Devrimci 78'liler: Türkiye kabile ülkesine dönüştü

Devrimci 78'liler: Türkiye kabile ülkesine dönüştü

Devrimci 78’liler Federasyonu, bir yandan 12 Eylül cuntası yargılanırken, diðer yandan da cunta dönemi yargılamalarının hukuki sayıldıðını belirterek, 78’liler ve dostlarının onlarca yıl hapis tehdidi altında olduðuna dikkat çekti. Türkiye’nin bir kabile ülkesine dönüştüðünü kaydeden Federasyon, AKP rejiminin 3. Paketine de işaret ederek, bu pakete faşist katillere af niteliðinde bir madde eklendiði tepkisinde bulundu.

Devrimci 78’liler Federasyonu, demokratikleşmenin mahkemeler eliyle gerçekleşemeyeceðini ifade ederek Meclisi göreve çaðırdıklarını hatırlatırken, “Ancak çaðrımızdan bu yana bir dizi gelişmeler yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor” dedi.

FAŞÝST AFFI

Federasyon, sözkonusu “gelişmeleri” şöyle sıraladı:

“1- Önderlerimizi andıðı gerekçesiyle üyelerimiz ve dostlarımız ceza almaya devam ediyor. Üyelerimiz 12 Eylül sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanıp ceza aldıkları için önceden “kasıtlı suçtan mahkûmiyetleri” bulundukları gerekçesi ile cezaları onaylanıyor.

Bir yandan 12 Eylül cuntası yargılanırken öte yandan cunta dönemi yargılamaları hukuki sayılıyor, bunlara dayanılarak infazlar yakılıyor, 78’liler ve dostları onlarca yıl hapis tehdidi altında tutuluyor.

Hem yerel mahkemelerin kararları, hem de Yargıtay’ın bu kararları onaması bir hukuk skandalıdır. Yargıtay kendi içtihatlarını çiðneyerek bu kararları onamıştır. Bu kararlar bir kez daha göstermiştir ki Türkiye adalet sistemi resen suçlu üreten bir mekanizma haline dönüşmüştür. 12 Eylül cunta yargılamaları tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmalıdır.

2- TBMM Adalet komisyonunda kabul edilen 3. yargı paketinde 12 Eylül öncesi Öðrencileri, bilim adamlarını, gazetecileri öldüren, toplu katliamlar yapan faşist katillere af niteliðinde bir madde eklendi.

Basın ve kamuoyunda çok tartışılan, kamuoyu vicdanını yaralayan bu maddeyi “utanç” maddesi olarak deðerlendiriyoruz. 12 Eylül’le hesaplaşacaðını iddia edenlerin de nasıl bir hesaplaşmayı hedefledikleri daha iyi anlaşılıyor. Katilleri koru, faşistleri ödüllendir, devrimcileri içerde tut. “taşı baðla iti serbest bırak.” …”

“Faşist affı” diye anılan bu maddenin 3.yargı paketinden çıkartılmasını isteyen Federasyon, “12 Eylül cunta yargılamalarının tüm sonuçlarını ortadan kaldıracak bir madde eklenmelidir” dedi.

TMK VE ÖZEL YETKÝLÝ MAHKEMELER KALDIRILMALI

Açıklamada, diðer gelişmeler şöyle sıralandı:

3- Birçok katliam davası, öldürülen birçok sendikacı, bilim adamının, aydın, demokrat devrimcinin davası, zaman aşımı gerekçesi ile düşürüldü. Zaman aşımı Faşist katiller için “hayırlı” bir kalkan oldu. Öte yandan Devrimci Tahir Canan yaklaşık 31 yıldır cezaevinde. 12 Eylül’ün en uzun tutuklusu, başka bir deyimle 12 Eylül’den bu yana cezaevinde unutulan devrimci. Zindanlarda insan unutma geleneði yeni deðil. Ama ileri demokrasiden dem vuranların demokrasi anlayışının ne kadar ileri olduðunu anlama açısından çarpıcı bir örnek. Tahir Canan derhal serbest bırakılmalı. Yapılan hukuksuz uygulamalar sonucu oluşan kayıpları tazmin edilmelidir. Zaman aşımı zırhına bürünenler yargı önüne çıkarılmalı. Zamanaşımı diye bir kavram kaldırılmalı. Yargıda uygulanan çifte standarda son verilmelidir.

4- Adı “özel” ile başlayan her yapılanma olaðanüstü çaðrışımlar yapar. (Özel tim, Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler, Özel hareket, Özel Yetkili Mahkemeler, vb) Demokrasi ile baðdaşmaz. Demokratikleşme beklentilerini “özel”e havale etmiş bir anlayış samimiyet testinde sınıfta kalmış demektir. Bilmem kaçıncı yargı paketiyle, bilmem hangi genelge ile veya hangi fetvalarla ülke yönetmeye çalışanlar 12 Eylül Anayasasını kaldırma düşüncesinde deðildir. Olsa olsa kendine göre revize etme, sistemi yeniden üretme çabasındadır. Adı özelle başlayan tüm yapılanmalar kaldırılmalı.12 Eylül Anayasası tarihin çöp sepetine atılmalıdır. Yerine demokratik, katılımcı, ülkenin baðımsızlıðını temel alan, eşit, özgür bir Anayasa yapılmalıdır.

5- TMK ile öðrenciler, çocuklar, halkın iradesini temsil eden belediye başkanları, milletvekilleri, sendikacılar, gazeteciler, aydınlar, yazarlar cezaevlerindedir.12 Eylül’de bizleri “anarşist, komünist, Kızılbaş” diye işkencelerde öldürdünüz, zindanlarda çürüttünüz. Şimdide “Kürt, terörist, Alevi” diye zindanlara atıyorsunuz. Ne deðişti? 12 Eylül devam etmiyor mu? Her zaman bir düşman yaratıldı. Bu anlayıştan vazgeçilmeli, TMK derhal kaldırılmalı. Cezaevlerinde tutuklu bulunan TMK’dan yargılananlar biran önce serbest bırakılmalıdır.

6- Federasyonumuz daha önce yayınladıðı deklarasyonda 12 Eylül cunta mahkemelerinde, olaðanüstü hal mahkemelerinde, sıkıyönetim mahkemelerinde verilen kararların yok sayılması, darbe mahkemelerinin verdiði kararların tüm sonuçları ile ortadan kaldırılması doðrultusunda bir çaðrı yapmıştı. Ancak yaptıðımız çaðrı, katilleri serbest bırakma ve af etme şeklinde karşılık buldu. Çaðrımızı tekrarlıyoruz; 12 Eylül cunta mahkemelerinde, olaðanüstü hal mahkemelerinde, sıkıyönetim mahkemelerinde, Devlet Güvenlik mahkemelerinde verilen kararlar yok sayılsın, darbe mahkemelerinin verdiði kararlar tüm sonuçları ile ortadan kaldırılsın.

ROBOSKÝ KATLÝAMI FAÝLLERÝ YARGI ÖNÜNE ÇIKARTILSIN

7- Roboski katliamının üzerinden 5 aydan fazla zaman geçti. Hükümet katilleri bulmak yerine ölenleri suçlu ilan etti. Roboski katliamının katilleri, emredenleri, azmettirenleri açıklansın. Derhal yargı önüne çıkartılsın.

8- Girmedikleri bir yatak odamız kalmıştı oraya da girdiler. Ne kadar çocuk yapacaðımıza, çocuklarımızı nasıl yetiştireceðimize, kadınlarımızın çocuk yapıp yapamayacaðına, kürtaj olup olamayacaðına onlar karar veriyor. Birde fetva çıkarıyorlar. Yakında ferman çıkarırlarsa şaşırmamak gerekir. Kadınların bedeninden, çocukların geleceðinden elinizi çekin.

9) Eðitimde 4+4+4 olarak formüle edilen düzenlemeyle çocuk işçiler, çocuk gelinler hedefleniyor. Yapılmak istenen; neo-liberal politikaların gereði olarak ucuz ve yoðun işgücü potansiyeli yaratmak, sözde seçmeli yapıyorum gerekçesiyle din dersinin zorunlu hale getirilmesini hedefleyen eðitim sisteminden bir an önce vazgeçilmelidir

10- Saðlıkta devrim olarak sundukları sistem hem hastaları hem de saðlık çalışanlarını perişan etti. Parası olanın tedavi edildiði parası olmayanın öldüðü saðlık sisteminden vazgeçilmeli, saðlık hizmetleri parasız olmalıdır.

ÝŞÇÝ VE EMEKÇÝLERÝN HAKLARINA GÖZ DÝKTÝLER

11-Yeni imar yasaları ile en deðerli yerleri sermayeye peşkeş çektiler. Halkın barınma hakkını ellerinden aldılar. Bu insanlar bu ülkenin vatandaşı deðil mi. Talan yasaları derhal geri çekilmelidir

12- Emeklileri “yek ekmeðe muhtaç” ettiler. Ölsünler diye gözlerinin içine bakıyorlar. Bu gün soframızdaki ekmeði içtiðimiz suyu yaşadıðımız konutu geçmişte onlar üretmediler mi? Tüm yaşamlarını bu ülkenin geleceði için tüketen bu insanlara layık görülen bu mu? Emeklilere yaşamlarını rahatça sürdürebileceði ortamlar ve ücretler saðlanmalıdır.

13- işçilerin, emekçilerin kıdem tazminatlarına ve tüm sosyal haklarına göz diktiler. Hayatı yaratan ve üreten insanlara karşı bu kin bu öfkenin sebebi adına hareket ettiðiniz egemenler mi? Ýşçi ve emekçilere insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilmeli, kazanımlarına göz dikilmemelidir.

KÜRT SORUNUNDA ÝNKARCILIKTAN VAZGEÇÝLMELÝ

14- Kürt sorununda inkârcı ve imhacı politikaları devam ettiriyorlar. Her gün çatışmalarda gençlerimiz ölüyor. Anaların gözyaşları hiç dinmiyor. Kürt sorunu çözülmeden demokrasi’den nasıl söz edilebiliniyor. Buna inanan birileri var mı? Kürt sorununda inkârcı politikalardan vazgeçilmeli Kürt halkının seçip gönderdiði temsilcilerle görüşüp barışçıl bir çözüm bulunmalıdır.

15-Son zamanlarda Başbakanın alt kültür üslubu davalara konu olabilecek bir noktaya ulaşmıştır. Bazı insanlara tasmayı layık görürken, ‘ölü insanlara cinsel istek duymak’ anlamına gelen “ölü sevicilik”” nekrofili” deyimini kimi siyasiler için sıkça kullanan başbakan bu deyimin cinsel yönelim bozukluðu olduðunu bilerek mi konuşmaktadır?

16- Basının ve kamuoyunun bilgilenmesini engellemek için bir yasaklar zinciri oluşturulmuş, bir sansür uygulaması başlatılmıştır. Gönüllü sansürcüler bir yana; bilgilenme, düşünme ve ifade etme üzerindeki baskı ve yasaklar derhal kaldırılmalıdır.

KABÝLE ÜLKESÝNE DÖNDÜ

17- Ýnsan hakları ihlallerinde Afrika ülkelerini bile geride bıraktık. Bir kabile, bir göçebe ülkesine dönüştük. Başka ülkelerin insanlarına verdiðiniz deðeri birazda kendi ülkenizin insanlarına verin.

18- Din ve inanç özgürlüðü diye bir kavram var. Bu kavramın bizim ülkemize de uðramasına izin verin. Alevi köylerine cami yapmaktan vazgeçin. Bırakın Cem evlerini yapsınlar. Diyanet işlerini kaldırın. Herkes kendi inancını kendisi yaşasın. Ýnançları devlet bütçesi yönetmesin.

19- Devrim şehitlerimizi sadece ölüm yıldönümlerinde anarak görevini yerine getirmenin vicdani rahatlıðını yaşayan tüm aydın devrimci kamuoyunu; yoldaşlarımızı katledenlere karşı yürüttüðümüz mücadelede, işkencecilerin, katillerin, darbecilerin yargılanması için açtıðımız davalarda bize destek olmaya, bu konuda göstermiş olduðumuz hassasiyete duyarlı olmaya davet ediyoruz.”

Devrimci 78’liler Federasyonu ayrıca bu süreçte, “Sermayenin deðirmenine su taşıyanları, Faşist katillerle kol kola omuz omuza olanları, Karışanları ve barışanları, 12 Eylül’ün devamından medet umanları asla affetmeyeceklerini” kaydetti.

ANF NEWS AGENCY