Dilan Alp'in avukatları, İstanbul Valisi'nin birden çok yasayı ihlal ederek müvekkillerine iftira ettiğini, ona yönelik işlenen suçları övdüğünü, yeni suçları azmettirdiğini belirtti. Avukatlar, yargısız infazda bulunan Vali hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

1 Mayıs'ta polisin attığı gaz bombasıyla başından ağır yaralanan ve hayati tehlike geçiren Dilan Alp'in avukatları Güzilar Tuncer, Umut Alkaç ve Fazıl Ahmet Tamer İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü'nün açıklamalarına yanıt verdi. Avukatlar yaptıkları yazılı açıklamada, İstanbul Valiliği ve Emniyeti'nin Dilan Alp'e ilişkin dezenformasyon ve çarpıtmalarla hukuka ve temel insan haklarına aykırı açıklamalar yaptığını belirtti.

Açıklamada, "İstanbul Valisi inanılmaz bir şekilde polisin kasıtlı olarak ve özellikle baş hizalarına olmak üzere göstericilerin vücutlarına yönelik gaz mermisi atışlarını meşru göstermeye çalışmakta, Dilan Alp'in yaralanmasının yasal, hukuka uygun bir eylem olduğunu ileri sürmektedir" denildi.

'SUÇU HAKLI GÖSTERMEYE ÇALIŞTI’

Vali'nin "Elinde molotof vardı", "Yasadışı örgüt üyesidir" iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirten avukatlar, böyle olsa dahi hiçkimsenin başından vurulmayı hak etmediğini kaydetti. Avukatlar, Vali'nin bu açıklamalarıyla işlenen bir suçu haklı göstermeye çalıştığını ve yeni suçların işlenmesini azmettirdiğini ifade etti.

'KENDİNİ MAHKEME YERİNE KOYUP HÜKMÜ VERDİ'

Emniyet'in Dilan Alp'e ilişkin suç kaydı olmadığını açıklamasına rağmen, Vali'nin kendisini mahkeme yerine koyarak, "örgüt üyesi" açıklamasıyla yargısız infaz yaptığını kaydeden avukatlar, Vali'nin iftira atarak da suç işlediğine dikkat çekti. Avukatlar, bu açıklamaların Türkiye'de muhalif olan herkesin fişlendiğini ortaya koyduğunu da bildirdi.

POLİSLER 'ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜS' SUÇU İŞLEDİ

Polisin hedef gözeterek ve yoğun bir şekilde gaz mermisi kullanmasının "kasten yaralama ve öldürmeye teşebbüs" suçlarını oluşturduğunu belirten avukatlar, "İstanbul Valisi 'örgüt üyesidir, radikal mensuptur, taş atan grup içindedir' vb. açıklamalarıyla Dilan'ın böylesi bir muameleyi hak ettiğini ileri sürmektedir. Sözlerinin başka hiç bir anlamı bulunmamaktadır. Bu durumda İstanbul Valisi suç olan bir fiili, yani kasten yaralama ve öldürmeye teşebbüs fiilini ve bu suçu işleyenleri övmüş olmaktadır. 4. Yargı paketiyle getirilen ve bu suçun işlenmesi için gerekli olan açık ve yakın tehlike şartı da Vali'yi bu suçu işlemiş olmaktan kurtaramamaktadır. Zira binlerce polisin amiri durumundaki bir kişinin bir gencin başından gaz bombasıyla vurulmasını övmesi başta tüm İstanbullular olmak üzere yetki bölgesindeki tüm insanlar için açık ve yakın bir tehlike anlamını taşımaktadır" dedi.

Avukatlar, ayrıca gaz bombalarının Vali'nin emriyle kullanıldığını da belirterek, Mutlu'nun 1 Mayıs'ta işlenen suçların azmettiricisi olduğuna dikkat çekti.

'İŞKENCE ŞUÇUNU ÖVDÜ'

Avukatlar, İstanbul Valisi'nin "Kurşun atmadık. Gaz attık, su attık. Dayak da atmadık. Ama hak ettiler aslında" sözlerine de şöyle yanıt verdi: "Dayağın, yani fiziksel işkencenin bir yöntem olması gerektiğini savunmakta ve işkence suçunu övmekte, azmettirmektedir. Polisin görevleri, yetkileri arasında hukuksal mevzuatta, insan hakları kurallarında dayak yoktur, olamaz."

Vali'nin "Dünyanın ne kadar mahkemesi, ülkemizin de ne kadar yüce mahkemesi varsa müracaat edilebilir. Bu konuda o kadar rahatım ki almış olduğum karar kendi vicdanımda fevkalade doğrudur" sözlerine de tepki gösteren avukatlar, "Yargıyı beklemeye tahammül etmeden yine mahkeme kurmakta ve hüküm vermektedir" dedi.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANDI

Avukatlar, AİHM'in Taksim yasağının yasa dışı olduğu yönündeki kararını hatırlattı. Avukatlar, "AİHM kararı karşısında valinin başka bir seçeneği yoktur. Taksim'i 1 Mayıs etkinliklerine açmak zorundadır. Bu karar karşısında Vali açıkça görevi kötüye kullanma suçunu ihlal etmiştir. Bizzat yasaları çiğneyen birinin herkesten, yasalara, kendi yorumladığı tarzda uymasını istemesinin bir değeri bulunmamaktadır" dedi.

Avukatlar, açıklamalarında şunları ifade etti: "İstanbul Valisi yukarıda belirttiğimiz gibi birden çok sayıda ve şekilde yasaları ihlal etmiş, insan hakları ihlalinde bulunmuş, müvekkilimize iftira etmiş, ona yönelik işlenen suçları övmüş, mazur göstermiş, yeni suçları azmettirmiştir. Üstelik vicdanının rahat olduğunu da ifade etmiştir. Bu vicdan açıkçası bizi korkutmaktadır. Olayın başından beri genç bir kızın yaşam ölüm savaşı vermesine üzülecek yerde vali, bütün enerjisini bu yaralanma ve muhtemel yaşam kaybını halka nasıl kabul ettirebilirim, mazur gösterebilirim derdine düşmüştür. Köprüleri açan, trafiği engelleyen, sokağa çıkma yasağı ilan eden vali sorumluları araştıracağına, sağlık durumu kötü olanlarla ilgileneceğine propaganda mekanizmasının çarklarını işletme telaşına düşmüştür. İstanbul Valisi hakkında her türlü hukuki başvuru hakkını kullanacağımızı kamuoyuna açıklarız."